WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bu bölgelerde inşai ve fiziki müdahalelerde bulunabilmek için izin sürecinin işletilmesi gerektiği, izin alınmaksızın ya da izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapılması ile inşai ve fiziki müdahale gerçekleştirilmesi halinde, suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik 65/d maddesi ile yaptırım altına alınan suçun oluşacağı; Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 04/07/2003 tarih ve 2200 sayılı kararı ile tescil edilen ve anılan Kurulun 20/05/2001 tarih ve 244 sayılı kararı ile onaylanan koruma amaçlı imar planının uygulanmasına karar verilen 3. derece arkeolojik sit alanı içerisindeki mülkiyeti kendisine ait taşınmazda izinsiz olarak yüzme havuzu ve su arıtma deposu yaptığının tespit edildiği, her ne kadar dosya kapsamında sit tesciline ilişkin Kurul kararı kararın mahallinde ilan edildiğine dair tutanaklar araştırılmamış ise de, Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma...

    Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

    Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

    Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

    Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

    Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....

    Poliçede 13.03.2013- 13.03.2014 tarihleri arasındaki dönem için davalı şirkete ait araç için teminat sağlanmış, araca bağlı hukuksal koruma teminatı 5.000,00 TL, sürücüye bağlı hukuksal koruma teminatı 5.000,00 TL olarak düzenlenmiştir. Hukuksal Koruma Sigortası Genel Şartları A.2. Maddesinde motorlu araca bağlı olarak; yasal ve cezai sorumluluk kuralları çerçevesinde, poliçede belirtilen motorlu araç için borçlar hukukuna tabi olan sözleşmeler haricinde doğabilecek uyuşmazlıklar için sigortalıya koruma sağladığı belirtilmektedir. Sürücüye bağlı hukuksal koruma ise, Genel Şartlar'ın 2.2. maddesinde poliçede gösterilen kendisi veya başkası adına tescilli araçları sözleşme veya hukuki statüsü gereği sürücü olarak kullanılmasından doğabilecek uyuşmazlıklar için koruma sağlayacağı düzenlenmiştir. Hukuksal Koruma Sigortası Genel Şartları hükümlerine göre, araca bağlı hukuksal koruma ile sürücüye bağlı hukuksal durumlar için koruma sağlamaktadır....

      Davacı tarafından temyizde, ruhsatın HS-2 kuyusu yönünden kısmen iptal edildiği geri kalan 19 adet doğal çıkışlı kaynak için Belediyeleri adına olan ruhsatın devam ettiği, 19 adet kaynak yönünden inceleme yapılarak durumlarının görülmesi ve değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi yapılması, ruhsata bağlı 19 adet doğal çıkışlı kaynak bakımından davalı ile aralarında ihtilaf bulunmadığı, MTA'nın sadece teknik ve bilimsel uygunluk yönünden inceleme yapması gerektiği, kaynak koruma etüd raporuna onay verme yetkisinin Balıkesir Büyükşehir Belediyesinde olduğu, idarece teknik ve bilimsel görüşten ziyade hukuki görüş bildirildiği, davalı idarece görüş verilmediğinden kaynak koruma etüd raporunun kesinlik kazanmadığı ileri sürülmüştür....

        Nitekim, 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istek; para alacağına ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

        hukuki koruma -ihtiyati tedbir kararı verilmesine..." karar verildiğini, mezkur kararda ayrıca "......

          UYAP Entegrasyonu