Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş sayılı dosyasında davacı tarafından eksik bırakılan, gerçekleştirilen ve ayıplı olarak gerçekleştirilen imalatların belirtildiğini, davacı tarafından gerçekleştirilen herhangi bir fazla imalat ve işçilik olmadığını, davacının davasını ispatlamaya yönelik herhangi bir delil sunmadığını, işin bitim süresi olan tarihten sonra geçen uzun süreye rağmen davacının üstlendiği işleri bitirememesi sebebiyle noter vasıtasıyla ihtarname keşide edildiğini, eksik işlerin daha fazla gecikme yaşanmaması amacıyla davacı adına farklı firmalara yaptırıldığını, bu firmalara toplamda 193.522,00-TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, davacının yerine yaptırılan işlerin çok daha pahalıya mal olduğunu, keza davacının gecikme sebebiyle cezalı olarak çalıştığını beyanla, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) isteminden ibarettir. ... 1....

    Öğretim Üyesi ... tarafından davaya konu araç üzerinde fiziki inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen 11/06/2021 tarihli bilirkişi raporundaki; "Dosyada mevcut ifade, yazışma ve diğer belgeler ile inceleme sırasındaki tespitler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede: araçtaki sağ ön kapı, sağ ön çamurluk ve motor kaputunda satıştan önce işlem yapıldığının ve bu sorunun kullanımdan kaynaklanmadığını, bu nedenle araçta satış sırasında üretimden kaynaklı bir problem veya ikinci kat fabrikasyon boyama işleminin yapılmış olmasından kaynaklı imalat veya distribütör/bayi kaynaklı ayıplı bir durum olduğunu, satış esnasında satın alanın (davacının) kaporta/boya uzmanı olmayan ortalama bir kişi olarak bu durumu fark etmesinin mümkün olmadığını, dava konusu aracın boya kalınlık durumunu çıplak gözle tespit etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle araçta satış sırasında gizli ayıbın mevcut olduğunu, gizli ayıbın garanti kapsamında olduğunu, satılanın ayıplı olması durumunda alıcının seçimlik...

      tarihli inşaat işlerinin yapılmasına yönelik eser sözleşmesinin ayıplı ve inşaat standartlarının altında bir şekilde gerçekleştirilmesi ve inşaatın henüz tamamlanmaması nedeniyle ayıplı ve eksik iş bedeli olan 51.988,00 TL 'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı fazladan ödendiği ileri sürülen bedel ile ayıplı imalattan kaynaklı tazminatın tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 166. maddesinde, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, birleştirme kararının, ikinci davanın açıldığı mahkemece verileceği ve bu kararın, diğer mahkemeyi bağlayacağı hususu düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığın, aralarında akdettikleri 16/05/2018 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklandığı, mahkememizin işbu dava dosyası ile taraf vekillerinin birleştirme talep ettikleri ...10....

        Ada ... parsel sayılı taşınmazda davalı tarafından 4.914.000,00 TL götürü bedel karşılığında anahtar teslimi olarak inşa edilmesi kararlaştırılan özel sağlık tesisinin A Blok ve bağlantı bloğu ile B blok sığınak kısmının inşaatında davalı tarafından yapılması gerektiği halde hiç yapılmamış olan eksik işlerin bedeli ile davalı şirketin ayıplı olarak yaptığı işlerin bedelinin ve ayrıca davalının inşaatı sözleşmede kararlaştırılan sürede tamamlamamış olması nedeniyle müvekkili şirketin bu gecikmeden dolayı sağlık tesisini işletemediği süre zarfında uğradığı kar kaybından doğan zararların davalı şirketten tahsiline ve yargılama sırasında tespit edilecek olan eksik ve ayıplı işler bedeline ile gecikmeden kaynaklı kar kaybı göre fazlaya ilişkin her türlü dava, talep ve ıslah haklarımız saklı tutulmak kaydıyla, şimdilik HMK m. 107 uyarınca belirsiz alacak davası kapsamında toplam 21.000,00TL eksik ve ayıplı işler bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava...

