Davacı tarafın Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği madde: 35/1-2’ye göre ödenmeyen faturadan alacaklı olduğu kanaatine varıldığı, ELektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği madde: 35/6’ya göre ‘’ (6) Tüketicilerin zamanında ödenmeyen borçlarına, görevli tedarik şirketi tarafından bu Yönetmelikte belirlenen oranı aşmamak üzere, gecikme zammı uygulanır. Gecikme zammı günlük olarak uygulanır.’’ Davacı tarafın gecikme zammı alması gerektiği sonuç ve kanaate varılmıştır.Davacı tarafın dilekçesinde belirttiği gibi 1 elektrik faturası alacaklı olduğu Asıl alacağın 337,92 TL , Gecikme zammı bedelinin 21,61 TL , Gecikme zammı KDV’sinin 3,88 TL , toplam olarak 363,41 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. -------- e....
Somut olayda davalı arsa sahipleri gecikme tazminatı alacaklarının bulunduğunu savunmuş olup, davalı arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan haklarını, teminat altına alabilmek amacıyla elde tuttuğu bağımsız bölüm veya bölümlerin gecikme tazminatı alacağı ödenmeden; sözleşmeye uygun olarak teslim olgusunun gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden, davalı yüklenici kooperatif tescile hak kazanamaz....
Somut olayda; davacı tarafın talebine konu ettiği gecikme zammı için yasal faiz istemi bulunmadığı halde, mahkemece taleple bağlılık ilkesi gözardı edilmek suretiyle, kabul edilen gecikme zammı miktarına, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz eklenerek tahsil edilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu husus, bozmayı gerektirmiş ise de; yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün Hukuk Usulü ve Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Bendinde ise, son ödeme tarihine kadar borç ödenmediği takdirde 6183 Sayılı ---- belirlenen gecikme zammı oranı kadar gecikme zammı tahakkuk ettirileceği, gecikme zammının günlük olarak ve tahsil sırasında tahakkuk ettirileceğinin hüküm altına alındığı görülmüş olup, davacının ödenmeyen fatura alacaklarına, ilgili faturaların son ödeme Tarihinden--- 51.Maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı üzerinden takip tarihine kadar günlük olarak hesaplanan gecikme zammının ----- bilrikişi tarafından yapılan hesabın gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, sonuç olarak davacının ---- alacağı olduğu anlaşılmakla takibe yönelik itirazın bu bedeller üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 16,80 oranında gecikme zammı ve gecikme zammı üzerinden % 18 oranında KDV uygulanmasına, alacak fatura alacağı olup likit olduğundan inkar tazminatına hükmetmek gerektiği, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine...
Bendinde ise, son ödeme tarihine kadar borç ödenmediği takdirde 6183 Sayılı ---- belirlenen gecikme zammı oranı kadar gecikme zammı tahakkuk ettirileceği, gecikme zammının günlük olarak ve tahsil sırasında tahakkuk ettirileceğinin hüküm altına alındığı görülmüş olup, davacının ödenmeyen fatura alacaklarına, ilgili faturaların son ödeme Tarihinden--- 51.Maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı üzerinden takip tarihine kadar günlük olarak hesaplanan gecikme zammının ----- bilrikişi tarafından yapılan hesabın gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, sonuç olarak davacının ---- alacağı olduğu anlaşılmakla takibe yönelik itirazın bu bedeller üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 16,80 oranında gecikme zammı ve gecikme zammı üzerinden % 18 oranında KDV uygulanmasına, alacak fatura alacağı olup likit olduğundan inkar tazminatına hükmetmek gerektiği, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, konut satış sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 HMK, 6098 Sayılı TBK, 6502 sayılı TKHK 3. Değerlendirme Dava; konut satış sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece, davalı Emlak Konut GYO yönünden kesin hüküm nedeni ile reddine, diğer davalı Emlak Planlama A.Ş yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ile davalı Emlak Planlama A.Ş vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur....
sözleşme ile hüküm altına alınmış olması sebebiyle imar değişikliği sebebiyle gecikme olduğunu ileri süren davalının bu savunmasına itibar edilmeyerek sözleşmeye göre davacıya düşen C Blok 24 nolu bağımsız bölüm için 9.900,00Euro toplam gecikme cezası talep edebileceği icra takibinde talep edilen asıl alacak miktarının gecikme süresi ile uyumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne; davacının icra inkar tazminatı yönünden, asıl alacağın likit olduğu anlaşılmakla davalı borçlunun itirazında haksız olduğu görüldüğünden asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatı(tahsil tarihinde, T.C Merkez Bankasının tespit ettiği euro efektif satış kuru üzerinden) talebinin kabulüne " şeklinde karar verilmiştir....
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden alınan--- ödenmeyen--- alacağı olduğu , davacının---- tutarında asıl alacağı için, faturalar üzerinde belirtilen son ödeme tarihlerinden itibaren, takip tarihine kadar olan süre için, ---- oranından olmak üzere --- tutarında --- oranında ---alacağı olduğu, davacının, davalıdan, takip tarihine kadar, ---- takip tarihinden itibaren başlamak üzere asıl alacağa yıllık---- değişen oranlarda gecikme faizi uygulanması gerekeceği belirtilmiştir....
Yine sözü edilen bilirkişi kurulu raporunda davacılara ait bağımsız bölümler için gecikme tazminatı tutarı 6.900,00 TL olarak hesap edilmiştir. Davacı arsa sahiplerinin alacağı tespit edilirken ortak yerlerdeki ve davacılara isabet eden bağımsız bölümlerdeki fazla imalât bedeli de mahsup edilmiştir. Oysa, ortak yerlerdeki fazla imalâtlardan yüklenici de yararlanacağından burada yapılan fazla imalât nedeniyle mahsup işlemi yapılamaz, sadece arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerde yapılan fazla işin bedeli mahsup edilebilir....
İş sahibi, bu üç seçimlik hakkından ilkini (geciken ifayı beklemek ve gecikme tazminatını talep etmek) kullanmışsa, sözleşmeyi feshetmeden, ileride olası eksik-ayıplı işlere ilişkin alacağının muacceliyetini fiili teslime erteleyerek, gecikme tazminatı ile bu tazminat kapsamındaki cezaî şart alacağını her ay sonu itibariyle talep veya dava ederek, eserin teslimini bekleyebilir. Başka bir anlatımla, bu alacaklarını talep veya dava etmek için eserin yüklenici tarafından teslimini beklemek zorunda değildir. Dairemizin, uygulaması da bu yoldadır. Ancak, ayrıldığımız nokta, gecikme tazminatı ve cezaî şart alacağına ilişkin zamanaşımının, o alacakların muaccel oldukları ay sonlarından mı, yoksa teslime kadar tümü için fiilî teslim tarihinden mi başlayacağıdır. Örneğin, Ocak ayı gecikme veya cezaî şart alacağı, Ocak sonunda muaccel olmasına rağmen, bu alacağın zamanaşımı muaccel (dava edilebilir) olduğu Ocak sonundan mı, yoksa eserin ileride teslim edileceği tarihten mi başlatılacaktır?...