HUKUK DAİRESİ Dava; noterin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan tazminat isteminin yanı sıra, Hazine aleyhine açılan ve TMK' nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Zarar, fiilen gerçekleşen maddi kayıp şeklinde olabileceği gibi ileride gerçekleşecek zararlarda ve ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan zararlarda da TBK m. 50/2 bağlamında hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır (Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2019, 24. Baskı, s. 821). Bu hükmün uygulanabilmesi için, zarar görenin zararının ispatı için kesin delil sunulamasa da, gelecek zaman içerisinde zararın oluşacağına ilişkin olgu ve olayların ileri sürülmesi gerekmektedir. Öğretide kusursuz sorumluluğun bir hali olarak kabul edilen tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan devletin sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle haksız fiil sorumluluğun bir türüdür. Dolayısıyla, TMK m. 1007'den kaynaklanan davalarda da zararın kapsamı TBK m. 50/2 bağlamında ele alınmalıdır....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK 186/1. madde), geçimine (TMK 185/3. madde), malların yönetimine (TMK 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215. maddeleri) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK 185/2. madde) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK 169. madde). O halde; Türk Medeni Kanununun 169, 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tedbir nafakasının niteliği de gözetilerek kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince bu hususta verilen karar ve hükmedilen nafaka miktarı isabetlidir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK 175. madde)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı ... ve arkadaşları tarafından, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucunda, maliki bulundukları 1159 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiasıyla düzeltme işleminin iptali, olmadığı takdirde TMK 1007. maddesi uyarınca tazminat istemiyle dava açıldığı, düzeltme işleminin iptaline ilişkin talebin Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, diğer talebin ise tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan (TMK.1007 md.) tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla, temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK 186/1. madde), geçimine (TMK 185/3. madde), malların yönetimine (TMK 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215. maddeleri) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK 185/2. madde) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK 169. madde). O halde; Türk Medeni Kanununun 169, 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk Ezgi ve davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince verilen karar isabetli ise de müşterek çocuk Ezgi’nin ilk derece mahkemesi karar tarihinden sonra istinaf incelemesinden önce 07/03/2020 tarihinde ergin olduğundan, ergin olduğu tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir....
Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile, kusur belirlemesi ve karşı davanın kabulünün yanlış olduğu, kadına nafaka, maddi-manevi tazminat verilmemesi gerektiğini, miktarların da fahiş olduğunu, erkeğin manevi tazminat talebinin dikkate alınmadığını belirterek karşı davanın kabulüne ve davalı lehine hükmedilmiş olan tazminat ve nafaka kararlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı kadın vekili istinafa cevap dilekçesi ile, kararın onanmasına, davacı karşı davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava TMK 166/4.maddesi gereğince boşanma davasıdır. Karşı dava dilekçesinde, karşı davacı vekili açıkça müvekkilinin de TMK 166/4.madde gereğince boşanma talep ettiğini belirtmiş ise de, ilk derece mahkemesince karşı dava TMK 166/1.madde kapsamında boşanma davası olarak nitelenmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından davacı-davalı erkeğin birleşen davadaki manevi tazminat talebi konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş ise de, bu hususun kararın kaldırılmasını gerektirmeyeceği gözetilerek tarafların kusur durumu dikkate alınarak TMK. 174/2. maddedeki yasal şartlar erkek lehine gerçekleşmediğinden davacı-karşı davalı erkeğin manevi tazminat talebine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile manevi tazminat talebinin değerlendirilmesine, erkeğin yasal şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına(TMK m.186/1), geçimine (TMK m.185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m.169)....
TMK 175.madde kapsamında kadın lehine ilk derece mahkemesince 650,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olup tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları ve hakkaniyet gözetildiğinde nafaka miktarının uygun olduğu anlaşılmıştır. Davacı kadının yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK 174/1- 2.madde kapsamında boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan, tam kusurlu erkeğin eylemlerinden dolayı boşanmakla evlilikten beklediği maddi menfaatleri zarar görecek olan, yine kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmiş olup, kusurun ağırlığı, tarafların evlilik süresi, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumu, hakkaniyet ve TBK 50- 51.maddeler kapsamında kadın lehine verilen maddi manevi tazminat miktarı azdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki TMK.'nun 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi, davacılar vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla duruşma için belirlenen 08.10.2013 günü aleyhine temyiz olunan davalı ... Vek.Av....'ın yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden temyiz eden davacılar vekili ile aleyhine temyiz olunan davalı ... vekilinin yokluklarında duruşmaya başlanarak davacılar vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, TMK.'nun 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Ne var ki, dava konusu nedenden kaynaklanan ihlaller manevi tazmin yolu ile giderim kapsamında düşünülemez. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Manevi zarar,kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Objektif eksilmeden ise,sadece o kişi için değil;toplumdaki diğer bireylerin de aynı zarara(duruma)düşmeleri anlaşılmaktadır. Yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlandırmıştır. Bunlar,kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar(TCK 125 ),kişilik değerlerinin zedelenmesi (MK 24.md),isme saldırı(TMK 26.md),nişan bozulması (TMK 121 .md),evlenmenin feshi(TMK 174),babalığın benimsenmemesi(MK 286 ),bedensel zarar ve öldürme(BK 56 ) ile kişilik haklarının zedelenmesidir....