WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ikame ettiklerini, söz konusu taşınmaza müvekkil paydaş olduğundan, taşınmazda müvekkilin ön alım hakkı bulunduğunu, ancak tapuda trampa işlemi şeklinde gösterilen pay devri muvazaalı şekilde gerçekleştirildiğini, dava konusu uyuşmazlıkta tapuda her ne kadar trampa işlemi ile devir gözükmekte ise de aslında tarafların iradesi trampa yönünde olmayıp, payını mal değişim sözleşmesine konu eden Metin Mürşitoğlu diğer paydaşların ön alım hakkını engellemek amacıyla işlemi muvazaalı olarak trampa şeklinde gösterildiğini, mahkeme huzurunda dinleteceğimiz tanık beyanları ile de dava konusu taşınmazın devri yönünden muvazaa yapıldığını aslında tarafların iradesinin trampa işlemi olmamasına rağmen tapuda bu şekilde göstererek diğer paydaşların ön alım hakkını önleme çabasında olduklarını doğruladığını, müvekkil, tarafı olmadığı trampa işleminin muvazaalı olduğu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispatlayabileneceğini, işbu husus yerleşik yargıtay içtihatları ile de sabit olduğunu, aynı çevrede...

Davalılardan ..., taşınmazdaki davaya konu payı satışla değil trampa yolu ile edindiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı vekili, dava tarihinin 05.04.2013 olduğunu, davalı ...'ün davadan haberdar olmasından hemen sonra 10.04.2013 tarihinde trampa işleminin gerçekleştiğini, taraflar arasındaki işlemin gerçek bir trampa olmayıp muvazaalı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, trampa işlemine karşı önalım hakkı kullanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur....

    Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemede; Halihazırda kaldırım boşluğu üzerinde bulunan elektrik panosundan, davacının dava dışı ... ile birlikte malik iken gerçekleştirilen trampa ile 7 parsel sayılı taşınmazdan ve yeraltından, büyük bir bölümü 7 parselde, bir bölümü ise dava dışı ...'in trampa yolu ile tam pay ile malik olduğu 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve imar öncesinde yapılmış olup mülkiyeti konusunda ihtilaf bulunan, kadastro paftasında gösterilmediğinden ilgili kütük sayfalarında belirtilmeyen binaya elektrik besleme hattının çekildiği anlaşılmıştır....

      İnceleme konusu karar, işçilik alacakları ve davacı karşı davalının iş kazası nedeniyle manevi tazminat istemi ile davalı karşı davacı işverenin davacı karşı davalı işçiye yönelik iş kazası niteliğinde olmayan ve hizmet sözleşmesinin ifası sırasında verilen maddi zarardan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, davacı tarafından manevi tazminat talebinin atiye bırakıldığı ve kararın bu yönüne dair temyizin olmadığı,temyizin sadece davalı işveren tarafından yapıldığı ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminata ve işçilik alacağına yönelik bulunduğu,mahkemece davanın esasına ilişkin verilen kararın işçilik alacağına ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminata ilişkin olduğu ve böylece temyiz incelemesinin işçilik alacakları ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ile sınırlı olduğu anlaşılmakla yukarıda belirtilen iş bölümü kararının "B) Ortak Hükümler "bölümünün (9.) bendine göre uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin iş akdinin sona ermesinden kaynaklanan alacak ve davalı...

        Bu paragraftan da anlaşılacağı üzere gerçek niyet trampa değildir, satıştır. Davalı vekili ortaklığın giderilmesi davasında devreden Sezgin Gül'ün vekili olarak bu hususa işaret etmiştir. Bu beyan ortada muvazaa olduğunu kanıtlamaktadır. Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1418 Esas sayılı dosyasında bir kısım davalıların müvekkil ile arasında arsa payı karşılığı sözleşme olmasına karşın devam etmeleri, Sezgin Gül'ün müvekkili vekâletten azletmesi ve Sezgin GÜL'ün trampa yoluyla hissesini üçüncü kişiye devretmesi açıkça işlemin muvazaalı olduğunu göstermektedir. Yargıtayın muvazaalı trampa ve şufa hakkının engellenmeye çalışılması hususunda birçok kararı bulunmaktadır: HGK, 2012/6- 858 Esas, 2013/427 Karar: "Gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi halinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz....

        Mahkemece davacının tescil talebinin kabul edilerek her ne kadar Hazine adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdan emsal değerde olduğu belirtilen bir kısım yer verilmiş ise de taraflar arasında söz konusu 15.000.79 m2 lik bu yerin davacı adına tescil edilebilmesi için mülkiyetin nakline ilişkin düzenlenmiş geçerli herhangi bir sözleşme veya usulüne uygun olarak yapılmış bir trampa sözleşmesi bulunmamaktadır. Kaldı ki, Borçlar Kanununun 232. maddesinde düzenlenen ve karşılıklı olarak bir taşınmazın başka bir taşınmaz ile mübadele edilebilmesi için gerekli olan trampa sözleşmesinin tapu sicili memurunun gerçekleştireceği resmi şekilde yapılması gerekir. Bu nedenle davacının tescil talebinin reddi yerine kabulü doğru görülmemiştir. Diğer taraftan ikinci kademede davacı tarafından tazminat talebi de bulunmaktadır....

          Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 11/08/2020 tarihli trampa sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme kapsamında müvekkili tarafından dava konusu edilen Kayseri ili Yahyalı ilçesi 100....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla yapılan imalat bedeli, yıkılan bina bedeli ve trampa edilen arsanın ve binanın geç teslimi nedeniyle kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470-486 ncı maddeleri ve genel hükümleri, diğer ilgili mevzuat. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

            Davalı, çekişme konusu payı maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmazdaki payı ile trampa ederek edinmiştir. Tapu kayıtlarından devredilen payın 99,80 m2, devralınan payın ise 235 m2 olduğu anlaşılmaktadır. Keşif sırasında dinlenen davalı tanıkları payın trampa yoluyla edinildiğini söylemişler. Bilirkişi kurulunun 01.05.2014 raporunda, devredilen 2 parseldeki 99,80 m2 alanın 65.866,00 TL, devralınan 1 parseldeki 235m2 alanın ise 108,100,00 TL değerinde olduğunun saptandığı görülmektedir. Çekişme konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı bulunmayan davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla işlemin gerçekte satış olduğunu, resmi satış senedinde trampa gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Trampa iddiası kanıtlamak için keşif tek başına yeterli bulunmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır....

              Vakfından satın aldığı, bedelinin 06.09.1972 tarihli makbuz ile ödendiği, 16.06.1968 tarihli tesis kadastrosu ile ... adına kayıtlı iken 18.07.2013 tarihinde trampa edilmek suretiyle ... Belediyesi adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, mahkemece davacının aktif dava ehliyeti olduğu göz önüne alınarak, dava konusu taşınmazın trampa edilmiş olması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, dava konusu taşınmazın ve müştemilatının kamulaştırma tarihindeki bedeli belirlenip, harcı da tamamlattırıldıktan sonra tazminat yönünden bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarını reddi ile hükmün BOZULMASINA, paşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu