Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın suçta kullanılması sonucu el konulup müsadere edilen araca ilişkin aralarındaki alım satım sözleşmesi nedeniyle zapta karşı sorumluluğa dayalı rücuan tazminat istemine ilişkin olup Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına göre karar verilmekle temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine 29/01/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş ile davacı arasında akdi ilişki bulunmadığı gibi adı geçen davalının üretici firma da olmamasına, taraflar tacir olup, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun uygulanma olanağı bulunmadığından ithalatçının sorumluluğuna gidilemeyeceğine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK.nun 207.maddesi hükmüne göre, satıcı daha uzun müddet için kefalet etmemiş ise, satılanı ayıba karşı tekeffülden mütevellit her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra meydana çıksa bile alıcıya teslim vukuundan itibaren bir sene geçmekle sakıt olur. TTK.nun 25/4. maddesi hükmüne göre, anılan 1 yıllık süre tüccarlar arasındaki ticari satışlarda 6 aydır öte yandan, dosyada mevcut garanti belgesindeki garanti şartlarının 1.maddesi gereğince garanti süresi malın tesliminden itibaren 1 yıldır....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece zapta yanlış geçirilen beyanlar dayanak yapılarak maddi tazminat taleplerinin sulh olunduğunda kanaat getirildiği ve maddi tazminat taleplerin reddedildiğini, ancak yapılan sulh maddi tazminat taleplerine ilişkin olmayıp manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğu, söz konusu sulh sözleşmesinde maddi tazminata ilişkin herhangi bir beyan geçmediği gibi bu konuda mutabakata varılmadığı, buna rağmen yalnızca zapta hatalı geçirilen beyanlar dikkate alınıp dosya kapsamında sunulan yazılı belgelerin göz ardı edilerek karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat davasına ilişkindir....
Dava, hukuki niteliği itibariyle zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece, " ...Dava konusu araç her ne kadar 2011 yılında satılarak teslim edilmiş ise de, aracın gümrük vergilerinin eksik ödenmesi nedeniyle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'n 3. maddesi uyarınca ilgililer hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmakla, TKHK'nun 12.maddesi (satış tarihi itibariyle 4077 sayılı Yasa'nın 4/4 maddesi) hükmü uyarınca, ayıbın ağır kusur ile tüketiciden gizlenmiş olduğu sonucuna varılmakla, zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilmiştir. ......
BK.nun 192.maddesi gereğince davalı satıcı, zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacı alıcıya karşı sorumludur. Mahkemece, taraf delilleri toplanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 3.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; davacı vekilinin maddi tazminat bedeli için istinafa getirdiği kısım 1.000,00 TL olup hüküm tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL'nin altında olduğundan HMK'nın 341 ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin maddi tazminat yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin manevi tazminatın reddine dair ilk derece mahkemesi kararına ilişkin ileri sürdüğü istinaf itirazlarının HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen TBK.'...
Şti. hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle, diğer davalılar hakkındaki davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili, davalı şirket tarafından müvekkiline satılan aracın trafikten men edildiğini ve ayrıca başka bir dava sebebiyle verilen ihtiyati tedbir kararına istinaden aracın müvekkili elinden alındığını ve aracı tasarruf edemediği dönem yönünden zarara uğradığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesindeki bu açıklamalara göre, davacı Borçlar Kanunu’nun satımda zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanmaktadır....
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, üretici firmanın ayıba karşı tekeffülden alıcıya karşı sorumluğunun bulunmadığı, olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu hükümlerine göre ayıptan alıcıya karşı satıcının sorumlu olduğu, dava konusu traktörün satışının dava dışı ve ayrı bir tüzel kişiliği olan Hema Endüstri AŞ tarafından yapıldığı, davalıların bu anlamda herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, kaldı ki traktörün mülkiyetinin dava dışı ...Finansal Kiralama Şirketine ait olduğu ve davacının mülkiyetin devri için yükümlülüklerini yerine getirmediği ve HMK'da atiye bırakma müessesesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur....
Yani taraflar arasında yapılmış bulunan satım akdi BK 19-20 maddeleri gereğince mutlak butlanla batıl olup, baştan beri geçersizdir.Geçersiz sözleşmelerde, taşınmazın hukuka uygun yollarla tescil edilmiş olması BK 192 maddesindeki satıcının zapta karşı tekeffül borcunu doğurmaz. Çünkü bu madde, sadece hukuken geçerli sözleşmelerde ileri sürülebilir. Davacı geçersiz sözleşmeye dayanarak taşınmazın değerini tazminat olarak isteyemez; sadece geçersiz sözleşme nedeniyle ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme ve denkleştirici adalet kurallarına göre isteyebilir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını aynı anda iade ile yükümlü ise de, taşınmaz davacının kusuru olmaksızın elinden çıkmış olduğundan onun iade mükellefiyeti yoktur....
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2019/157 Esas, 2021/74 Karar 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, asıl dava zapta karşı tekeffül hükümleri ve 4721 sayılı Kanun'nun 1007 nci maddesine dayanan tazminat ile birleştirilen dava orman iddiasında bulunmaları nedeniyle tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.012023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 8....