WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sözleşme ile hüküm altına alınmış olması sebebiyle imar değişikliği sebebiyle gecikme olduğunu ileri süren davalının bu savunmasına itibar edilmeyerek sözleşmeye göre davacıya düşen C Blok 15 nolu ve D Blok 5 nolu bağımsız bölümler için toplam 2.400,00Euro toplam gecikme cezası talep edebileceği icra takibinde talep edilen asıl alacak miktarının gecikme süresi ile uyumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne; davacının icra inkar tazminatı yönünden, asıl alacağın likit olduğu anlaşılmakla davalı borçlunun itirazında haksız olduğu görüldüğünden asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatı(tahsil tarihinde, T.C Merkez Bankasının tespit ettiği euro efektif satış kuru üzerinden) talebinin kabulüne" şeklinde karar verilmiştir....

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Dava, nama ifa suretiyle eksik işlerin giderilmesi için bağımsız bölüm satışına izin ve gecikme tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece gecikme tazminatı istemi reddedilmiş, nama ifa talebi ise kabul edilmiştir. Ne var ki, kurulan hükümde 8 nolu bağımsız bölümün satışı suretiyle yapı kullanma izin belgesinin alınmasına, eksik işlerin giderilmesine karar verilmiş ise de, bahsedilen eksik işlerin neler olduğu, metrajları ve ne suretle giderileceğine dair hüküm tesis edilmemiştir. Karar bu haliyle HMK 297/2. ( HUMK’nun 389. ) maddesine aykırı olup, infazda tereddüt yaratacak şekildedir....

    . - K A R A R - Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan bedel, vade farkı, kur farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ticari defter kayıtlarına göre davacının 378.69 YTL satış bedeli alacağının bulunduğu, taraflar arasında vade farkı alacağına ilişkin sözleşme ve teamül olmaması nedeniyle faturadaki kayda itibar edilemeyeceği , taraflar arasındaki döviz bazında satış sözleşmesinin 6.maddesi gereğince kur farkı istenebileceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 378.69 YTL mal bedeli alacağı 3.567.60 YTL kur farkı alacağı olmak üzere toplam 3.946.29 YTL'nin ıslah tarihi olan 28.4.2006 tarihinden işleyecek yasal gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

      Dolayısıyla...tarihinden öncesi döneme ilişkin gecikme tazminatı alacağı zaman aşımına uğramıştır. İlk dava dilekçesinde kısmi dava olarak 57.500,00.-TL talep edilmiş ve davalı tarafça kısmi davaya ilişkin zaman aşımı defiinde bulunulmadığından 57.500,00.-TL gecikme tazminatı alacağı yönünden davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar vermek gerekmiş, ıslah ile arttırılan kısım zaman aşımına uğradığından ve davalı taraf da ıslaha karşı süresinde zaman aşımı defiinde bulunduğundan, bu kısım yönünden de davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....

        Davacı yan dükkan vasfındaki taşınmazda eksik işler sebebi ile ve de kira kaybından kaynaklı tazminat davası ikame etmekle ;kira kaybı tazminatı isteminin dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106. maddesi olup buna göre, karşılıklı yükümlülükleri içeren sözleşmelerde borcun yerine getirilmemesi (ifada gecikme) halinde alacaklıya her zaman gecikmiş işi yerine getirme (ifayı) ve gecikme tazminatı isteme, sözleşmenin ifasından vazgeçilerek olumlu zararı isteme, sözleşmeyi feshederek olumsuz zararı isteme şeklindeki seçimlik hakları olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 123,124 ve 125. maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilerek borçlunun temerrüde düşmesi durumunda alacaklının borcun ifası ile birlikte gecikme sebebiyle tazminat isteyebileceği seçimlik bir hak olarak öngörülmüştür....

          Borçlunun temerrüdü halinde alacaklının seçimlik hakları TBK'nın 125. maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun edimini süresinde yerine getirmemesi halinde, gecikmede kusuru bulunmadığını kanıtlamadıkça ve alacaklının seçimlik hakkını BK'nın 125. maddesinde belirtildiği gibi ifayı beklemek ve gecikmeden doğan zararlarını istemek şeklinde kullanması durumunda, sözleşmede kararlaştırılan gecikme tazminatından sorumludur. Gecikme tazminatı kanundan doğan bir hak olup gecikme tazminatına işin sözleşmesine göre teslimi gereken tarihten, bağımsız bölümün teslim edildiği tarihe kadarki süre için ihtirazı kayıt aranmaksızın hükmolunur. Gecikme tazminatı, sözleşmede kararlaştırılmamış olsa bile, zamanaşımı süresi içerisinde, her zaman, râyiç üzerinden istenebilir; sözleşmede kararlaştırılmışsa, ayrıca zararın kanıtlanmasına gerek yoktur; çünkü, taraflar gecikme zararını baştan kabul ettikleri için, bu kabul hükmü tarafları bağlar....

          Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, gecikme tazminatının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı yüklenici 25.12.1996 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile davacıya ait taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapımını üstlenmiş, sözleşmede inşaatın ruhsat tarihinden itibaren 24 ayda bitirileceği, inşaat süresi sonunda dairelerin teslim edilmemesi halinde geciken her ay için arsa sahibine daire başı 150 DM ödeneceği kabul edilmiştir. İnşaat ruhsatı 17.06.1997 tarihinde alınmış, 24 aylık ifa süresi 17.06.1999 tarihinde sona ermiştir. Davacı arsa sahibi gecikme nedeniyle evvelce Torbalı Asliye 1....

            a ait olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalının eşi arasındaki vekaletsiz iş görme ilişkisinin davacıya karşı ileri sürülemeyeceği gibi dürüstlük ilkesi gereğince kimsenin kendi muvazalı hareketine dayanamayacağı, bu şekilde davalı ile davacı arasındaki sözleşme ilişkisi varlığının sabit olduğu ve davalının aboneliğine ilişkin bir aylık dönemdeki fatura bedelini ödemediği, hakkında yapılan takibe de haksız olarak itiraz ettiği, gecikme bedelleri ile ilgili olarak sözleşmede düzenleme yapıldığı, bu düzenlemeye göre davalı aboneye gönderilecek faturalarda gecikme oranlarının bildirileceğinin belirtildiği, dosya içerisinde mübrez davalıya gönderilen faturada gecikme oranının aylık %5 olduğunun bildirildiği, icra takibinde yapılan asıl alacak ve gecikme bedellerinin de aylık %5 gecikme bedeline uygun olarak hesaplandığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜNE, Davalının ......

              Kiraya vermek suretiyle ekonomik yarar sağlandığında gecikme tazminatı istenemez. Bu sebeple davacının kendisine düşecek 16 dairenin 3ünü kullandığı tanık beyanları ile belirtilmiş olup doğal gaz idaresinden alınan yazıda b blok 7, 8, 18 no.lu (davacıya ait daireler) dairelere 29.08.2012 tarihinde doğal gaz arzı sağlandığı bildirilmiştir. Ancak abonelik belgeleri dosyada bulunmamaktadır....

                Davacı taşınmazın tescilini de talep etmeden sadece geç teslimden kaynaklı gecikme cezası alacağının tahsilini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu