Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır. Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilmek suretiyle bunların en uygununa karar verilmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece "....Mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda taşkın kısmın arsa değerinin 26.600,00- TL, taşkın kısmın bina değerinin 20.691,00- TL olduğu belirtilmiştir....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati haczin kaldırılması kararına yönelik ek kararı temyiz eden müdahil SGK vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, 23.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından aracı üzerine konulan haciz işleminin kaldırılması için yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve E:… sayılı işlemin iptali ve haczin kaldırılması istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 6183 sayılı Kanun'un 48. maddesi uyarınca yapılan tecil ve taksitlendirme işlemine teminat olarak gösterilen araç üzerindeki haczin yine aynı maddenin 4. fıkrası kapsamında tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kaldırılması gerektiği, 6183 sayılı Kanun'un 48. maddesi kapsamında tecil ve taksitlendirilen kamu alacaklarının ödendiği noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığının açık olduğu anlaşıldığından davacının diğer borçlarına teminat olmak üzere haczin devam ettirilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı, haczin kaldırılmasına ilişkin yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ve haczin kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır....
in kusurlu ve sorumlu olduğu, davanın da bu davalılarca kabul edildiği, bağımsız bölümün tahsisinin mülkiyeti geçirmeyeceği, mülkiyetin kooperatif adına kayıtlı olması nedeniyle alacaklıların haciz uygulattırmalarının yasal olduğu, haczin kaldırılması ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti taleplerin usule ve kanuna uygun düşmediği gerekçesiyle, tescil istemi yönünden davanın kabulüne, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemlerinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/18 E. - 223 K. 08/09/2000 tarihli kararıyla, haczin kaldırılması istenilen taşınmaz yönünden de karar verilerek alacaklının alacağını karşılayacak şekilde borçlu ve üçüncü kişi arasındaki tasarrufun iptal edildiği, haczin tasarrufun iptali davası sonrası 08/02/2001 tarihinde mahkeme kararına dayanarak verildiği, taşınmaza konulan haczin kaldırılması yönünde müdürlüğün taktir yetkisinin bulunmadığının belirtildiği görülmüştür. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E., 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur. Somut olayda, icra müdürlüğünce şikayete konu taşınmaz üzerine haczin konulduğu tarih olan 08.02.2001 tarihinden önce 20/07/1999 tarihinde taşınmazın takip borçlusu Hayati Arslan tarafından şikayetçi 3. kişi ...'...
Dosya üzerinde yapılan yargılama sonucunda; mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin değerlendirildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda özetle; davacının ipoteğin ve haczin kaldırılması olarak iki ayrı talepte bulunduğu, İpoteğin kaldırılması yönünde ipotek T7 ait olup, bu davalının borcun bulunmadığına ilişkin 22/02/2018 tarihli cevabi yazısı, 16/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının davalı T7.'ye borçlu olmadığının tespiti, ödeme dekontları ve tüm dosya kapsamından; dava tarihi öncesi en son 09/01/2017 tarihli çek ödemesi ile davacının borcunun tamamını ödediği, bu şekilde ipoteğin fekki şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla, davanın bu yönden kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, Davacının taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebi yönünden ise, haczin T4.'...
Şti. nin talebiyle 28.12.2011 tarihinde taşınmaza konan haczin, haciz isteme süresi içerisinde satış istenmediğinden dolayı düştüğünden bahisle haczin kaldırılması talebiyle icra müdürlüğüne başvurduğunu, bu talebinin borçlu hakkındaki iflas erteleme dosyasında verilen tedbir kararı dolayısıyla takibin durdurulduğu, bu sebeple haciz isteme süresinin geçmediği gerekçesiyle reddolduğunu, bu işlemin kaldırılması ile taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesinin talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı takip dosyasında konulan 25.04.2019 tarihli haczin kaldırılması talep edilmiş olup; celbedilip incelenen Konya ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında davacıya herhangi bir haciz ihbarnamesi gönderilmediği ve eldeki davanın bu nedenle İİK 89/3.maddesi gereğince açılmış bir menfi tespit davası olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilince tapudan devir yapılan taşınmaz üzerine, devir tarihinden sonra davalı tarafça icra dosyasından konulan haczin kaldırılması talep edildiğinden bu davada İİK. 266. maddesinin ilk cümlesinde düzenlenen haczin kaldırılması davası olarak da nitelendirelemez. Açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması istemi takip başlandıktan sonra olması nedeniyle davada görevli mahkeme icra hukuk mahkemesidir....
Taşkın hacze yönelik istinaf istemine ilişkin olarak; ilk derece mahkemesince taşkın hazce ilişkin açılan haczedilmezlik şikayeti sonucunda verilen kararlar, İİK'nın 363/1. maddesi kapsamında kesin niteliktedir. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının, taşkın haciz şikayeti yönünden istinaf yoluyla incelenmesi mümkün olmadığından davacıların taşkın haciz şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davacıların taşkın haciz şikayetine ilişkin istinaf başvurularının usulden REDDİNE, Davacıların yetkiye ve borca itiraza ilişkin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜ ile İstanbul 26....