Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 1991 yılında kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması ile 1957 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı kabul edilmektedir....
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği(aleniliği), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur. Somut olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedi, ihale olup; bu da iptal edilmiştir. O halde, ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği aşikârdır. Öyleyse, davalı adına tesis edilmiş olan sicil kaydının ihalenin feshiyle yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; 5335 sayılı Yasa'nın 32/1. maddesinin iptal edilmesi ve iptal kararının geriye yürümemesi gerekçe gösterilerek, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi isabetsizdir....
Bilindiği üzere, tapu sicillerinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup, Hakim doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür. Öte yandan, 4721 sayılı TMK’nun 28. maddesi hükmü uyarınca kişilik ölüm ile son bulur. O halde, davacıların veraset ilamındaki payları oranında davacılar adına tescil kararı verilmesi gerekirken ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olması doğru değildir. Tereke temsilcisinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tapu müdürlükleri, Türk Medeni Kanununun 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulması ve bu sicillerinin yasalara uygun oluşması konularında görevli ve sorumludur. Şerhin terkinine ilişkin davaların şerh lehtarına husumet yöneltilerek açılması gerekmektedir. Somut olayın incelenmesinde; 1-Tespit dosyasında 21.10.2015 havale tarihli jeoloji bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, dava konusu parselin doğusunun dışbükey yamaç olduğu, incelenen alanı etkileyecek kayma, akma türü heyelan ve parsel içinde yer alan prefabrik yapılarda heyelana bağlı yarık ve çatlak oluşumu gözlemlenmediği belirtilmiştir. Mahkemece anılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne; şerhlerin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince 5362 sayılı Kanunun 67. maddesinin 1. fıkrasında " Esnaf ve Sanatkarların sicillerinin sağlıklı ve güvenli bir şekilde bakanlık E-Esnaf ve Sanatkar veri tabanında tutulması ve yayınlanmasını teminen ticaret davalarına bakan asliye hukuk mahkemeleri gözetiminde ve kurulu bulunduğu il idari birimlerinde çalışmak üzere birlik bünyesinde ayrı bir birim olarak esnaf ve sanatkar sicil müdürlüğü kurulur..." dendiği, aynı maddenin 5. fıkrasında TTK'nın "Ticaret siciline ilişkin 26 ile 40. maddelerinin bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin Esnaf ve sanatkar sicil müdürlüğü hakkında da uygulanır" hükmünü taşıdığı, 5362 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinde üye mevcudunun 100'den aşağı düşmesi halinde odaların fesih olunacağı ve odaların yukarıda yazılı sebeplerle bakanlığın teklifi üzerine yetkili asliye hukuk mahkemesi kararı ile fesh edileceğinin belirtildiği, yasada gösterilen "yetkili" asliye hukuk mahkemesinin Kanunun 67. maddesinde belirtilen ticaret...
DAVA: TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/60 Esas, 2008/119 Karar sayılı ilamı ile kıyı kenar çizgisinde kalan kısmın tapudan terkini ile birlikte kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata hükmedildiği, dolayısıyla davacının bu kısım açısından zararının tazmin edildiği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata hükmedilmesi karşısında davacının 4721 sayılı Kanun'nun 1007 inci maddesine dayalı tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı zararından söz edilemeyeceği, kamulaştırmasız el atma ve 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayalı tazminat taleplerinin her ne kadar hukuki sebepleri ayrı ise de 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayalı tazminat talebi açısından oluşan zararın başka şekilde giderilmemiş olması gerekmekte olduğu, davacının munzam zarara ilişkin olarak açmış olduğu dava da Üsküdar 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2022 NUMARASI : 2021/273 E 2022/646 K DAVA KONUSU : Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ : Davacılar vekili 07/06/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava konusu Samsun İli Tekkeköy İlçesi Yenibüyüklü Mahallesi 1526 Ada 61 Parselin malik ve hissedarları iken Samsun 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/415 Esas ve 2020/77 Karar sayılı kararı ile taşınmazın orman vasfında olduğu gerekçesi ile tapusunun iptal edilerek Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, söz konusu kararın 06/05/2021 tarihinde kesinleştiğini, müvekkillerinin tapu kaydına iyi niyet ile güvenerek taşınmazı satın aldıktan sonra tapunun iptal edilmesi nedeniyle müvekkillerinin zarara uğradıklarını, tapunun iptal edilmesinden dolayı devletin TMK 1007.maddesi uyarınca sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalı idareden...
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/158 Esas sayılı dosyası ile açtıkları tapunun iptali davasında, yapılan yargılama sonucunda, sonradan satın alan diğer davalılar bakımından kötü niyetli olduklarının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın husumetten reddine ve terditli olarak talep edilen 158.400 TL tazminat isteminin ise davalılardan ...'tan tahsiline karar verildiğini, Kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 16.09.2014 tarihinde kesinleştiğini, kararın icraya konmasına rağmen ...'ın üzerindeki mal varlığım kaçırması nedeniyle tahsil edilemediğini, taşınmazın dava tarihindeki değerinin hesaplanmasından sonra ortaya çıkacak tazminat tutarı bakımından belirsiz alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. II....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/173 KARAR NO : 2022/330 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BÜNYAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/67 ESAS-2021/98 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda, GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Muris Ali (Hüseyin) Yaman'ın ailesinin Selanik kökenli bir aile olduğunu, mübadele ile 1926 yılında Türkiye'ye geldiklerini, bunun neticesinde Devlet tarafından davaya konu taşınmazlar iskanen adlarına tescil edildiğini, kayıt maliki olarak "Hüseyinoğlu Alilerden karısı Halide ve evlatları Kamil ve Hasibe ve Sabire ve Emine ve Hüseyin...