./05/2018 tarih ve 2018/30-2018/521 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme öncesi dönemde meydana gelen orman yangınından doğan zararın tahsil edilmesi için dava dışı Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tazminat davası neticesinde verilen kabul kararının kesinleştiğini, anılan karar nedeniyle müvekkilinin dava dışı Orman Genel Müdürlüğü'ne 534.714,73 TL ödediğini, ayrıca yargılama masrafları ile temyiz ve karar düzeltme harç ve masrafları olarak da 6.931,30 TL sarf edildiğini, ödenen bedellerden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, toplam 541.646,03 TL'nın temerrüt tarihi olan...
Kanun ormana verilen zarar sonucunda hem zarar verilen orman emvali için meydana gelen gerçek zararın tazminini hem de tahrip edilen orman sahasının yeniden ağaçlandırılması durumunda yapılacak ağaçlandırma giderinin tazminini düzenlemiş olup her iki tazminatı birbirinden ayırmıştır. 6831 sayılı Kanunun 112. maddesinde orman emvalinin gerçek zararının tazminat olarak isteneceği belirtilirken, 114. maddesinde orman alanının ağaçlandırma giderinin tazminat olarak istenebileceği belirlenmiş olup şartları gerçekleştiği taktirde ormana zarar verilmesi durumunda Orman İdaresinin her iki tazminatı da zarar verenden talep edebileceği öngörülmüştür. 17. Gelinen bu noktada “kesin hüküm” kavramı üzerinde durmak gerekir. 18. HMK 303. maddesinde maddi anlamda kesin hüküm düzenlenmiştir....
Kanun ormana verilen zarar sonucunda hem zarar verilen orman emvali için meydana gelen gerçek zararın tazminini hem de tahrip edilen orman sahasının yeniden ağaçlandırılması durumunda yapılacak ağaçlandırma giderinin tazminini düzenlemiş olup her iki tazminatı birbirinden ayırmıştır. 6831 sayılı Kanunun 112. maddesinde orman emvalinin gerçek zararının tazminat olarak isteneceği belirtilirken, 114. maddesinde orman alanının ağaçlandırma giderinin tazminat olarak istenebileceği belirlenmiş olup şartları gerçekleştiği taktirde ormana zarar verilmesi durumunda Orman İdaresinin her iki tazminatı da zarar verenden talep edebileceği öngörülmüştür. 17. Gelinen bu noktada “kesin hüküm” kavramı üzerinde durmak gerekir. 18. HMK 303. maddesinde maddi anlamda kesin hüküm düzenlenmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/680 E. 2015/485 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Çiftlikköy İlçesi, Gacık köyü, 186 ada 79 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile yeniden tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 25/05/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/436 E. 2016/777 K. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından davalı T1 aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Altınova İlçesi, Geyikdere köyü, 1074 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile yeniden tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 31/01/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dava konusu edilen 1085 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde; taşınmazın 02/06/1989 tarihinde hükmen T1 adına tescil edildiği, hibe suretiyle 16/10/1992 tarihinde davacının taşınmaza malik olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemi ile dava tarihinden itibaren faiz uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/214 E. - 2017/77 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 37....
Tapulama Mahkemesinin 1963/514 Esas sayılı karar ile orman niteliğiyle tapu siciline tescil edildiğinden, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazmini istemiyle dava açmış, 17.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep miktarını arttırmıştır. Davalı vekili, davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemiştir. Mahkemece, davanın ...ne yöneltilmesi gerektiğinden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı devletin sorumluluğuna ilişkin davaların, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği amir hüküm olarak düzenlenmiştir. Bu maddede düzenlenen kesin yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin olduğundan, istek olmasa bile re'sen gözetilmesi gerekir....
DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle,davacıların paydaş oldukları Ünye ilçesi, Hızarbaşı Kumarlı mahallesi 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro geçmesinden önce 3.804,72 m²lik kısmının orman arazisi olduğu gerekçesi ile Ünye 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/50 esas sayılı dosyasının 23/05/2013 tarih ve 2013/294 karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, tapu ve kadastro kayıtlarının düzgün tutulmamasından kaynaklı zararların devlet tarafından tazmin edilmek zorunda olduğunu, tapusu iptal edilen taşınmazın tapu senedine dayalı mülkiyet bilinci ile fındık bahçesi olarak kullanıldığını, davacıların uğradıkları zararın payları oranında şimdilik 1.000,00 TL'sinin Ünye 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/50 esas sayılı dosyasından verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte...
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye göre; davacıların tutunduğu ... 1930 tarihli tapu kaydının 1985 yılında yapılan kadastro sırasında 1045 parsele revizyon gördüğü, daha sonra Hazine ve Orman Yönetimi tarafından, tespit malikleri aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda, kadastro mahkemesinin 1989/110- 1991/31 sayılı kararıyla 1045 parselin tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün 07/03/1994 tarihinde kesinleştiği, TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak açılan tazminat davaları için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146....
AŞ nin bulunduğu bölgede yaşanan orman yangınlarından kaynaklı olarak yaşanan elekrtik kesintilerine bağlı üretim ve tedarik sıkıntısından kaynaklı mücbir sebeple teslimat yapılamadığını savunmaktadır. ... AŞ mahkememize verdiği cevapta 12/07/2021 tarihinde davacı firma ile anlaşmaya varılarak haftada bir ürün sevkiyatının kararlaştırılıp 04/08/2021 tarihinden itibaren cam sevkiyatına başlandığını ve 28/10/2021 tarihine kadar 12 tır mal sevkedildiğini, bu süreçte 28/07/2021 tarihinden itibaren elektrik kesintisi yaşanabileceği uyarısı sebebiyle durumun davacıya iletildiğini ancak olumsuzluğun davacıya minimum ölçüde yansıtıldığını bildirmiştir. Kuyucak Kaymakamlığı cevabından ve ekli yazılarından belirtilen dönemlerde orman yangınları kaynaklı mücbir sebep halinin ve uzun süreli elektrik kesintisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. ... AŞ cevabında abonesi olan ......