Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili süre tutum dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İcra İflas Kanunu 134/5 maddesinde hak sahiplerinin kimler olduğunun açıkça belirtilmediğini, ihale bedelinin nemasının alacaklı, borçlu veya ihale alıcısına ödenmesi gerektiğini ayrıca düzenlememesinin sebebinin, bu hak sahibinin olayın özelliklerine göre değişmesi ihtimalinden kaynaklandığını, ihalenin feshi davası açmak suretiyle taşınmazın ihale alıcısı adına tesciline ve ondan faydalanmasına engel olan borçlunun ihale bedelinin faizi ile ödüllendirilemeyeceğini, yasada ifade edilen hak sahiplerinden borçlunun kastedilmediğini, ihale bedelinden artan ve borçluya ödenmesi gereken bir para olsa dahi haciz alacaklılarına bu bedelden bir ödeme yapılmadığını, o halde ihale bedelinin faizinin alacaklılara ödenmesinin de bir gerekçesi bulunmadığını, taşınmaz müvekkili adına tescil edilmiş olsa da ihalenin feshi davası nedeniyle dava süresince taşınmazdan ve ödediği ihale bedelinden...

u olan 8.010,00 TL ve ... parsel sayılı taşınmazın ihale bedelinin %...'u olan ....510,00 TL para cezasıyla ayrı ayrı cezalandırılmalarına, karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 134/2. maddesine göre; ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin %...'u oranında para cezasına mahkûm eder. Borçluların feshini istedikleri ihaleler aynı ihaleler olup, ihalenin feshi davasının işin esasına girildikten sonra reddi halinde, her davacı için, ayrı ayrı değil ihale bedelleri toplamı üzerinden tek bir para cezasına hükmedilmesi gerekmektedir. O halde, ihalenin feshi istemleri reddedilen borçlular aleyhine ihale bedelinin %...'...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ihale tutanağında alıcıya bedeli yatırması hususunda 10 günlük süre verildiği hususunun ihalenin feshi sebebi olmadığı, tellal tarafından üç kez bağırılarak yeni alıcı çıkmaması üzerine en yüksek teklifi verene ihale edildiğinin yazılı olduğu, tutanağın herhangi bir ihtirazi kayıt konmadan tüm ilgililerce imzalandığı, teklifler arasında en az 100,00 TL fark olması gerektiği hususunun ise elektronik ortamda yapılan tekliflere ilişkin bir düzenleme olduğu ve ihalenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunmadığı, ilgilisi bizzat ileri sürmedikçe diğer hissedarlara satış ilanının tebliğ edilmediği iddiasının ileri sürülemeyeceği, ihale tutanağının kimlik tespiti yapılarak imzalanmış olduğu, farklı kişi olduğu iddia edilen tarafların ihalenin feshi isteminde bulunmadığı, bu hususun ihale tutanağı ile eşdeğer belgeyle ispat edilebileceği ihalenin feshini gerektiren bir durum bulunmadığı, işin esası...

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tutak İcra Müdürlüğü’nün 2020/45 T. numarasıyla 22/10/2021 tarihinde yapılan ihale yoluyla satış için ihalenin feshi talep ettiklerini, talimat dosyası kapsamında müvekkile ait taşınmazlar ihale yoluyla satıldığını, söz konusu ihale sürecinde ve öncesinde hukuka aykırılıklar olduğu gerekçesiyle iş bu davayı açtıklarını, söz konusu dosya da ihale yoluyla satılmış olan taşınmazlar üzerinde haciz bulunuyor olmasına rağmen alacağa mahsuben olarak ihale tamamlanması, ihale süreci ve ihale öncesi TK. aykırı olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen satış gerçekleştirilmesi ile gazete ilanında yapılan eksiklik ve kıymet takdirinde müvekkil borçluların fahiş bir şekilde zarar edeceği şekilde hukuka aykırı bir şekilde düzenlenmiş olan bilirkişi raporuna riayet edilerek satış yapılması hususlarının ihalenin feshini gerektirdiğini, icra takibine konu olan borçtan dolayı haciz konmuş olan taşınmazların takyidat raporlarına bakıldığında...

