Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı davacının kötüniyetli olduğunu savunmuş ve kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş ise de, davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklandığı, davacının kötüniyetli olduğunun davalı tarafından ispatlanmadığı anlaşılmakla kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

    Yukarıda vurgulandığı üzere satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davalarda mülkiyet aktarımına ilişkin talebin kabulü için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmazda ortaklardan sadece birinin veya birkaçının ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Sözleşme konusunun aynen yerine getirilmemesi durumunda ise satış vaadi sözleşmesinin vaat alacaklısı olan taraf tazminat isteyebilir. Davadaki ikinci kademedeki istemin nedeni budur. Somut olayda; satış vaadi sözleşmesi geçerli olduğundan sözleşme alacaklısı davacı satış vaadine konu payın dava tarihindeki değerini isteyebilir. Ancak davacının satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin sadece 4.000,00 TL sini ödediği anlaşılmaktadır. Mahkemece satış vaadine konu payın dava tarihindeki değeri hesaplatılarak, bu bedel davacının ödediği 4.000,00 TL ye oranlanmalı ve hebaplanacak bu değer hüküm altına alınmalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan emlak alım-satım sözleşmesine istinaden müvekkilinin hissesine düşen 25.000,00-TL emlak komisyon ücretini elden nakit olarak, ayrıca 9.000,00-TL fazladan olmak üzere emlak alım satım sözleşmesinde adı ve imzası bulunan emlak komisyoncusu ...'a ve davacı ...'e ödediğini, ödeme belgesinin dilekçe ekinde sunduğunu beyan etmekle müvekkiline karşı açılan işbu haksız davanın reddine, haksız ve kötüniyetli olarak açılan işbu dava nedeniyle karşı tarafa %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacı alehine hükmedilmesini talep etmiştir. Dava; Simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir....

          Taraflar arasında düzenlenen ve her iki tarafın imzasını taşıyan tellallık sözleşmesinde taşınmazın satış bedeli 150.000 Dolar olarak belirtilmiş ve bunun %3 hizmet bedeli olarak ödemeyi davalı kabul ve taahhüt etmiştir. Bu nedenle tellallık ücretinin kararlaştırılan bu miktar üzerinden verilmesi gerekirken mahkemece davalı ile dava dışı alıcı arasında düzenlenen 2007/83-2007/3979 tapudaki satım sözleşmesinde belirtilen satım bedelinin esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesinde belirtilen ihtiyari tahkime ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 19. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 14/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç satım sözleşmesinde doğan alacak istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 05/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                  Taşınmaz satım sözleşmesinde, objektif bakımdan esaslı nokta olarak; tarafların adları veya temsilciyi yada vekillerinin kimlikleri, satım konusu taşınmaz ve nitelikleri semen ve hukuki sebebin resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir. Kısaca ifade etmek gerekirse, taşınmaz satımında semen (satış bedeli) satım akdinin asgari objektif unsurları arasındadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından soruna bakılırsa semen; satışı vaad olunan taşınmazın bedeli, vaad alacaklısının da karşı edimidir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 217.maddesinin yaptığı gönderme nedeniyle aynı yasanın satım ve trampa sözleşmelerinde uygulanacak 182.maddesinde yer alan “… satım bir akittir ki onunla satıcı satılan malı alıcının iltizam ettiği semen mukabilinde …” hükmü uyarınca satış bedeli satım akitlerinde sözleşmenin temel unsurları arasında sayılmıştır. Kuşkusuz, taraflar satış bedelini serbestçe tayin edebilir....

                    Maddeleri uyarınca; cebri arttırmalarda ayıptan ve zapttan sorumluluk söz konusu olmaz. Ayıp ya da zapttan sorumluluk şartları gerçekleşse bile, ayıp ve zapttan sorumluluk hükümleri uygulanmayıp arttırmanın iptali yoluna başvurulabilir. Arttırmanın iptali ilgililer tarafından ihalenin yapıldığı tarihten veya ihaledeki fesat sonrada öğrenilmiş ise öğrenme tarihinden itibaren şikayet süresinde İcra Mahkemesine başvurmakla talep edilir. Yada icra yada tapu memuruna karşı tazminat davası açabilir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 5. maddesi “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır” şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için icra dairesinin kusurlu işlemi sonucu zararın doğması ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı olması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu