"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.12.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacılar, dava konusu taşınmazı 24.03.1989 tarihinde davalı ile birlikte satın aldıklarını, yurtdışında yaşadıkları için davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 1/3'er pay oranında adlarına tesciline, mümkün olmaz ise bedelinin 2/3'ünün tahsiline ve dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihten dava tarihine kadar olan dönem için haksız işgal tazminatına karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece davanın zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Ancak, bu tür davalarda zamanaşımı davacının ferağ umudunu yitirdiği anda başlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.01.2015 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, Davacı vekili temyiz etmiştir....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı ile davalılardan ... arasındaki “Anlaşma” başlıklı 31.01.2007 tarihli belgeden dava konusu 767 ve 787 sayılı parsellerin davacı ... tarafından bedeli ödenerek satın alındığı ancak bu yerlere imar izni alınabilmesi için tapularının köyün yerlisi ve sakini olan ... üzerine çıkarılacağı, talep halinde tapu kayıtlarının ...’e devredileceği belirtilmiştir. Adı geçen tarafların imzaları bulunan belge mahkemenin de isabetli olarak tespit ettiği gibi bir inanç sözleşmesidir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki inanç sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14/10/2020 gün ve 2016/17733 Esas, 2020/6210 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK'nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; 29.11.1995 tarihili inanalan kişi konumunda olan davalı ...'in imzasının da bulunduğu belgede 6380 m2'lik tarlada dava dışı... adına kayıtlı 3/40 hissenin 4/160 'ın dava dışı İsa Sert, 2/160'nın dava dışı ... mirasçıları olan davacılara ait olmak üzere satın alındığı, ancak toplam 12/160 hissenin davalı adına tescil edildiği, bilahare hisselerin sahiplerine verileceği aksi halde, her hissedara birer milyar liranın ödeneceği yazılıdır....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; tapu kayıt maliki ... ile ... arasında imzalanan tarihsiz "mülkiyet belgesi" başlıklı belge, taraflar arasındaki inanç ilişkisini gösteren yazılı inanç sözleşmesi niteliğinde belgedir. Bu sözleşmeye göre tapu kayıt maliki ... taşınmazın bir kısım hissesinin dava dışı ...'a ait olduğunu, özellikleri belirten dairenin de yine dava dışı ...'e ait olduğunu kabul etmektedir. ..., mülkiyet belgesi başlıklı belgede yazılı olan hakkını dosya kapsamında bulunan 10/02/2015 tarihli ... Konsolosluğundaki imzalı beyanı ile ...'a temlik etmiştir. ...'in inanç sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakkını bu şekilde yazılı olmak koşulu ile temliki geçerlidir....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak Talebi Nedeni ile İtirazın İptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça inanç sözleşmesinden kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğu düşüncesi ile davalı aleyhine icra takibinde bulunulduğu, davalının icra takibine itiraz etmesi sonucunda takibin durduğu, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak bu davanın açıldığı görülmektedir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 564 ve 568 sayılı İş Bölümü Kararları gereği dairemiz sadece inanç sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil davaları ile sınırlı olarak görevli kılınmıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 564 ve 568 sayılı İş Bölümü Kararları gereği, 6....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, iddialarını, yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Ancak, dava dilekçesinde ve sonradan bildirilen delil dilekçesinde “yemin ve her türlü delil” demek suretiyle açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan bu hakkı hatırlatılmalı, sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen yönün gözetilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde "yasal ve takdiri diğer deliller", 29.11.2011 havale tarihli delil listesinde de “yemin delili” demek suretiyle yemin deliline dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak, HMK’nun 225 ve devamı maddeleri (Eski HUMK.nun 337 ve devam eden maddeleri) gereğince işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....