          Hukuk Dairesi Davacı site yönetimi, davalı şirket tarafından imal edilen sitenin ortak kullanım alanlarında eksik ve ayıplı imalatların bulunduğunu, eksik ve ayıplı imalat bedellerinin tespiti ile şimdilik 160.000,00 TL'nın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. İlk derece Mahkemesince, apartman yönetiminin tüzel kişiliği ve dolayısıyla husumet ehliyeti bulunmadığı, ayrıca açılan davanın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35. maddesindeki sınırlı sayılan haller kapsamında da olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyeti yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, karar verilmiş; karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

            Davalı arsa sahibi ... vekili taşınmaz üzerine A-B-C-D olmak üzere dört blok yapılacağını, yüklenicinin edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini, yaptığı işe göre hak ettiği tapuların verildiğini, davaya konu edilen A bloktaki taşınmazların yüklenici ... tarafından birden fazla kişiye satış vaadi ile satıldığını, ... Tüketici Mahkemesinde (listesini verdiği) tapu iptal ve tescil davaları açıldığını, eksik ve ayıplı imalatlar ile gecikmeden dolayı kira tazminatı alacağının tahsili için ... 5....

              Davalı ... vekili, davacı ile aralarında ticari ilişki olmadığını, davalının satış sözleşmesinin tarafı olmadığını, borularda üretim kaynaklı bir ayıbın bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, yargılama sırasındaki beyanlarında üretim kaynaklı hatalardan sorumlu olmadıklarını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında dava konusu ürünlerin üreticisinin ..., satıcının diğer davalı ... olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde ayıbın üretimden mi yoksa yanlış montajdan mı kaynaklı olduğu, ayıplı olması halinde davacının maddi ve manevi zarara uğrayıp uğramadığı, zarar miktarı ve davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadıkları hususundadır. Dava konusu ürünler davalı ...nden satın alınmıştır. Davalı ... satış sözleşmesinin tarafı değildir....

                İlçesi, ...... ada .... parsellerde yer alan .... konut 6 dükkan inşaatı ile altyapı ve çevre düzenleme işi" nedeniyle 29.09.2015 tarihinde sözleşme akdedildiği, akdedilen bu sözleşmenin konusu, müvekkil şirket ile davalı borçlu firma arasında sözleşmeye konu işlerin bir kısım malzemeli ince işlerin yapılmasına ilişkin olduğu, sözleşmenin akdedilmesinden sonra müvekkil yanlar tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, davalının bir kısım işleri eksik ve gizli ayıplı yaptığını tespit ettiği ve bu eksiklikleri kendi personelleri ve başkaca firmalara tamamlattırıldığı, akabinde davalı firmanın yapılan işlerdeki sorumluluğunun kesin kabule kadar devam ettiğini beyan ederek 29.12.2016 tarih ve ...... yevmiye nolu ihtarıyla üçüncü şahıslara yaptırdığını ve bu eksik bir kısım işlerin faturasını ve tutanakları davalıya ihtaren bildirdiğini, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde, davacı taşeronun ayıplı imalatları nedeniyle delil tespiti yaptırdığını eksik ve ayıplı imalatlar nedeniyle tespiti...

                  Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusu aracın bagaj kapağındaki olumsuzluğun dış etkenlerden kaynaklanmadığı, imalattan kaynaklandığı bildirildiği, davalının davacıya ayıplı mal verdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ayıplı aracın iadesi ile satış bedeli olan 28.500.00 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı araç satışından dolayı satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanılarak açılmış olup, davacı gerçek kişinin tacir olduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanılamadığı gibi dava konusu aracın trafik ruhsatında kullanım amacının “hususi”olduğu yazılı bulunduğundan davanın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılıp, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                    UYAP Entegrasyonu