Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davalı aleyhine açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip derecattan geçerek kesinleştiği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 116.70.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Muris muvazaasına ilişkin açılan tapu iptal ve tescil davalarının herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği gerek Yargıtay ve gerekse doktrince kabul edilen yerleşik içtihatlardandır (özellikle davanın dayanağı olan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda 01/04/1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile hak düşürücü ve zamanaşımı süresi öngörülmediğinden). Ancak hemen belirtmek gerekir ki; muris muvazaası, sahtecilik, vekaletin kötüye kullanılması iddiasına dayalı davaların, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği tartışmasız olmasına rağmen, bu haller kadastro tespitinden önce ise ve on yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise buna ilişkin itiraz ve davalar dahi dinlenemez. 6....

    Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası iddiasıyla açılan davaların terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğini taşıdığı izahtan varestedir. Böylesi istekle açılan davaların tereke adına ( tüm mirasçıları adına ) açılabileceği gibi her bir mirasçının kendi payı oranında dava açmasına da yasal bir mani bulunmamaktadır. İsteğin tereke adına olması halinde dava dışı mirasçıların açılan davaya olurlarının alınması veya TMK'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması suretiyle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, TMK'nun 701. ve 703. maddelerinde öngörülen el birliği mülkiyeti hükümlerinin muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan davalarda uygulanmayacağı da tartışmasızdır. Diğer taraftan temlikin muvazaalı olduğunun kabul edilmesi için taşınmazı temellük eden kimsenin ( taşınmaz kendisine temlik edilenin ) mutlaka mirasçı olmasına gerek yoktur....

    Somut olayda, muris ...'nın eşi muris ... ile 22.01.1982 tarihinde evlendikleri, muris ...'in aynı yıl içinde tek taşınmazı olan dava konusu yeri eşi muris ...'e satış suretiyle temlik ettiğinin iddia olunduğu, muris ... ve ...'in müşterek çocuklarının bulunmadığı, muris ...'in kardeşinin oğlu olan davalıyı 12-13 yaşlarında yanına alıp evlat gibi büyüttüğü, muris ...'in kör olduğu, bakım ihtiyacının bulunduğu, asıl davanın davacılarının muris ...'in kardeş ve yeğenleri, birleşen davanın davacısının ise muris ...'in kardeşi olduğu görülmektedir. Ne varki, mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, muris ...'nın dava konusu 4236 ada 6 parsel sayılı taşınmazı eşi muris ...'ya temlikine konu 22.09.1982 tarihli akit tablosunun merciinden getirtilmediği, davacı iddiası doğrultusunda muris ...'...

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince verilen 12.02.2020 gün ve 1538-186 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında iptal-tescil olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karara karşı yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş; karar, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK.'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil,tenkis,tazminat, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın davacı ... yönünden davanın kabulüne, davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil olmazsa tazminat, ecrimisil, tenkis isteklerine ilişkindir....

          Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK'nin 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir. Somut olayda, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı dikkate alınarak davalıların inançlı işlem savunmasını yazılı delil ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Eldeki dava, niteliği gereği taraflarca getirilme ilkesine tabi olup ispat külfeti de davacı tarafa düşmektedir. Dava, inançlı işlem hukuksal sebebine değil muris muvazaası hukuksal sebebine dayanmaktadır. Davacıların, muris muvazaası iddialarını her türlü delil ile ispatlamaları mümkün iken savunma açısından bu ilkeden ayrılarak aynı davada savunmanın yazılı delil ile ispatının istenilmesi silahların eşitliği ilkesine de aykırı düşmektedir....

          İşte bu görüşten hareketle, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında taraf muvazaası ve takma ad (namı-müstear) davalarında iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceği kabul edilmiştir. Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan iptal ve tescil davalarında davacının yapacağı iş, kendisinden değil terekeden mal kaçırmak için taşınmazın muvazaalı temlik edildiğini, murisin ölüm tarihinde ve dava tarihinde kendisinin de mirasçı olduğunu ispat etmekten ibarettir....

          İstinaf Sebepleri Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tenkis için hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu olayda muris muvazaası olmadığını, bu nedenle de saklı paya tecavüzün mevcut bulunmadığından davanın tümden reddinin gerektiğini, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 1. Tüm dosya kapsamına göre, davacı ve davalıların muris Beşir Ayvaz mirasçılarından olduğu, murisin 16/03/2014 tarihinde öldüğü, eldeki davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tenkis istemli davanın süresi içinde 27/02/2015 tarihinde açıldığı, tenkis yönünden kabul edilen davada hükme karşı davalılar başvuruda bulunduğundan tenkis yönünden inceleme yapılması gerektiği tenkis alacağına yönelik hesapta bir isabetsizlik görülmediği, 2....

            İddianın ileri sürülüş biçimine göre müteveffanın sağlığında kendisine ait taşınmazların satılarak satış bedeli ile davalı adına muvazaalı şekilde taşınmaz alındığı iddiası ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2020 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2020 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına konu edilen ve uygulamada muris muvazaası olarak adlandırılan hukuksal nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar ile tenkis davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.-2. Hukuk Dairesinin görev alanındadır....

            UYAP Entegrasyonu