Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddenin gerekçesinde "ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz hakkındaki kararlara karşı da hükümde belirtilen hallerde istinaf yolu açılmıştır. Özellikle uygulamada geçici hukuki korumaların gittikçe önem kazanması, ilk derece mahkemelerince bu konuda verilen kararların önüne geçilmesi, gerek maddi gerekse hukuki yanlışlıkların düzeltilmesi amacıyla böyle bir hükme yer verilmiştir. Bu yapılırken tüm geçici hukuki koruma kararları değil, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz bakımından istinaf denetimi kabul edilmiş, bunların dışında kalan delil tespiti... gibi geçici hukuki korumalar için bu imkan tanınmamıştır....

Talep ise, tazminat davasında ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı istinaf başvurusudur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması, ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması ve tedbir talep edilenin dava konusu olması gerekir....

gereğince fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; ihtiyati tedbir talebi ile 100.000 TL manevi tazminat talibinin kabulü ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2022/229 ESAS, NULL/NULL KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalılar aleyhine açtığı maddi manevi tazminat talepli açtığı davada alacağın teminat altına alınması için davalı davalıların mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 29/11/2019 tarihli ara karar ile; davanın trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davası olduğu,dolayısıyla davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar ile diğer malvarlıkları uyuşmazlığın konusu olmadığı, HMK'nun 389 ve devamı maddelerine göre uyuşmazlığın konusu olmayan malvarlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkün olmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

Esas sayılı dosyasında çekin ödenmemesi için ödeme yasağı konulduğu,iş bu ödeme yasağının anılan dosyada 21/11/2017 tarihinde kaldırıldığı, gelen banka cevabında ibraz tarihinde çek sahibinin hesabında 26,71 TL bulunduğu, İhtiyati tedbir kararı nedeniyle tazminat istenebilmesi için haksız olarak verilen bir ihtiyati tedbir kararı bulunması, bu kararın uygulanması ile ortaya çıkmış somut bir zarar oluşması ve zarar ile haksız ihtiyati tedbir kararı arasında bir illiyet bağı bulunması gerekmektedir. Somut olayda, ...'ın ihtiyati tedbir talebi mahkemece haklı bulunmuş, daha sonra çekte ciro silsilesinde imzası bulunmadığından hamil olmadığından davayı reddetmiş ise de davacı çekleri bankaya ibraz ettiği anda keşidecinin banka hesabında yetirli para bulunmadığından ihtiyati tedbirden doğan bir zarar da bulunmamaktadır....

    Mahkemece " İhtiyati tedbir talebi başlıklı HMK’nın 389.maddesinde; "(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." denilmektedir. Aynı yasanın 390.maddesi "(3)Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır."şeklindedir....

    Mahkemece, her ne kadar inşaatın gecikmesi ile tedbir kararı arasında illiyet bağı bulunmadığı, tedbirin uygulanmadığı, inşaat faliyetinin devam ettiği iddia edilmiş ise de; dinlenen tanık anlatımları, ruhsat alma tarihi, inşaatın bitirilme tarihi dikkate alındığında, inşaat faliyetinin fiilen durduğu bu nedenle zarar ile ihtiyati tedbir arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir....

      İTİRAZ ÜZERİNE VERİLEN KARAR: Davacı vekilinin "dava konusu dışındaki bir taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması" istekli dilekçesi ve davalı Kızılelma şirketi vekili tarafından ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze yapılan itiraz üzerine açılan duruşmada mahkemece 13/10/2022 tarihli ara karar ile; "ihtiyati tedbire itirazın reddi, ihtiyati haczin kaldırılması ve dava konusu dışındaki taşınmazlara yönelik ihtiyati tedbir isteğinin de reddi" yönünde karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçelerinde özetle: "02/08/2022 tarihli ara kararındaki Gültekinler Şirketi yönünden verilen ihtiyati haciz isteğinin reddi kararının ve 13/10/2022 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati tedbir isteğinin reddi kararının usul ve yasaya uygun olmadığını" ifade ederek, bu ara kararlarının kaldırılmasını ve istek gibi ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları verilmesini istemiştir....

      İhtiyati tedbir ise; kesin hükme kadar olan süreçte ortaya çıkabilecek sakıncaları önlemek için hukukumuzda geçici nitelikte hukuki korumadır. İhtiyati tedbirin koşulları HMK'nun 389 madde de belirtilmiş olup; Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller ihtiyati tedbirin şart ve sebepleridir. Ayrıca HMK 390/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmelidir. Bu nedenlerle, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir koşulları oluşmamış olduğundan, ilk derece Mahkemesince ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir....

      UYAP Entegrasyonu