İcra Müdürlüğü'nce talepte bulunulduğu ve İcra Müdürlüğü'nün 2008/8864 Esas sayılı dosyasında talebe uygun işlem yapıldığı, daha sonra ihtiyati haciz kararını veren ... 2 Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 12.11.2013 tarih 2008/312 Esas sayılı karar ile 28843 ada 2 parsel üzerinde ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiği, bu karara dayanılarak ... vekili tarafından 28843 ada 2 parsel üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılmasının talep edildiği, talebin İcra Müdürlüğü'nce takibe başlandıktan sonra ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin kararın icra mahkemesi tarafından verilebileceği gerekçesiyle 19.12.2013 tarihinde reddedildiği, bunun yanında anılan İcra Müdürlüğü dosyasında henüz icra takibine başlanmadığı anlaşılmaktadır. İcra Müdürlüğü, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.11.2013 tarih 2008/312 Esas sayılı 28843 ada 2 parsel hakkındaki ihtiyati haczin kaldırılması kararını uygulamakla yükümlü iken; kararın uygulanması hakkındaki talebin reddine karar verilmesi doğru değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, davacı 3. kişinin, borçlunun ortak murislerinden kalan mirasını hükmen reddettiğini, muristen kalan taşınmazlara borçlunun borcundan dolayı konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini ve alacaklı tarafça yeterince satış avansı yatırılmadığından haczin İİK 106. maddesi gereğince düştüğünü, icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddine verilen kararının kaldırılması istemi ile şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkı vardır. Zira 4721 sayılı TMK'nun 705/1. maddesi; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur....
Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Tescil kararı hacizden sonra kesinleştiğinden ve bu kararda tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de bulunmadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. (Yargıtay 12. HD 2016/32884 Esas 2018/944 Karar sayılı ilamı). Somut olayda; taşınmaz üzerine konulan haciz tarihinden sonra, Bakırköy 10.Asliye Hukuk mahkemesince 2009/157 esas 2009/352 karar sayılı Mahkemesi’nin kararı ile tapu kaydının iptali ve tescile karar verildiği ve verilen kararın 09/02/2012 tarihinde kesinleştiğinden davacının haczin mahkeme ilamı gereğince kaldırılması talebi yerinde görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2015/3247 Esas sayılı dosyası ile borçlu Taşkın Şenman aleyhine alacaklı Canan Erentepe vekilince yapılan takipte 11/04/2019 tarihli haciz müzekkeresi ile 54.598,63 TL alacak yönünden haciz konulduğu, haczin İzmir 8. İcra Müdürlüğünce 12/04/2019 tarihinde işlenildiği açıktır. İzmir 8. İcra Müdürlüğü takibinin alacaklısı vekilince takip dosyasına harici tahsilat beyanı 29/04/2019 tarihinde yapılmıştır. Ancak harici tahsilat beyanında bulunulan tarih itibarı ile takibe konu alacak üzerine konulan haciz sebebi ile alacaklı ya da borçlunun harici tahsilat beyanlarının dikkate alınması ve buna göre işlem yapılması olanaklı değildir. Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün haczi karşısında İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2016/14137 Esas sayılı takibinin borçlusu ile alacaklısının tasarruf hakları kısıtlanmıştır. Bu durum karşısında da haricen tahsil beyanı Karşıyaka 4....
Somut olayda; borçlunun adına kayıtlı taşınmazlardan sadece biri üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik talep, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, haczin kaldırılması için anılan yasa hükmüne uygun olarak harç ödenmesini zorunlu kılmaktadır. O halde icra müdürlüğünün kararı ve ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygundur. (Yarg. 12....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/524 Esas KARAR NO : 2021/688 DAVA : İhtiyati Haczin Kaldırılması DAVA TARİHİ : 24/06/2021 KARAR TARİHİ : 29/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan İhtiyati Haczin Kaldırılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle alacaklı----- sayılı icra takip dosyasıyla müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi yaptıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, alacaklı tarafça --- esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açılıp davanın derdest olduğunu, mahkemenin 07.05.2021 tarihli ara kararı ile 555.000,00-TL için ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu karara itiraz ettiklerini, itirazın reddedildiğini ancak İİK 266. Maddesi gereğince teminat karşılığında haczin kaldırılması taleplerinin mahkemenin yetkisi bulunmadığından reddine karar verildiğini, bu nedenle teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dava dilekçesi ve davacı tarafından sunulan 04.12.2013 tarihli açıklama dilekçesine göre, davacının talebinin, İcra Müdürlüğü'nün yaptığı taşkın haciz işlemi ile haczin İİK. 99. maddesi uyarınca yapılması gerektiğine yönelik şikayet mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. HMK'nun 33. maddesi uyarınca olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup olayların hukuki nitelendirmesini kendisi yapar. Bu durumda davacının taleplerinin mahiyeti dikkate alınarak uyuşmazlığın şikayet başvurusu olarak görülüp, bu doğrultuda çözümlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile istihkak hükümlerine göre yargılama yapılıp yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.12.2006 gününde verilen dilekçe ile haczin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.6.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 794 ada 23, 24, 25, 26, 27 ve 28 numaralı parseller tapu kaydına 7.9.2006 tarihinde işlenen haciz şerhinin kaldırılması istemi ile açılmıştır. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anılan parseller tapu kaydı üzerindeki haczin yapılan icra takibi üzerine takip alacaklısı ... yararına konulduğu görülmektedir....
Şubesi'ndeki .. nolu hesabının haczine ilişkin haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilerek haczin kaldırıldığını, haczin kaldırıldığı hesaptan gönderilen paranın iadesi talebinin İcra Müdürlüğü'nce reddedildiğini, ret kararının iptalini talep etmiştir. Mahkemece, haczin kaldırılması kararından önce, bloke konulan 5.926,84 TL'nın banka tarafından 05.09.2014 tarihinde icra dosyası hesabına aktarıldığı; haczin kaldırılması kararının karar tarihi itibariyle hüküm ifade edeceği, haczin sonradan kaldırılmış olmasının önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmayacağı yapılan kesintiler ve ödemelerin genel hukuk mahkemelerinde açılacak istirdat ya da sebepsiz zenginleşme davalarının konusu olacağı nedeniyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda, haczi kabil olmayan banka hesabından gelen paralar henüz icra veznesinde olduğundan borçluya iadesi mümkündür....
Yasa koyucunun, mülkiyet hakkının kullanılmasına taşkın inşaat sebebiyle sınırlama getirmesindeki maksat, var olan ekonomik değerlerin korunmasıdır. Fakat hemen belirtilmelidir ki, taşkın yapı sahibinin korunması için iyiniyetli olması, diğer bir anlatımla taşınmaz zemininin kendisine ait olduğu ya da 05.07.1944 tarih ve 12/26 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gerekir. Eldeki davada, öncesi 1689 parsel olan taşınmaz kadastro çapına bağlı olduğundan, çapa bağlı taşınmazda davacının iyiniyet iddiası dinlenemez. Bundan ötürü, iyiniyetli olmayan 8 parsel maliki davacının taşkın yapı nedeniyle temliken tescil davasının dinlenme olanağı yoktur....