Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 29.11.2018 gün ve 2018/980 - 2018/1187 sayılı kararı onayan Daire'nin 03.03.2021 gün ve 2020/3665 - 2021/1974 sayılı kararı aleyhinde davalı Data Menkul Kıymetler A.Ş.'yi Temsilen Yatırımcıları Koruma Fonu vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, Data Menkul Kıymetler A.Ş.'de yapılan usulsüzlüklerin hukuki takibi aşamasında şirket yetkilileri ile birlikte davacının iflasının istendiğini, İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde belgedeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiğini, davacının beraat ettiğini, İstanbul 6....

    Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Dava konusu istek tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. Bu durumda davacılar vekilinin isteminin ihtiyati haciz olduğu sonucuna varıldığından taleplerinin terditli olduğu veya ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir olduğuna ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir....

    Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK'nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü haizdir.Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma kararları, niteliği itibariyle nihai hukuki koruma sağlayan nihaî karar kavramına girmemektedir....

      Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK'nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü haizdir.Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma kararları, niteliği itibariyle nihai hukuki koruma sağlayan nihaî karar kavramına girmemektedir....

      Kurulunun 05/11/1999 tarih ve 658 sayılı “Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları”nı düzenleyen ilke kararının 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarında, gezi yolu düzenlemesi, meydan tanzimi, açık otopark, wc, bilet gişesi, bekçi kulübesi gibi ünitelerin koruma kurulundan izin alınarak yapılabileceğine dair hükmü karşısında, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararı dosya kapsamına alınarak arkeolojik sit alanının derecesi belirlenerek, dava konusu taşınmazda, süreklilik arzeden otopark işletme faaliyeti şeklinde gerçekleştirilen fiziki müdahalenin belirtilen ilke kararları kapsamında bulunup bulunmadığı hususunun tespiti ile sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik kovuşturmaya dayalı, yerinde olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320...

        Geçici hukuki koruma tedbiri daha genel ve üst kavram olarak kabul edilirken, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz geçici hukuki korumaların birer alt türü olarak düzenlenmiştir. Hukuk sistemimizde para alacakları ile para dışındaki haklar bakımından geçici hukuki koruma tedbirlerinin düzenleme yerleri farklılık göstermektedir. Para alacakları için öngörülen geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati haciz 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda (m.257- 268), para dışındaki haklar için öngörülen ihtiyati tedbir ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (m.389- 399) düzenlenmiştir. Tekrarlamak gerekirse; para alacakları için ihtiyati haciz, para dışındaki hak ve alacaklar için ise ihtiyati tebdir uygulama bulur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir....

        Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 56. maddesi, Ülkemizin taraf olduğu Avrupa Yaban Hayatı ve Tabiatları Koruma sözleşmesi ile 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanuna göre yabani hayatı korumaya ilişkin düzenlemeler yapmak devletin görevi olarak belirlenmiş, bu kapsamda Kara Avcılığı Kanununun 1.4.5. ve 20. maddelerine göre yabani hayatı koruma, avcılığın denetlenmesi ve izlenmesi çalışmalarını yapmaya ve uygulamada gerekli tedbirleri almaya da Çevre ve Orman Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Somut olayda, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü olaylar ve hukuki sebepler hizmet kusuruna ilişkindir. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi, hizmet kusuru niteliğindedir. İdare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır....

          UYAP Entegrasyonu