Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması gerekir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesi 6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklinde düzenlenmiştir....
Şti vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ispat yükü üzerinde olan davacının yemin deliline dayanmayacağını da bildirmesi üzerine iddialarını ispat edemediğini, davacı ve müvekkili arasında 31/01/2017 tarihinde imzalanan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde gecikmeden kaynaklı tazminat isteneceğine ilişkin bir hüküm yer almadığını, bu sebeple davacının kira tazminatı isteyemeyeceğini, taraflar arasındaki geçerli sözleşmenin 31/01/2017 tarihli sözleşme olduğunu kabul eden mahkemenin, sözleşmede yer almamasına rağmen kira tazminatına hükmetmesinin doğru olmadığını, gecikme tazminatı talebini kabul etmemekle birlikte 26/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihi ile temerrüt tarihi (27/01/2021- 05/05/2020) arasında 8 ay 22 gün olduğu, aylık dükkan kira bedelinin 5.000 TL olacağından bahisle gecikme tazminatı hesabı yapılmış ise de yerel mahkemece hak ve nesafet ilkesi gereğince taraflara, emsal kira sözleşmelerini sunmaları için süre...
Davacının gecikme tazminatı talebine ilişkin davalı firmaya karşı ne dava dilekçesinde ne de ıslah dilekçesinde miktarı belirtilmiş bir talebi bulunmamakla birlikte mahkemece 9.067,17 TL nin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Davacının ıslahtan vazgeçtiğine dair dilekçesi davanın ikinci ıslahı mahiyetinde olduğundan esas alınamaz. Buna karşılık davacının davalı firmadan talep edebileceği gecikme tazminatı bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 14.830,50 TL olup mahkemece bu miktardan düşüm yapılması doğru olmamıştır. Davalı firmanın istinafı olmaması ve kazanılmış hak prensibi uyarınca davacının davalı firmadan 14.830,50 TL gecikme tazminatına hak kazandığının kabulüyle mahkemece hükmedilen 9.067,17 TL hükmü aynen korunmuş, fazlaya ilişkin gecikme tazminatı isteminin reddi kararı ise yerinde görülmediğinden mahkeme kararının bu yönden kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....
HUMK’nun 74. maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık” esası gereğince davada talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmedilemeyeceğinden, dava dilekçesinde bu yönde bir talep olmadığı halde ödenen satış bedelinin iadesine, menfi zararla müspet zararın birlikte talep edilemeyeceği gerekçesiyle de dava konusu edilen gecikme tazminatına ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş olması doğru değildir. O halde mahkemece davacının davadaki talebi olan gecikme tazminatı ile ilgili inceleme ve değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, davacının “akdin feshi ve ödenen bedelin iadesi” yönünde bir talebi bulunmadığı halde, menfi zararın talep edildiğinden bahisle müspet zarar kapsamındaki gecikme tazminatının talep edilemeyeceği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Sayılı ilamı ile Sözleşmenin 13. maddesinde kararlaştırılan ceza, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 179/II. maddesine göre borcun belirlenen zamanda ifa edilmemesi halinde ödenmek üzere kararlaştırıldığından ifaya ekli ceza şart niteliğinde olduğu, alacağı isteme hakkının saklı tutulması halinde de, cezai şartın talep edilebileceği, Somut olayda; davacı iş sahibi tarafından, davalı yükleniciye teslimden önce gönderilen 21/03/2018 tarihli ihtarnamede, sözleşmenin 13.maddesi gereğince gecikme cezası kararlaştırıldığı ve sözleşmeden kaynaklı tüm yasal haklarını kullanacağını ihtar ettiği, böylece; davacı iş sahibinin cezai şart talebini saklı tuttuğu, davalının, gecikmenin, davacıdan kaynaklandığına dair savunmasına ilişkin deliller toplandıktan sonra, işin yapımında gecikme olup olmadığı, gecikme olduysa, bunda davacı iş sahibinin kusurunun bulunup bulunmadığı, kusurlu değil ise; gecikme süresi ve cezai şart miktarı tespit edilerek, sonucuna...
ve gecikme tazminatı öngörüldüğünü, ayrıca, sözleşmeler gereğince müvekkilin uhdesine bırakılan dairelerin ortak kullanım alanları dahil 140 m2'nin altında olmayacağı kararlaştırıldığını, müvekkil tarafından davalılarla arabuluculuk görüşmeleri yapılmış olmasına rağmen herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 300.000- TL değer kaybı alacağının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 28.000- TL kira ve gecikme tazminatı alacağının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 5.000- TL maddi tazminata hükmedilerek davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, 50.000- TL tutarında Manevi tazminata hükmedilerek davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Eda DAVA TARİHİ : 02/07/2021 KARAR TARİHİ : 13/01/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 18/01/2022 Mahkememize açılan Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Eda davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında Keban-Arapgir-Divriği yolunun yapım işi kapsamında yer tünellerin yapım işi için onaylı projeler üzerinden anlaşmaya varıldığını iki sözleşme imzalandığını, imzalanan sözleşmeler gereği davalının edimlerini yerine getirmediğini belirterek öncelikle davalının yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer haklarının ihtiyati haciziyle, şimdilik 50.000,00 TL gecikme cezası ve geçmiş dönem SGK borçları alacak kalemlerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Tüketici Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen yargılama neticesinde huzurdaki istinafa konu tedbir kararının tesis edildiğini, ancak davacı vekilinin talebi ve yerel mahkemenin kararının taraflar arasındaki davanın konusu ve tarafları aşar nitelikte, dava dışı alacaklıların hak kaybına ve ileride telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasına sebep olacak nitelikte bulunduğunu, davacının, davalı T7 Koza ile akdetmiş olduğu satış sözleşmesine konu taşınmazların 3.kişilere devir ve temlikini önleyici nitelikte tedbir konulmasını akabinde ise tapu kaydında bulunan tüm ipoteklerin fekkini talep ettiğini, mahkemece taşınmaz hakkında 3.kişilere satış ve devrinin cebri icrayı da engelleyecek şekilde teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, ara karara yönelik itirazın reddedildiğini, davacının, davalı ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında davaya konu bağımsız bölümün davacıya satış işleminin gerçekleştiğini, taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu ancak taşınmaz...
Davacının da müşterek paydaş ve arsa sahibi sıfatıyla imzaladığı 20.02.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden öngörülen koşullarla, sözleşme konusu taşınmaza inşaat yapımını, davalı kooperatif yüklenmiştir. Yapılan inşaatlarda (I) bloktaki 13. numaralı dairenin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kararlaştırılan paylaşıma göre davacıya ait olduğu çekişmesizdir. Toplanan tüm deliller ve bilirkişi kurulu raporu ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yüklenici davalının, sözü edilen 13 numaralı daireyi, 28.05.2001 tarihinde davacıya tamamlanmış olarak teslimi gerekirken, “teslimde temerrüde” düşmüş olduğu açıklıkla anlaşılmaktadır. Gecikme tazminatı istenen 28.05.2001-10.06.2005 tarihleri arasındaki süre içinde yüklenici davalının, borçlu temerrüdü gerçekleşmiştir....
Davanın niteliği, tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tüm takyidatlardan ari tescil, kira kaybı tazminatı, ipoteklerin fekki istemine ilişkin olup yerel mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava konusu bağımsız bölümün davalılar adına kayıtlı olması halinde 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına, taktiren teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir. İsteğin dava konusu taşınmazın tapu kaydına 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir konulmasından ibaret olduğu açıktır....