      Farklı kararlar da bulunmakta ise de; yargısal içtihatlar karşısında, kira sözleşmesinin gerçekleşmesine kadar olan, başka bir anlatımla ihale aşamasından kaynaklı; ihalenin iptal edilmesi, ihale şartnamesinin de yer alan kuralların belirlenmesi, … gibi uyuşmazlıklar idare hukuku alanında kalmakta ve idari yargı denetimine tabi olmakla birlikte; ihale kararının takiben, idare ve kiracı arasında kira sözleşmesinin kurulmakta, kira sözleşmesi, özel hukuk alanında kalmakta, idare kiralayan sıfatını almakta ve kira sözleşmesine dayalı uyuşmazlıklar adli yargının görev alanında bulunmaktadır. Başka bir anlatımla, 886 sayılı Kanun’un uyarınca yapılan kira sözleşmesinin hangi tarihte sonlanmış olduğuna ve kiracılık ilişkisinin devam edip etmediğine ilişkin davalar, adli yargıda karara bağlanmaktadır....

        Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmelerinin 14.maddesine yer alan "kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen hergün için cari yıl kira bedelinin %1'i oranında ceza, itirazsız ödenir. Cezanın ödenmesi taşınmazın kullanılmasına ve tahliyesini geciktirilmesine neden olamaz. Sonradan sözleşmede yazılı hususlara yapılan itirazlar kabul edilmez." şeklindeki hükmün iptaline, bu cezai şart hükmü nedeniyle davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davacının dava tarihinden itibaren kullanım bedelinin tespiti talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki düzenlenen kira sözleşmesinin 2886 sayılı yasa gereği ihale ile yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....

          Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmelerinin 14.maddesine yer alan "kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen hergün için cari yıl kira bedelinin %1'i oranında ceza, itirazsız ödenir. Cezanın ödenmesi taşınmazın kullanılmasına ve tahliyesini geciktirilmesine neden olamaz. Sonradan sözleşmede yazılı hususlara yapılan itirazlar kabul edilmez." şeklindeki hükmün iptaline, bu cezai şart hükmü nedeniyle davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davacının dava tarihinden itibaren kullanım bedelinin tespiti talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki düzenlenen kira sözleşmesinin 2886 sayılı yasa gereği ihale ile yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....

            Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın kira sözleşmesine dayandığı ve kira akdinin feshi ve kira akdine dayalı yapılan zararın tazmini davasının Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin feshi ile ödenen kira bedelinin bir kısmı ile kira akdi nedeni ile yapılan masraflar istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında akdin feshi ile bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür.Kira sözleşmesinin feshi ve ödenen kira bedelinin geri ödenmesi istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İşin esasına girerek, talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûm eder. " hükmü getirilmiştir. Düzenlemenin gerekçesi, ihalenin feshi talebi yukarıdaki sebeplerle reddedilen davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre para cezasının taktir edilebilmesini sağlamaktır. Mahkeme, para cezasına hükmedecekse oranını davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre ölçülü şekilde belirlemelidir. Para cezasının oranı, hem istinaf aşamasında, hemde temyiz aşamasında re'sen değerlendirilir. Para cezasının oranına ilişkin değişikliğin, ne zaman, ne şekilde uygulanacağına ilişkin olarak İİK'na 24/11/2021 tarih ve 7343 sayılı Yasa'nın 33. maddesi ile eklenen geçici madde 18/4....

              Davalı ... vekili, davacı taraf ile ihaleyi alan şirketler arasındaki sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu, davacını kendi isteği ile işten ayrıldığını ya da ayrılırken tüm hak ve alacaklarını aldıkları için ibraname verdiğini, müvekkili şirketin davacının ihale süresinin sona ermesi nedeni ile veya başka bir nedenle iş sözleşmesinin sona ermesinde herhangi bir takdir yetkisi veya talimatının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş sözleşmesinin feshi noktasındadır. Davacı iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini beyan etmiştir. Davalı ... şirketi davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını belirtmiştir....

                UYAP Entegrasyonu