Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5.080,00 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki 94 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkınının bulunmadığı, fenni bilirkişi raporuna göre davalının taşınmazın 1.370,80 m2'lik bölümünü kullandığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; davalının savunmasına esas teşkil eden davacının bayii ile yaptığını belirttiği trampa sözleşmesinin davacıyı bağlamayacağı açıktır. Bir başka ifadeyle trampa sözleşmesinden kaynaklanan davalı ile davacının bayii arasındaki iç sorun (varsa davalının kişisel hakkı), kayıt maliki davacının mülkiyet hakkına etkili olmayacağı açıktır....

    Dosya kapsamında tarafların beyanı ve tapu kayıtlarının yapılan incelemesinde her iki tarafın da trampa sözleşmesinden kaynaklı olarak edimlerini çok önceden yerine getirdiği noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Dolayısıyla mahkememizce yapılan değerlendirmede trampa sözleşmesinden kaynaklı olarak tüm tarafların edimlerini çok önceden yerine getirdiği kabul edilerek değerlendirme yapılmış ve sözleşme ve sözleymeye konu olan edimlerin iki tarafça yerine getirilmesinden uzunca bir süre sonra davacı tarafından açılan davanın MK 2. Maddesine aykırı olduğu anlaşıldığı"gerekçesiyle; Davanın reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun, 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun'un 20. maddesi ile değişik “Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 5/A maddesinin ilk fıkrasına göre; TTK'nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 18/A maddesinin ilk iki fıkrasına göre; ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır....

      a trampa karşılığında satılarak devredilmiş, trampa olarak da ... adına kayıtlı olan 4720 ada 1 parseldeki 41 nolu bağımsız bölüm davacı adına tescil edilmiştir. ... trampa ile kendisine geçen dava konusu taşınmazı 20/04/2011 tarihinde ana dosya davalısı S.S. ... Kent Konut Yapı Kooperatifine devretmiş, kooperatifin de 28/03/2012 tarihinde taşınmazı trampa yoluyla birleşen dosya davalısı ... adına devrettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, birleşen Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasında ... aleyhine açılan davada davalı iyiniyetli kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; trampa işlemine ilişkin resmi senette ... vekili olarak imzası olan oğlu ..., kooperatif üyelik defter kayıtlarına göre 249. sırada kooperatife üyedir. Ayrıca dava konusu parselin de içinde bulunduğu 7 parsele ilişkin Kayseri 8....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre asıl dava, mülkiyet hakkı bulunmaksızın harici trampa sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil birleşen dava ise, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, hüküm asıl dosya davacısı tarafından sadece tapu iptal ve tescil isteğine yönelik olarak temyiz edilmiştir....

          Mahkemece davalılardan ...’in elatması kanıtlanmadığından, onun hakkında açılan davanın reddine, davacı dava konusu taşınmazı 18 parsel sayılı taşınmazda trampa ettiğinden, bu yüzden davalı ...’nin elatması haklı nedene dayandığından, bu davalı hakkındaki davanın da trampa nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Davacı, 13 ada 26 parsel sayılı taşınmazların paydaşlarındandır. Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünce taşınmaz üzerinde kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malın haksız elatılması halinde de Türk Medeni Kanununun 690. maddesine sığınarak elatmanın giderilmesi isteminde bulunabilir. Davalılardan ... trampa işlemine dayandığından, bu akdin varlığını ispat yükü ona düşer. Borçlar Kanununun 232. maddesi hükmünce de tapulu taşınmazın trampası ancak resmi biçimde yapılabilir....

            (Yargıtay 14.Hukuk Dairesi 02/04/2019 tarih 2019/788 Esas 2019/3025 Karar sayılı ilamı) Her ne kadar davacı taraf tapudaki trampa işleminin muvazaalı olduğu iddiasında bulunmuş ise de, tapudaki 07/06/2016 tarih ve 3734 yevmiye numarası ile ilgilileri arasında düzenlenen resmi senet de, taşınmazların bedel farkı gözetilmeksizin karşılıklı trampa yapıldığının belirtildiği, resmi şekilde yapılmış bir trampa ve takas işlemine karşı davacı tarafından her hangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği gibi, ilk derece mahkemesince yaptırılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporlarına göre, trampaya konu taşınmazların değerleri arasındaki nispetsizliğin tek başına işlemin trampa olmadığını kanıtlamaya yeterli olmadığından ve dinlenen tanık beyanlarına göre de, davacı tarafın iddiasının ispatlanamadığından, trampa işleminin davacının önalım hakkını engellemek amacıyla yapıldığı, gerçekte satış işlemi olduğu kanıtlanamadığından, anılan trampa işlemine karşı açılan davanın reddine ilişkin, ilk derece...

            Öte yandan, her ne kadar mahkemece taraflar arasında trampa sözleşmesi olduğu kabul edilmişse de TBK’nun 282. maddesinde düzenlendiği üzere trampanın resmi şekilde yapılması zorunludur. Somut olayda trampa sözleşmesinden de söz edilemez. Hal böyle olunca, davacının tapu iptal tescil isteğinin reddedilmesi, 10 parsel sayılı taşınmazla ilgili bedel isteği bakımından ise 04.08.2005 tarihli belge altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığının incelenmesi, belge altındaki imzanın davalıya ait olduğu ispatlanırsa geçerliliğinin irdelenmesi ve davacının bedel isteği değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

              Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Dava ve birleştirilen davalar, önalım hakkından kaynaklanan ... iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ... vekili, davacının hissedar olduğu ... İlçesi 44712 ada 19 parsel nolu taşınmazda davalı ...'nın 21/11/2013 tarihinde trampa yolu ile 7 m², 22/11/2013 tarihinde ise satış yoluyla 363 m² yer aldığını, davalı ...'ın ise aynı taşınmazda 21/11/2013 tarihinde 5 m² yeri trampa yolu ile iktisap ettiğini bilahare 22/11/2013 tarihinde ise 230 m², 06/12/2013 tarihinde ise 31.5 m² hisseyi satın aldığını, her iki davalının trampa yolu ile hissedar haline gelmesinin muvazaalı olduğunu, amacın davacının önalım hakkını engellemek olduğunu, satış bedelininde muvazalı olarak yüksek gösterildiğini beyanla davalılar adına kayıtlı payların ... kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Birleşen ... 27....

                Burada öncelikle, trampa aktinin hukuki niteliği üzerinde durulması gerekecektir. Trampa, kelime anlamı olarak bir malın bir başka malla değiştirilmesi demektir. Borçlar Kanununun 232. maddesi hükmüne göre, trampada satım hükümleri uygulanır. Trampa konusu taşınmaz tapuda kayıtlı bir taşınmaz ise Borçlar Kanununun 213. maddesi gereğince trampanın resmi senede bağlanarak yapılması zorunludur. Aksi takdirde, trampaya değer tanıma olanağı yoktur (geçersizdir). Buna göre, davacının dayandığı trampa akti resmi biçim koşuluna uyulmadığından geçersiz olup bu sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istenemez. Ecrimisil ise haksız işgal nedeniyle uğranılan zararın karşılığıdır. Davacı, davalıyı taşınmazdan men ettiğine ilişkin herhangi bir belge sunamadığından davacının ecrimisil talep etmesi de mümkün değildir....

                  UYAP Entegrasyonu