Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 43.541,94 TL tenkis bedelinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece tahsil edilecek toplam tenkis bedelinin, davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki, teselsül ancak yasadan veya sözleşmeden doğar. Tenkis davası için yasada, teselsüle yer verilmediği gibi bu yolda sözleşme yapılması da mümkün değildir. O halde mahkemece, tenkis bedelinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan, 1086 sayılı H.U.M.K'nun 388/son ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. fıkrası uyarınca hükmün sonuç kısmında, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde tek tek açıkça gösterilmelidir. Mahkemece hükmün sonuç kısmında, davalılardan her birine yüklenen borç açıkça gösterilmediğinden, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesi de mümkün bulunmamaktadır....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.”...
Tenkis davası yönünden ise; "Tenkis davasının kabul edilebilmesi için saklı paylı mirasçıların saklı paylarının ihlal edilmiş olması tek başına yeterli olmayıp, bunun yanı sıra müşterek murisin bir kısım mirasçılarının saklı paylarını ihlal kastı ile hareket etmiş olması yani davacı mirasçılarından mal kaçırma amacı ile hareket etmiş olması gerekmektedir. Tarafların müşterek murisinin dava konusu taşınmazlara ilişkin davalıya yapmış olduğu hibe işleminde, işlemin nedeninin mal kaçırma amacıyla olduğuna dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, tanıkların da taşınmazların devrine ilişkin bilgi sahibi olmadıkları, murisin diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla taşınmazları hibe ettiğinin davacı tarafça kanıtlanamadığı anlaşılmakla tenkis davası yönünden de davanın reddine" karar verilmiştir....
tenkis isteğinin kabulünün isabetsiz olduğu” belirlenerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu iptal ve tescil ve tenkis isteğinin reddine, taşınmaz üzerindeki binanın mülkiyetinin murise aidiyetinin tespitine, tapu kütüğüne şerh düşülmesine, davacının murisin katkısına istinaden davalıya karşı şahsi hak ileri sürmekte muhtariyetine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ:TENKİS Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, tenkis isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakanı ...'...
İlk derece mahkemesince, öncelikle garanti bankasından çekilen para dahil edilmeksizin murisin terekesinin tespiti ile sabit tenkis oranının belirlenmesi, dava konusu taşınmazların karar tarihine en yakın değerlerinin tespit edilerek ve sabit tenkis oranına göre davacıların tenkis alacağının belirlenmesi ve buna göre karar verilmesi için kararın kaldırılmasına yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülmekte olan tenkis davası sonucunda verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden davalılar vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle "çekişmeli 92 sayılı parseldeki 3 numaralı bağımsız bölüm hakkında açılan tenkis davasının zamanaşımına uğramış olduğunun dikkate alınmaması, önceki hüküm davacılar tarafından sadece 92 sayılı parseldeki 3 numaralı bağımsız bölüm yönünden temyiz edilmiş olup, fabrika yönünden bir temyiz bulunmaması nedeniyle muris tarafından satılan fabrika nedeniyle davalı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2002/774 Esas, 2003/291 Karar sayılı davada, dava konusu 561 (yeni 20841 parsel) ve 624 parsel sayılı taşınmazlardaki bağımsız bölümler yönünden davanın kabulle sonuçlanıp davacıların miras payı oranında iptal ve adlarına tescile karar verildiği, kararın 18.02.2004 tarihinde kesinleştiği, davalı ... vekili tarafından yargılama sırasında 01.06.2004 tarihinde verilen dilekçe ile, anılan tapu iptal ve tescil davası sonucu verilen kabul kararının kesinleşmesi üzerine oluşan duruma göre tenkis definde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 471/son maddesi uyarınca “Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.” Ne var ki mahkemece, davalı ... tarafından yargılama sırasında ileri sürülen tenkis defi hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan karar verilmiştir....
Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G.Antalya, Miras Hukuku, İstanbul, 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, İstanbul, 2004, s.23). Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570). Bu durumda, mahkemece; tarafları ve konusu aynı olan davaların, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle, birleştirilmesinin ve birlikte görülmesinin, usul ekonomisi açısından daha uygun olup olmayacağının değerlendirilip, tartışılmamış olması; ayrıca, birleştirme kararı verilmediği takdirde tenkis davasının kesinleşmesi beklenip, sonucu dairesinde hüküm kurulması gerektiği halde, bu hususta eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
dan eşit miktarda tenkis yapılması suretiyle ...'dan eksik, ...'den fazla miktarda tenkis yapılması usul ve yasaya aykırı olmuştur. a)Davalı.., miras bırakanın yeğeni olup, saklı pay sahibi değildir. ...'dan tenkis edilmesi gereken miktar 9.156.67 YTL. olması gerekirken, kararda yanlış değerlendirme yapılarak 5.630.41 YTL'nin tenkisine karar verilmesi doğru olmamış ise de, davacı bu hükmü temyiz etmemiş bulunduğundan, bu yön bozma sebebi yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmişti b) Davalı...'den ise saklı payı düşüldükten sonra kalan fazla kazandırma üzerinden orantılı tenkis yapılması gerekirken saklı pay düşülmeden fazla tenkis yapılması yanlış olmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün 3/b bendinde açıklanan nedenle davalı ...n lehine BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz yönlerinin 2. bentte açıklanan nedenle ONANMASINA, davalı ...'in temyiz dilekçesinin 1. bentte belirtilen nedenle REDDİNE, aşağıda yazılı harcın ...'...