Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 28/09/2009 tarihli davacı ile dava harici Mehmet Balaban arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin alacağın temliki hükmünde olup olmadığı, buna göre davacının söz konusu sözleşmeye dayanarak davalılardan alacak isteminde bulunmakta haklı olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır. Davacı ile dava harici Mehmet Balaban arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde; Mehmet Balaban'ın, davalılar murisi ile imzaladığı satış vaadine konu taşınmazları, bu kez davacıya satıp devretmeyi vaat ettiği görülmektedir. Bu bağlamda söz konusu sözleşme, alacağın temliki mahiyetinde değildir....

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlemesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

    Mahkemece satış vaadi sözleşmesinin belirlilik unsuru taşımadığı nedeni ile dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı ile davalılardan ... vekili temyiz etmiştir. 1-Davada 07.02.1977 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Bu sözleşmenin incelenmesinde vaat borçluları olan davalıların ... merkez ... mevkiinde bulunan ve tapunun 556 ada 2 parsel ile 570 ada 3 parsel numaralı taşınmazlarda kendilerine isabet eden veya edecek olan hisselerinden 6000 metrekare miktarını davacı satış vaadi alacaklısına satmayı vaat ettikleri anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, satışı vaat olunan taşınmazlar ada ve parsel numarası yazılarak zikredilmiştir. Başka bir deyişle, satış vaadi sözleşmesi konusunda belirsizlik yoktur. Eğer bu taşınmazlar imar uygulaması ile değişik parsellerle tevhit veya ifraz edilmişse sözleşmenin değişen durumlara uyarlanması suretiyle (tahvil kuralı) ifası olanaklıdır....

      Bir kısım davalılar, dava konusu edilen parseldeki satış vaadi sözleşmelerinin 1993 yılında yapıldığı, davacının taraf olarak 1995 yılından itibaren dava açma sürecinin başladığı, dava açılmadığından zaman aşımına uğradığı, ayrıca satış sözleşmesinin akdedildiği tarihten bu yana taşınmazın zilyetliğinin davalı tarafda olduğu belirtilerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmişlerdir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalılar vekilinin aşağıda yazılı neden dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Davacı 03.12.1993, 26.01.1993, 18.11.1993 ve 18.11.1993 tarihli satış sözleşmelerine dayanarak davalıların 450 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının iptali ile tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı tarafından açılan satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil davası davalıların payları yönünden kabul edilmiştir....

        satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tescil istenemeyeceğinden davanın reddinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.03.2017 tarihinde verilen dilekçeyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 02.10.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davacılar murisi İlhami Aktaş ile davalı olan babası ... arasında Üsküdar 3....

            Satış senedinde de satış bedelinin 30.000 TL olduğu belirtilmiştir. 10.07.1940 tarih ... esas ve.... karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” Şu halde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabilir. Davacı; TMK'nun 995. maddesi uyarınca satış bedeli ödeninceye kadar hapis hakkına sahip olup, bu satış bedeli ödeninceye kadar aynı zamanda taşınmazdan yararlanabilir....

              Dosya kapsamından, davacı ile davalı yüklenici arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak, davalıya isabet edecek çatı piyesli taşınmazlardan bir tanesinin satışı konusunda anlaşmaya varılarak, harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği ve davacı tarafından, tapuda devri yapılmayan bu bağımsız bölümün tapusunun iptali ve tescilinin ve uğranılan zararların tazmini, olmadığı takdirde uğranılan zararlar ve taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu somut olayda, gayrimenkul satış vaadi usul ve yasaya uygun bir şekilde akdedilmiş olup gayrimenkulün de sözleşme tarihinde fiilen davacılara teslim edildiğini, sözleşme tarihinden itibaren dava konusu gayrimenkul davacıların zilyetliğinde bulunmakta olup bu durumun da dosya kapsamındaki tüm somut deliller ve yasal ispat vasıtaları (tüm abonelik sözleşmelerine ilişkin faturalar, vergi ödemelerine ilişkin dekontlar, vb.) ile ortaya konulduğunu, yerleşik Yargıtay kararları ve YHGK kararları ile açıkça ortaya konulmuş olduğu üzere; satış vaadine dayalı tapu iptal ve tescil davalarında taşınmaz, vaat alacaklısına fiilen teslim edilmiş ve zilyetlik devredilmiş ise zamanaşımı savunması dinlenmez....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/16 E sayılı dosyası ile davacı aleyhine satış vaadine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde satış bedelinin ve cezai şart bedelinin tahsili için dava açıldığı, mahkemece 13/11/2009 tarih ve 2009/621 K sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 14....

                UYAP Entegrasyonu