Kural olarak, ihtiyati tedbir isteyen tarafın bu tedbiri haksız olarak koydurduğu anlaşılırsa, karşı taraf veya üçüncü kişi, bu haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğradıkları zararın ödenmesini, ihtiyati tedbir koydurmuş olan taraftan ayrı bir tazminat davası ile isteyebilir. Haksız ihtiyati tedbir koydurtmuş olan tarafın bundan doğan zararla sorumlu tutulabilmesi için, ihtiyati tedbiri kötüniyetle istemiş ve koydurmuş olması veya bunda her hangi bir ihmalinin bulunması şart değildir. İhtiyati tedbir haksız ve bundan da bir zarar doğmuş ise, bu haksız ihtiyati tedbiri koydurtmuş olan taraf, kusurlu olmasa bile bundan zarar gören karşı tarafa veya üçüncü kişiye tazminat ödemekle yükümlüdür....
Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; a) Dava, haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, mülkiyeti kendisine ait olan petrol istasyonunun 19/01/1983 tarihli kira sözleşmesi ile işletilmesinin davalıya verildiğini, kiralanan petrol istasyonunda ...'...
Dava ; Sözleşmeden Kaynaklanan Haksız Fiil Sonucu Tazminat" istemine ilişkindir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümü Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07//2022 tarih ve 1047 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Ancak 01/09/2022 tarihinden itibaren Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümü kriterleri yeniden düzenlenmiştir. Dairemizin iş bölümüne ait 1. maddesinde " Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dahil), haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikayet vb. Dahil) davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar, " düzenlenmiş ise de yine 1. maddesinin Hatırlatma: b) Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup, bu sözleşmeden kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi 6. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır." denildiği, ayrıca 6....
HMK’nın 399. maddesi uyarınca haksız ihtiyati tedbir nedeniyle aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf bu tedbir kararından dolayı uğradığı zararını kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince karşı taraftan isteyebilir. Haksız ihtiyati tedbirden dolayı maddi tazminat davası açılabilmesi için icra edilmiş bir tedbir kararının bulunması, bu tedbirin haksız olduğunun ortaya çıkması, tedbir sebebiyle zarar meydana gelmiş olması ve zarar ile haksız ihtiyati tedbir arasında uygun illiyet bağının bulunması şarttır. Maddi tazminat isteklerinde, manevi tazminat isteklerinden farklı olarak haksız ihtiyati tedbirden dolayı ihtiyati tedbir koyduran tarafın kusursuz sorumluluğu kabul edilmiştir. Yani, haksız ihtiyati tedbiri koydurtmuş olan tarafın bundan doğan maddi zararla sorumlu tutulabilmesi için ihtiyati tedbiri kötü niyetle istemiş ve koydurmuş olması gerekmez. İcra edilmiş olan ihtiyati tedbirin haksız olması ve bir zarara neden olmuş olması sorumluluk için yeterlidir....
Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır. İhtiyati tedbirin uygulanması sonucu, karşı tarafın zarar görme tehlikesi bulunduğundan HMK’nın 392. maddesinde tedbire karar verilirken talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İhtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir....
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebepler ile haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan sorumluluğun kusursuz sorumluluk olmasına göre davacı karşı davalı şirket vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı karşı davalı şirket vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak ’ye gelir kaydedilmesine, 28.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davalı Sağlık Bakanlığı tarafından davacı T1 aleyhine açılan Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/401 E sayılı dosyasında mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmiş, yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça haksız ihtiyati tedbir nedeniyle zarara uğradığı iddiası ile davalı Sağlık Bakanlığı aleyhine tazminat talepli dava açılmış, mahkemece idare mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Tazminat başlıklı 399. Maddesinin 2. fıkrasında "Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır." hükmü yer almaktadır....
İş Mahkemesi ise, uyuşmazlığın, işçi işveren ilişkisi sona erdikten sonra açılan davalardaki haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan zarar, vekâlet ücreti ve faiz taleplerini içerdiği, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda davacının, davalı işyerinde banka müdürü olarak çalışırken kullandırdığı kredi nedeniyle emekli maaşına haksız yere el konulduğu, taraflar arasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda, mahkemenin 2013/377-334 sayılı kararı ile 3.000,00.-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair verilen kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, o davada alınan bilirkişi raporu ile zarar 29.238,95.-TL olarak kesinleşmiş ise de, bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığından eldeki davanın kalan bir kısım alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı şirketin aynı daireleri birden çok kişiye satmış olduğunun dosyadaki deliller çerçevesinde ortaya çıktığını, davalı şirketin mal kaçırma riskinin yüksek olduğunu, şirketin basiretli bir tacir gibi davranmayarak ve gereken özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek haksız ve hukuka aykırı bir şekilde birden çok insanı mağdur ettiğini, ihtiyati haciz taleplerinin kabulü için aranan tüm şartların mevcut olmasına rağmen, Mahkeme tarafından somut gerekçeden yoksun olarak, haksız ve hukuka aykırı şekilde ihtiyati haciz taleplerinin reddedildiğini bildirerek, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına; ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davalı şirketin taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir....
Esas sayılı dosyasında çekin ödenmemesi için ödeme yasağı konulduğu,iş bu ödeme yasağının anılan dosyada 21/11/2017 tarihinde kaldırıldığı, gelen banka cevabında ibraz tarihinde çek sahibinin hesabında 26,71 TL bulunduğu, İhtiyati tedbir kararı nedeniyle tazminat istenebilmesi için haksız olarak verilen bir ihtiyati tedbir kararı bulunması, bu kararın uygulanması ile ortaya çıkmış somut bir zarar oluşması ve zarar ile haksız ihtiyati tedbir kararı arasında bir illiyet bağı bulunması gerekmektedir. Somut olayda, ...'ın ihtiyati tedbir talebi mahkemece haklı bulunmuş, daha sonra çekte ciro silsilesinde imzası bulunmadığından hamil olmadığından davayı reddetmiş ise de davacı çekleri bankaya ibraz ettiği anda keşidecinin banka hesabında yetirli para bulunmadığından ihtiyati tedbirden doğan bir zarar da bulunmamaktadır....