Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; somut olayda, davacı ile davalı ... arasındaki satış vaadi sözleşmesi 08/06/1999 tarihinde düzenlenmiş olup, satış vaadine konu taşınmazın davacıya teslim edilmediği ve davacının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı da dikkate alındığında 10 yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığından, davalı ... hakkındaki davanın da reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

    Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir. Somut olayda; davanın dayanağı olan 08.01.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazların geldi tapusu olan 178 parseldeki davalı tarafından hissesinden 427680 payı, 19.04.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile de 171072 payın davacıya satışı vaat edilmiştir. Sözleşme usulünce resmi şekilde düzenlenmiş, ayrıca satılan payların teslim edildiği ve bedelinin de ödendiği de sözleşmede hüküm altına alınmıştır. Satış vaadine konu taşınmaz daha sonra hükmen davalının da paydaş olduğu paylı mülkiyete konu dava konusu taşınmazlara ifraz edilerek tescil edilmiştir. Davacı davalının vaat borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemektedir....

      Cumhuriyet Başsavcılığınca; müştekilere daire satış vaadinin...Yapı şirketi yetkilileri ... ve ... tarafından yapıldığı, menfaatin bunlar tarafından elde edildiği, şüpheli arsa sahipleri ile ... ve ...'ün menfaat elde ettiklerine dair delil elde edilemediği, dolandırıcık suçunun nitelikli yalan ve hile kullanılarak gerçekleşebileceği, hileli davranışın ağır yoğun ve ustaca olması, mağdurun inceleme olanağının ortadan kalkmasının gerektiği, mevcut olay açısından gayrimenkul satışlarının resmi yoldan yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin taşınmaz satış vaadine ilişkin olduğu ve hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu, şüpheliler ... ve ... tarafından yapılan tadilat sözleşmesinin mükerrer satış niteliğinde değerlendirilemeyeceği, yine kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri ile ... arasında yapıldığı, ... ve ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-davalı vekili tarafından, davalı-davacı aleyhine 23.10.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin iptali, 02.05.2007 tarihli birleşen davada davalı-davacı vekili tarafından satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen 31.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava hile nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., davalı ...'ın eşi ...'...

          Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptali tescil veya tazminat birleştirilen davada tapu tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21.11.2018 gün ve 2016/8280 Esas, 2018/8012 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nın 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.05.2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadine dayalı ... iptali ve tescili ile taşınmazdaki ipoteğin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne taşınmazın ... iptal ve tesciline ipoteğin iptaline dair verilen 23.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R 1-Mahkeme kararı hükmü temyiz eden davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur. HUMK'nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 26.02.2009 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 25.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 18.02.2009 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde dava açılmış, mahkemece satış vaadine konu hissenin keşfen saptanan değeri itibariyle 14.07.2009 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.08.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 16.04.2007 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, bedelin ödenmediğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadine konu taşınmazın davacı adına tescili için gereken yasal izinler alındığında taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir....

                  Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince; Davalının dava konusu 1 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki 3/160 payı 10.09.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ...'na, yine 11.09.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile de davacı ...'a satışı vaat edilmiştir. Dava dışı ... da davaya asli müdahil olan ...'e temlikte bulunmuştur. Müdahil olan ... tarafından aynı mahkemenin 2010/286 esasında satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescili davası açılmış olup o davanın halen derdest olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nun 166/1. maddesi hükmü gereğince davaların birleştirilmesine karar verilmeli ve her iki dava birlikte esastan sonuçlandırılmalıdır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.07.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.06.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemiyle açılmıştır. Satış vaadine konu taşınmaz; 1364 ada, 10 parsel numarasıyla kayıtlı olup, dayanılan her iki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile bu taşınmazda ... oğlu ...' in 276/2400, ... oğlu ...' in 278/2400 ve baba adı belirtilmemiş olan ...' nın da 276/2400 payları satışa konu edilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinde satın alan tarafı oluşturan kişi, davacı ...'dir....

                      UYAP Entegrasyonu