Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, 818 sayılı BK'nın 348. maddesinde düzenlenen, işçinin rekabet yasağına ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan maddi tazminat ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’nın 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir....

    Davacı tarafça dava açılırken dava dilekçesinde sözleşmenin feshi talep edilmiş, daha sonra mahkemeye verilen ıslah dilekçesi ile sözleşmenin feshi talebinin konusuz kaldığını inşaatın sözleşmeye aykırı olarak tamamlanması sebebiyle meydana gelen aykırılıktan kaynaklanan zararını şimdilik 10.000,00 TL olarak talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'da taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup; 26. maddeye göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. Bu emredici bir hüküm olduğundan mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Bu sebeple mahkemece davacı yüklenicinin talebi 10.000,00 TL olduğu halde talebin aşılarak 50.000,00 TL üzerinden davanın kabulü hatalı olmuştur. VI....

      bakımından davacının, davalının fesih ihtarında belirttiği gibi davadışı olan şirketlerden sözleşmeye aykırı olacak şekilde otogaz alımı yaptığının kendi sunduğu belgeleri ile sabit olduğu, davalı tarafın buna icazet verdiğinin de davacı tarafça ispatlanamamış olduğu, davacının tüm borcunu ödediğine dair tüm bilgi ve belgelerini sunamadığı, sunmuş olduğu defterlerin de usule uygun olmadığı, hal böyle olunca davalı tarafça 26.491-TL alacağın ödenmemesi ve yine başka şirketlerden gaz alımı sebebiyle sözleşmeye aykırılıktan ötürü yapılan feshin haksız olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığı, haksız bir fesih olmadığından bundan doğan bir zarardan ve bu zararın tazmininden de bahsedilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        -Somut olayda; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca, davada uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulama yeri olmadığı gibi, uyuşmazlığın bu Kanundan doğduğunu ortaya koyacak başkaca bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, sözleşme hükümlerine aykırılıktan doğan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun 96. ve devamı maddeleri olduğundan, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerekir. Açıklanan sebeplerle, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken, işin esasına girerek, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca davada uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulama yeri olmadığı gibi, uyuşmazlığın bu Kanundan doğduğunu ortaya koyacak başkaca bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, sözleşme hükümlerine aykırılıktan doğan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun 96. ve devamı maddeleri olduğundan, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerekir. Açıklanan sebeplerle, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken, işin esasına girerek yazılı gerekçeyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olayda; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca davada uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulama yeri olmadığı gibi, uyuşmazlığın bu Kanundan doğduğunu ortaya koyacak başkaca bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, sözleşme hükümlerine aykırılıktan doğan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun 96. ve devamı maddeleri olduğundan, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerekir. Açıklanan sebeplerle, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca davada uyuşmazlığın çözümünde 506 sayılı Kanun hükümlerinin uygulama yeri olmadığı gibi, uyuşmazlığın bu Kanundan doğduğunu ortaya koyacak başkaca bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, sözleşme hükümlerine aykırılıktan doğan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun 96. ve devamı maddeleri olduğundan, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerekir. Açıklanan sebeplerle, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/672 Esas KARAR NO : 2021/782 DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/10/2021 KARAR TARİHİ : 05/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı şirket aleyhine ... 22.İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile davalının 03/01/2012 tarihli sözleşmeye aykırı olarak nakde çevirdiği teminat mektubu bedelinin iadesine yönelik takip başlattığını, davalı şirketin iş bu takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, itiraz üzerine iş bu davayı ikame ettiklerini beyan ederek, öncelikle davalı yan ile müvekkili şirket arasında ... 8 Asliye ticaret mahkemesinin ... esas (bozma öncesi ... E. ... K) ve Birleşen ... 30 Asliye Ticaret Mahkemesinin ...Esas ve ... 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin......

                  Eldeki davada, dosya kapsamına göre, davalı Kurum ile davacı arasında Özel Sağlık Hizmetleri Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi imzalandığı, Kurumca davacı şirkete sözleşmenin 7.8.1. maddesine aykırılığı nedeniyle 11.1.2. maddesine göre cezai şart uygulandığı, davanın da bu nedenle açıldığı, sözleşme hükümlerine aykırılıktan kaynaklanan bu davanın yasal dayanağının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 112. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesi) ve devamı maddeleri olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerektiğinin kabulü gerekir. Açıklanan sebeplerle, davanın asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde; davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                    Eldeki davada, dosya kapsamına göre, davalı Kurum ile davacı .... arasında 09.01.2009 tarihli ... imzalandığı, Kurumca davacı şirkete Sözleşmenin 3.1.14. numaralı bendine aykırılığı nedeniyle 5.1.10. maddesine göre göre cezai şart uygulandığı, temyize konu davanın da bu nedenle açıldığı, sözleşme hükümlerine aykırılıktan kaynaklanan bu davanın yasal dayanağının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 112. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesi) ve devamı maddeleri olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerektiğinin kabulü gerekir. Açıklanan sebeplerle, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken, işin esasına girerek yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde; davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu