Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/27 Esas ve 2012/314 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının ..., davalısının ise ... olduğu, davanın 15.06.2003 tarihli sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan cezai şart talebine ilişkin alacak davası olduğu, mahkemece taraflar arasında yapılan sözleşmenin ölünceye kadar bakma akdi olduğu ve resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğundan sözleşmede yazılı cezai şartın da talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği ancak kararın kesinleşmediği görülmüştür. Her ne kadar resmi şekilde yapılması ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin geçerlilik şartı ise de, taraflar arasında düzenlenen 15.06.2003 tarihli sözleşmenin bağış sözleşmesi niteliğinde olup olmadığı, geçerli olup olmadığı, çekişmeli taşınmazların sözleşme kapsamında bulunup bulunmadığı ve zilyetliğinin davacı tarafa devredilmiş olup olmadığı hususları keşif yapılarak açıklığa kavuşturulmadan eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilmesi isabetsizdir....

    düşen bu işlerin tamamının sorumlusunun davalı olamayacağı, davacının ve davalının vermiş olduğu hizmet kaliteleri, söz konusu dükkanların etrafında olan büyük marketlerin indirim uygulamaları gibi hususların da davacının gelirlerini etkileyeceği, bundan dolayı davacının zararının bilirkişi tarafından her ne kadar 26.912,06-TL olarak belirlenmiş ise de, söz konusu belirlemenin haksız rekabete göre yapıldığı, yukarıda belirtilen sebepler göz önüne alındığında, davacının zararının TBK 50/2. maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılıktan dolayı 10.000,00-TL olacağı yönünde kanaatin oluştuğu, yine davacı tarafından manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de mevcut olayda sözleşmeye aykırılığın bulunduğu, davacının kişilik haklarına yönelik herhangi bir saldırının olmadığı, bundan dolayı manevi tazminat talebinin reddinin gerektiği, yine olayda herhangi bir şekilde haksız rekabet ve rekabet yasağı bulunmadığından dolayı, davacının işletmenin faaliyetinin sonlandırılmasına yönelik talebinin reddinin...

      aykırılıktan dolayı uğranılan zarara yönelik tazminat davasının ispata elverişli delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacılar tarafında açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

        elektrik ve inşaatla ilgili maddi tazminat kalemleri toplamının 16.282,47- TL olduğu, yine sözleşmeye ve ekli projeye göre 2.90 metre olması gereken yüksekliğin 2.60 metre olması dolayısıyla davacının bağımsız bölümünde 100.000,00- TL değer kaybının oluşacağı, bu haliyle davacının toplam zararının 116.282,47- TL olup alınan bilirkişi raporunun bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne; davacının manevi tazminat talebinin ise mal varlığına yönelik davalarda davacının manevi zararının oluşmayacağı, bu yönde de bir delilinin bulunmadığı anlaşıldığından reddine, yönelik karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddine Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat davasına dayanak teşkil eden Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/267 esas 2008/127 Karar sayılı dosyasında, davacının tutuklu kaldığı Yağma suçundan beraat ettiği ancak aynı ilamda 6136 sayılı Kanuna aykırılıktan 10 ay hapis cezası verildiği ve TCK'nın 63. maddesi gereğince mahsup kararı verildiği ve hükmün temyiz edildiği de dikkate alınarak, kararın kesinleşip kesinleşmediği ile mahsup işleminin yapılıp yapılmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, Kanuna aykırı davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde katılma yoluyla davacı vekili ile asli müdahil vekillince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

            Taraflar arasındaki uyuşmazlık,sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanmaktadır.5510 2012/8246-10457 sayılı yasanın olayda uygulanma yeri yoktur.Öyle olunca mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde ... Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 16.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı tarafından, askerlik görevini ifa ederken sol ayağından yaralanması nedeniyle takılan protez bedelinin Kurum tarafından ödenmeyen kısmının tahsili talebiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebiyle açılan işbu davanın taraflar arasında imzalanana sözleşmeye aykırılıktan kaynaklı olduğu, buna göre görevli mahkemenin 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai ve özel nitelikteki iş mahkemesi olmadığı belirgindir. Hal böyle olunca, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerektiğinin kabulü gerekir. Açıklanan sebeplerle, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken, yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Sahte reçeteye dayalı olarak tahsil edildiği iddia edilen faturalar nedeniyle davalı tarafından ceza şart uygulanması işleminin iptali ve menfi tespit istemli işbu davanın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırılıktan kaynaklı olduğu, buna göre görevli mahkemenin 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai ve özel nitelikteki iş mahkemesi olmadığı belirgindir. Hal böyle olunca, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerektiğinin kabulü gerekir. Açıklanan sebeplerle, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken, yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tazminat hukukuna ilişkin olarak açılan davada ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi ile ... 12. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacı trafik sigortacısının üçüncü kişiye ödediği tazminatın, kendi sigortalısından rücuen tahsili talebine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce, sigorta şirketinin kendi sigortalısına karşı açtığı rücu davasının genel hükümlere tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın sigorta sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan rücu davası olması sebebiyle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Ticaret Kanunun 4....

                    UYAP Entegrasyonu