Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır -----Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır --- Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır--------- Satış sözleşmesinde, satıcı zapttan ve ayıptan ari bir şekilde satılanın, mülkiyetini geçirmek amacıyla, zilyetliğini alıcıya devretmekle yükümlüdür. Satılanın ayıplı olması halinde alıcı TBK'nın 227/1. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanabilir. Bunun yanı sıra TBK'nın 227/2. Maddesinde, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklı tutulmuştur....

    -TL.ye karşılık) ... plakalı aracı haricen satım ve teslim aldığını, sözleşmede alıcının en geç 3 ay içinde haricen satın alınan otonun devrini almakla yükümlü olduğunun kararlaştırıldığını, ancak aracın 22.12.2003 tarihli Noter Kati Satış Sözleşmesi ile resmi satışının verilebildiğini, otonun trafiğe tescili için müracaat edildiğinde araç üzerinde harici satım tarihinden kısa bir süre sonra hacizler olduğunun görüldüğünü, araç ruhsatında ve ön satım sözleşmesinde hacizlerin görünmediğini, bu suretle davalıların davacıya ayıplı mal satımının söz konusu olduğunu belirterek davalılara ödenen 9.000.000.000.-TL.nin 15.01.2003 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile tahsilline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davacının istemi üzerine kati satışın ertelendiğini, aracın halen davacı elinde bulunduğunu, hacizlerden haberi olduğunu, aracın kati satışının zorlama ile davacıya verildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....

      Satım bedelinin iade tarihindeki ulaştığı bedel belirlenirken ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın, işçi ücretlerindeki artış ve döviz kurlarındaki artış ortalamaları gözönünde tutulmalıdır. Kural bu olmakla birlikte, davacı dava dilekçesinde 350 TL nin 1996 yılından bu yana işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili talebinde bulunmuştur. Bu durum, davacının satım bedelinin iade tarihindeki karşılığı belirlenir iken taleple bağlılık ilkesinin gözönünde bulundurulmasını gerektirir....

        Eser sözleşmesi ile satış sözleşmesi arasında benzerlik ve farklar; a) Eser sözleşmesini satım sözleşmesinden ayıran en önemli yön, satımda hazır bir ürün veya nesne alınmakta iken, eser sözleşmesinde ürün veya nesne hazır olmayıp sözleşmeden sonra üretilecek, istenilen nitelikte yapımı sağlanacaktır. b) Satımda “emek” değil, “nesne teslimi” üstün bulunmaktadır. Eser sözleşmesinde ise, nesne ortada olmayıp, sözleşmenin yapılmasından sonra uzun veya kısa bir zaman dilimi içerisinde bir “emek” ürünü olarak ortaya çıkarılacaktır. c) Satın alınan nesneler genellikle birbirinin aynı seri üretimdir. Eser sözleşmesinde ise “ısrarlanan” nesne, ısmarlayanın isteğine uygun özel nitelikte yapılmış (imâl edilmiş), çoğu kez benzersiz ve tektir. d) Kimi zaman satın alma ile yapım işi bir arada olabilir. Böyle bir durumda baskın olan hangisi ise ona ilişkin hükümlerin uygulanması gerekecektir. Örneğin, Isıtma sisteminin montajı (kat kaloriferi), satış değil, eser sözleşmesidir....

        Davacı iki ayrı dekontla toplam 1.200.000,00 TL satım bedelini davalının hesabına ödemiştir. Satım sözleşmesinde satıcının ana edimi satılanı teslim borcudur. Davacı alıcı satım bedelini ödediğine göre, satıcının artık teslim borcunu ifa ettiğini ispatlaması gerekir. Tacirler arasındaki satım sözleşmesinde, teslimin kural olarak yazılı belgeyle kanıtlanması gerekmektedir. Davalı tarafından, emtiaların teslimine ilişkin sevk irsaliyeleri ile saha giriş ve çıkış kayıtları sunulmuştur. Mahkemece, davacı adına emtiayı teslim alan araç sürücüleri de bu belgelerdeki imzalara göre tanık olarak dinlenmiştir. Tanıkların irsaliyelerdeki imzalarını kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Şantiye giriş çıkış kayıtlarında, davacı şirket yetkililerinin ve bu kişilerin yakınlarının da teslim tarihinde emtiaların teslim edildiği şantiyeye giriş çıkış yaptıkları, davacı adına hurdaları teslim alan araçların araç giriş çıkış kayıtlarına ... AŞ adına dosyaya gönderildiği anlaşlmıştır....

          VE GEREKÇE: Dava, sözleşmenin feshi kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemidir....

          UETS DAVA : Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Tazminat) DAVA TARİHİ : 08/03/2023 KARAR TARİHİ : 25/05/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 29/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ....... pay piyasalarında işlem yapan genç bir yatırımcı olduğunu müvekkili, piyasa gözlemlerinde, analizlerinde ve tahminlerinde çoğu kez isabetli olmuş; yatırım yapacağı payların ve piyasanın gidişatını öngörerek yatırımlarından kar elde ettiğini bunun yanında müvekkil pay piyasalarında işlem yapan kişilerin tamamına yakını tarafından tanınan, başarılarıyla adından söz ettiren başarılı bir değer yatırımcısı olduğunu müvekkili bahsi geçen pay yatırımlarının çoğunluğunu yatırım hesabının bulunduğu ... Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'nin Bursa Şubesi aracılığıyla yaptığını müvekkilinin ... Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'...

            GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava, ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 5235 sayılı Yasa m. 35/2 uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi hukuk ve ceza daireleri aralarındaki işbölümü, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 25/06/2020 tarihli ve 564 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İşbölümü kararının 22. Hukuk Dairesi'ne ilişkin bölümünün (1) numaralı bendinde "Ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalar (ihtiyati haciz talebine ve ihtiyati hacze itiraza ilişkin davalar dâhil) sonunda verilen hüküm ve kararlar,"ın istinaf incelemesinin işbu Daire tarafından yapılacağı belirtildiğinden HMK m. 352/1,a uyarınca, dosyanın 22. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ticari satımdan kaynaklanan Dava, alım-satım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Alım-satım sözleşmesinin tarafları arasında kiracılık ilişkisi var ise de, uyuşmazlık konusu alacak kira sözleşmesinden değil, alım-satım sözleşmesinden (makine ve teçhizat satımına ilişkin 4.4.2012 tarihli satış sözleşmesi) kaynaklanmaktadır. Hakim davayı satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olarak nitelemiştir. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki, Yargıtay 19.Hukuk Dairesince görevsizlik kararı verilerek dosya dairemize gönderilmiştir. Bu durumda görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ''konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda'' dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu