Ancak davacı tarafın geçici hukuki koruma tedbirini sadece işleten ... bakımından talep ettiğini salt geçici hukuki koruma tedbiri bakımından davacının istinaf incelemesinin yapılmasına karar verilmiştir. (II) Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, tazminata (para alacağı) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez....
Koruma Kurulu'nun 01/09/1989 tarih ve 675 sayılı kararı ile sınırları belirlenen ve anılan kurulun 27/09/1992 tarih 2675 sayılı kararı ile Koruma Amaçlı İmar Planı kapsamı içinde kalan komşu 298 sayılı parselin koruma alanı içinde yer alan 299 numaralı parsel üzerinde izinsiz uygulamalarda bulundukları iddiası ile dava açıldığı, sanıkların aşamalarda verdiği benzer ifadelerinde, yapı tatil zaptında belirtilen imalatlar için restorasyon, restitüsyon ve röleve projelerini kurulun onayına sunduklarını ve kurul tarafından onaylandığını, yapının mimari özelliğini bozacak şekilde bir uygulama yapmadıklarını beyan ettikleri,......
Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....
İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, … Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi asil üyesi olan davacıya İçişleri Bakanlığı Merkez Koruma Komisyonunun 94/09 sayılı kararı ile "yakın koruma" tedbirleri uygulanmaya başlandığı, ancak 16.9.1995 tarihli başkanlık onayı ile, Koruma Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca yeniden yapılan değerlendirme sonucu il koruma kurulunca yapılan öneri üzerine Merkez Koruma Komisyonu kararı ile "çağrı üzerine koruma" uygulamasına geçildiğinin anlaşıldığı, olayda davacının bulunduğu ildeki güvenlik koşulları ve adı geçen yönetmelikteki diğer hususların değerlendirilmesi, ayrıca davacının çalıştığı hizmet yeri ile lojmanlarda devamlı koruma bulunması ve göreve gidiş gelişlerde de toplu koruma uygulanması yapılması dikkate alındığında, tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/171 esasına kayden yargılama yapıldığı anlaşılmakla, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, Gereği görüşülüp düşünüldü; 5199 sayılı Kanun'un 11. maddesinin koruma altına aldığı hukuki yarar ile TCK'nın 228. maddesinin koruma altına aldığı hukuki yararın birbirinden farklı olduğu anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 28/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteligindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diger kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Somut olayda; dava konusu tazminat alacağı kaza tarihi olan 19/04/2022 tarihinde muaccel hale gelmekle birlikte alacağın tutarı ile davalıların sorumluluğunun kapsamı bakımından yaklaşık ispat şartlarının bulunmadığı, yargılamaya sonunda ortaya çıkabilecek sonucun başlangıçta elde edilmesini sağlayacak nitelikte geçici hukuki koruma tedbiri verilmesi mümkün değildir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 09/10/2008 tarih ve 811 sayılı kararı ile tecilli, aynı kurulun 11/11/2008 tarih ve 847 sayılı kararı ile koruma grubu I olarak belirlenen tescilli yapılar komşuluğunda bulunan dava konusu parselde suç tarihinde yapılan incelemeler sonunda, mülga İstanbul VII Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 13/03/2012 tarih ve 129 sayılı kararı ile onaylanan projesine göre, yapının iç planlarında bazı değişiklikler yapıldığının, bütün dış cephe kaplamalarının onaylı projesine göre yapılmadığının, yan görünüşte (Camii Sokak) kapı önüne bir adet basamak yapıldığının, birinci bodrum pencerelerinden iki adedinin yapılmadığının tespit edilmesi...
Çocuk Mahkemesince verilen 11.03.2008 tarih 2007/257-2008/126 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 08.04.2013 tarih ve ... sayılı ilamı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen onama kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.05.2013 tarih ve... sayılı yazısı ile, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde ''5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11 ve 5237 sayılı TCK’nın 31. maddeleri uyarınca çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin; 12 yaşını doldurmamış çocuklar ile aynı maddenin ikinci fıkrasına göre işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan ya da davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemiş 12-15 yaş grubunda bulunan çocuklar hakkında uygulanması olanağının bulunduğu gözetilmeyerek, ceza sorumluluğu bulunan ve mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5/1-a,b maddeleri uyarınca danışmanlık ve eğitim tedbirlerine hükmolunmasına karar verilmesi'' sebebiyle verilen kararın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığı ve TCK'nın 57/1. maddesi gereğince yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınması Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık müdafiinin temyiz talebinin sanık hakkında verilen ceza verilmesine yer olmadığı ve TCK'nın 57/1. maddesi gereğince yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınması kararının gerekçesine yönelik olduğu ve kararı temyizde hukuki yararının bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede; Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 28.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dava dosyasındaki kayıt ve belgelerden dava konusu ilacın davacının tedavisinde kullanılmak üzere reçete edildiği, davacının T3 başvuruda bulunarak adı geçen etken maddeli ilacın tedavi süresi boyunca bedelinin kurumca karşılanmasını talep ettiği,dava konusu ilacın Sağlık Uygulama Tebliğinde yer almaması sebebiyle talebin Kurum tarafından reddedildiği, bunun üzerine kurumun bu işleminin iptali ile ilaç bedelinin karşılanması yönünde tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddedildiği, kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmaktadır. İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.....