Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, kişiler ile Hazine arasında kadastro tesbitine itiraz isteminden kaynaklı olup, çekişmeli 117 ada 3 parselin tarla niteliği ile Hazine adına tesbit gördüğü, Orman Yönetiminin davada taraf olmadığı, orman iddiası bulunmadığı gibi, taşınmazın sınırında orman olmadığından, orman araştırmasını gerektirir bir durum yoktur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21/01/2014 gün ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 21/01/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davalarıdır. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın davalı orman idaresi yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı Hazine yönünden kabulü ile; 291.328,57 TL tazminatın tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihi olan 10/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş hüküm davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin Husumete yönelik yapılan istinaf incelemesinde; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir....

    Orman vasfı tapu maliki davacının tasarruf yetkisini kısıtlar niteliktedir ve idare tarafından tapu iptali - tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan, tapu maliki tarafından da kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı halde sehven aksi yönde işlem yapıldığı bildirilen bölümlerin, maliki olduğu parselden ifrazını ve bu bölümün mülkiyetini kaybetme nedeniyle doğacak zararın tazminini istemeye engel bir durum bulunmamaktadır. Yargıtayın yerleşik içtihatlarında yer aldığı üzere, bu durumda mahkemece tazminat isteminin, tapu iptali tescil istemini de içerdiği kabul edilmelidir. (Yargıtay 20.HD.nin 2016/4825- 9514 E-K). Davacı tarafından açılan tazminat davasının açıldığı tarihte taşınmazın tapu kaydı henüz iptal edilmemiş olduğundan davacının tazminat talebinin zamanaşımına uğramayacağı da gözetilmelidir.(Yargıtay 20.HD.nin 2018/3980- 5766 E-K)....

    Köyünde 1947 yılında yapılan ilk orman tahdidinde 829 nolu parsel numarası verilen taşınmazın tamamının Devlet Ormanında kaldığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde maki tefrikinin yapıldığı ancak dava konusu parselin toprak tevziine tabi tutulmadığı, bilahare 1969 yılında yapılan kadastro tespitinde 241.200 m² miktarındaki taşınmazın tespite müstenit tapu kayıtlarına istinaden hisseli olarak ... parsel numarası altında şahıslar adına tespitinin yapıldığı, tespit maliklerinin, davacılar ve murislerinin de aralarında bulunduğu bir kısım müdahilin ve orman idaresinin tespite itirazı üzerine tespitin kesinleşmediği, Yalova Kadastro Mahkemesi'nin 08/11/2002 tarih 2001/3-2002/6 E.K. sayılı ilamıyla 241.200 m² miktarındaki ......

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 25/02/1988 tarihinde ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1974 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır....

        Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 1958 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, tapunun iptal edildiği tarih (2010 yılı) itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine ve bu değere dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktar yönünden ise ıslah tarihinin esas alınacağı kabul edilmektedir....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava, tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zararın Medenî Kanunun 1007. maddesine göre tazmini istemine ilişkindir. 1) Davacının tazminat bedelinin eksik hesaplandığı yönündeki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Davalı ...nin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine ve bu değere dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktara ise...

            Davalı vekilinin hesap raporuna ilişkin yapılan istinaf sebebinin incelenmisende; Dairemizce, heyetten alınan bilirkişi raporu ve orman tazminat raporu benimsenerek, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 112. ve 114 maddeleri uyarınca belirlenen tazminat ile yangın söndürme giderlerine hükmedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının, davalılardan istediği tazminat miktarı, orman yangınına müdahale ettiği belirtilen arazöz, dozer, greyder, su ikmal aracı, ilk müdahale araca, treyler gibi araçlara ilişkin giderleri kapsamaktadır. Mahkemece benimsenen orman bilirkişisinin bu çalışma araçları yönünden esas aldığı yangın tazminat raporunda, araçların giderleri yangın hasarat raporu birebir esas alınarak hesap edilmiştir....

            Taşınmazın orman sınırları içerisinde kalması sebebiyle beyanlar hanesine şerh düşülmesi sebebiyle bu durumun davacının tasarruf hakkını kısıtladığı kabul edilmelidir. Davacının TMK'nın 1007.maddesine dayanarak tazminat davası açabilmesi için tapu kaydının iptaline yönelik kararın kesinleşmesi aranmaz. Kararın kesinleşmesi davanın açılabilmesi için değil zararın hesaplanabilmesi için gereklidir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin bu tür durumlardaki değerlendirmesi de bu doğrultudadır.Dolayısıyla somut olayda olduğu gibi tapu iptali tescil davası derdest iken tazminat davası açılması durumunda tazminat dosyası dava tarihi itibari ile gerçek zarar belirlenmeli aynı anda hem tapu iptali tescil kararı hem de tazminat kararı verilebilmelidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi - K A R A R - Temyiz incelemesi yapılması gereken ve gerçek kişiler ile Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği arasında görülen bu davanın Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince açılan tescil davasının aktarılmasından kaynaklı kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu ve 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09/02/2012 tarih ve 2012/1 sayılı kararı gereğince bu davada, orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, orman kadastrosu ve orman rejimi dışına çıkarmayla ilgili tutanak ve haritalarının uygulanması ve çekişmeli taşınmazların köy yerleşim alanı içerisinde ve çevresi kişi taşınmazları ile çevrili olduğu, tarafların taşınmaz vasfının orman olduğu yolunda bir iddalarının da bulunmadığı, bu nedenle; orman araştırması yapılmasını gerektirir bir konu olmadığından, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yargıtay 7. Hukuk Dairesine aittir....

              UYAP Entegrasyonu