Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir." (Örnek: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.07.2006 tarihli, 2006/13- 499 Esas, 2006/507 Karar sayılı ilâmı). Menfi zarar ise, geçerliliğine veya tamamlanacağına güvenilen bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi veya tamamlanmaması yüzünden bu ihtimalin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan, akit yapılmasaydı uğranılmayacak zarar olarak tanımlanmaktadır (Tandoğan age s. 427). Menfi zarara da, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılıklı edimin kabul edilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla ve başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zararlar ve dava masraflarının gireceği kabul edilmektedir (Yargıtay 15....

ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2019/461 Esas KARAR NO : 2021/124 DAVA : Tazminat DAVA TARİHİ : 05/09/2019 KARAR TARİHİ : 09/02/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 05.09.2019tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 09/05/2018 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi imzalandığı, sonrasında sözleşmenin davalı şirket tarafından tek taraflı feshedildiği, sözleşmeden kaynaklı edimlerin hiç yerine getirilmediği, davalı şirketi, davacı şirket yetkililerinin aramalarına dahi cevap verilmediği, davacının davacı şirket sözleşmesinin kurulacağı ve yerine getirileceğine inanmakla beraber iş bu sözleşmenin kurulması nedeniyle davacı şirketin menfi müspet zararlarının söz konusu olduğu, iş bu zararların, sözleşmenin kurulması için harcadığı...

    Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır....

      Davacıların haksız sözleşmenin feshinden kaynaklanan menfi zararlarının tazminini talep etmesinin haklı olduğu ancak, tek kişilik bilirkişilerden kopuk kopuk ayrı raporlar alındığı, alınan raporların da denetime açık olmadığı, ıslah dilekçesi dikkate alındığında ödenen ihale bedeli olan 372.880,00-TL’nin ıslahla artırıldığı görüntüsü oluşmasına rağmen mahkemece bu husus açıklığa kavuşturulmadan karar verildiği, oluşturulan karar itibariyle de Yargıtay denetimi açısından sağlıksız veriler içerdiği anlaşılmaktadır....

        Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet (olumlu) zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır....

        Açıklanan nedenlerle mahkemece müspet zarar kapsamında kar kaybı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü kararı doğru görülmemiştir. Menfi zarar uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden, sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, Türk Mesuliye Hukuku. sh. 427). Burada alacaklının, sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü, sözleşme feshedilerek hükümsüz olduktan sonra, tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan sözedilemez, istenilecek zarar menfi zarardır....

        Sözleşmenin davalı tarafından haksız feshinin kabulü nedeniyle davacı tarafça ancak müspet zarar talebinde bulunabilecektir.Müspet zarar, kusursuz olan tarafın temerrüde düşen taraftan sözleşme yürürlükte kaldığı sürece isteyebileceği bir tazminat türüdür.Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur.Genel olarak,menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından,müspet zarar ise ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder. Sözleşmenin yerine getirilmesi gibi masraflar menfi zarar kapsamında olduğundan ve iş bu davada müspet zarar talep edilebileceğinden davacının menfi zarar kalemlerinin reddi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Çünkü YHGK nun 29.09.2010 tarihli,2010/14-386 Esas,2010/427 Karar sayılı ilamında da müspet zararın,sözleşmenin ifa edilmemesinden.menfi zarar ise, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından kaynaklanan zararı ifade ettiği belirtilmiştir....

          "İçtihat Metni" Dava, taraflar arasındaki 11/02/2008 tarihli gayrimenkul satış ve takas protokolünün feshinden kaynaklanmakta olup, asıl davada talep, sözleşmenin feshi nedeni ile daire içerisine yapılan imalatlar ile ve gayrimenkullerin devir giderleri ile takas edilen tarlanın değer kaybından kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, birleşen karşı davada ise talep, feshedilen sözleşme gereğince devri yapılan taşınmazın davalı-Karşı davacı adına olan tapusunun iptali ile davacı ... adına adına tapuya kayıt ve teciline karar verilmesine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; tazminat isteğinin kısmen kabulüne, birleşen dosyadan açılan tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş, karar tazminat davasının davacısı tarafından tazminat miktarına ve Tapu iptal talepli karşı davanın reddi gerektiğine hasren, birleşen dosya davacısı tarafından ise tazminat isteğine hasren temyiz edilmiştir....

            Bu durumda uyuşmazlığın, sözleşmenin feshinin haksız olup olmadığı hususu üzerinde durulup bu yönden araştırma ve inceleme yapılarak çözümlenmesi gerekmektedir. Sözleşmenin feshinden sonra davalı taraça davacıya iki kez mal verilmiş olması başlangıçtaki fesih sebebine etkili olamaz. Başka bir ifade ile sözleşmenin feshinin haklı olduğunun saptanması halinde davacının tazminat talebinin yerinde olmadığının kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Sözleşmenin davalı tarafından haksız feshinin kabulü nedeniyle davacı tarafça ancak müspet zarar talebinde bulunabilecektir.Müspet zarar, kusursuz olan tarafın temerrüde düşen taraftan sözleşme yürürlükte kaldığı sürece isteyebileceği bir tazminat türüdür.Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur.Genel olarak,menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından,müspet zarar ise ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder. Sözleşmenin yerine getirilmesi gibi masraflar menfi zarar kapsamında olduğundan ve iş bu davada müspet zarar talep edilebileceğinden davacının menfi zarar kalemlerinin reddi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Çünkü YHGK nun 29.09.2010 tarihli,2010/14- 386 Esas,2010/427 Karar sayılı ilamında da müspet zararın,sözleşmenin ifa edilmemesinden.menfi zarar ise, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından kaynaklanan zararı ifade ettiği belirtilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu