DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı gecikme tazminatı alacağının davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....
Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabidir. HMK m.355 gereğince yapılan incelemede; davacının talebinin sözleşmede kararlaştırılan gecikme tazminatı talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan 01.06.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmediğinden hukuken geçerli olmadığı anlaşılmıştır. Ayni hak doğuran gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin resmi şekilde yapılması geçerlilik şartıdır. Asıl sözleşmenin geçersiz olması halinde feri nitelikteki taleplerin istenmesi de söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesine dayanılarak cezai şart da istenemez. Zira cezai şart asıl borca ilişkin feri haklardandır. Asıl borç hükümsüz olunca, cezai şartta hükümsüzdür....
KARAR Davacı, davalının kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile maliki bulunduğu 9 no.lu daireyi 17.05.1994 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ve üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, sözleşme gereği dairenin 16.05.1997'de teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, teslimin gecikmesi halinde rayiç kira bedeli ödeneceğini, aylık rayiç kira bedeli ödenmediği takdirde her daire için aylık %15 gecikme tazminatı ödeneceğinin hüküm altına alındığını, aradan uzun zaman geçmesine rağmen davalının teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı hakkında kira alacağı ve gecikme tazminatları için ......
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında yapılan konut satış sözleşmesi kapsamında, davacının davalıya % 18 oranında KDV dahil peşin ödemiş olduğu, ancak 08.09.2016 tarih ve 2016/9153 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 18'den % 8'e düşürülmesi sebebiyle oluşan % 10 KDV farkı olan alacağı ile Konutun geç tesliminden kaynaklı olarak sözleşmede belirtilen gecikme tazminatı alacağı istemidir. İlk derece mahkemesince davacının davasının kısmen kabulü ile, 3.869,21 TL gecikme cezası ve 36.349,67 TL KDV alacağı olmak üzere Toplam 40.218,18 TL'nin temerrüt tarihi olan 16/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin 14,60 TL istemin reddine karar verilmiştir....
Bu hükümden hareketle, az yukarıda özetlenen sözleşmenin 6/A-b maddesi yorumlandığında, tarafların amacının, davacıya teslimi taahhüt edilen bağımsız bölümlerin süresinde teslim edilmemesi halinde gecikilen her ay için maktu oranda gecikme tazminatı ödenmesinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Hükümde her ne kadar “ gecikme faizi “ kavramı geçmekte ise de, uyuşmazlık konusu olay ve hükümde öngörülenin herhangi bir para alacağına ilişkin olmadığı açıktır. Mahkemece de, gecikilen dönem için aylık %1.10 oranında ödenmesi öngörülen maktu gecikme tazminatı hesaplanmıştır....
Bunada istenebilecek zarar ve ziyana gecikme tazminatı adı verilmekte olup Dairemiz'in arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri ile ilgili yerleşik içtihat ve uygulamalarında gecikme tazminatının tesliminde gecikilen bağımsız bölüm ya da bölümlerin en az aylık kira geliri kadar olabileceği kabul edilmektedir. Bunun sonucu olarak da uygulamada bu hal kira alacağı ya da gecikme tazminatı alacağı şeklinde farklı biçimde ifade edilmektedir. Ancak 6100 sayılı HMK'nın 33. maddesi gereğince hakim Türk Hukuku'nu re'sen uygulayacağından maddi vakıaları ileri sürmek taraflara, vasıflandırma mahkemeye ait olduğundan, hangi ifade kullanılırsa kullanılsın talep edilenin gecikme tazminatı olduğu ve birleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/861 Esas sayılı dosyasında gecikme tazminatı ve kira alacağı olarak adlandırılan talebin tek bir talep ve gecikme tazminatı olduğunun kabulü gerekir....
Davacıların bu davada gecikme tazminatı istemleri de bulunmamaktadır. Mahkemece bu durumlar gözden kaçırılarak yıkım gideri dışında 40.000,00 TL gecikme tazminatı (kira alacağı)nın da tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, mahkemece kararla alınan harç ve davacı taraf yararına verilen vekâlet ücreti sözleşmenin feshi, kâl ve kâl giderlerine uygun olduğundan, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/132 KARAR NO : 2022/514 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/103 ESAS - 2021/174 KARAR DAVA KONUSU : Taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı gecikme tazminatı talebi KARAR : Ulus Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/103 E. 2021/174 K. sayılı dosyasından verilen 29/09/2021 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 20/01/2022 tarih, 2022/205 Esas, 2022/74 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5....
Bu durumda, mahkemece, dairenin eksik ve ayıplı hali ile düşük bedelle satışı nedeniyle uğranılan zarar istendiğinden uzman bilirkişi refakatiyle keşif ve inceleme yapılarak, dairenin satış tarihi olan ....02.2005 tarihinde eksik ve ayıplı haliyle değeri ve tamamlanmış değeri belirlenip, buna göre davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğradı ise miktarı tespit ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, davacı tarafça iskan alınması gereken 01.....2003 tarihi ile satış tarihi olan ....02.2005 tarihleri arasındaki kira kaybı talep edilmiş olup, davalı tarafça cevap süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulunulmuştur. Mahkemece, davalının gecikme tazminatı istemi yönünden de zamanaşımı def''inin diğer isteme ilişkin aynı yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 03/03/2020 tarih ve 2018/351 Esas, 2020/197 Karar sayılı kararında özetle; "Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu, sözleşme konusu taşınmazın resmi devri de yapılmadığı için gecikme tazminatı istenemeyeceği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....