-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil istekli davalar sonucunda tesis edilecek kararın inşaî (kurucu) nitelikte olmayıp, izharî (açıklayıcı) nitelikte bulunduğu ve 3402 sayılı kadastro kanununun 25. maddesinin kapsamında olduğu, diğer taraftan aynı yasanın 27. maddesi hükmü uyarınca tesis edilen görevsizlik kararı teknik mahiyetle görevsizlik kararı olmayıp, devir niteliğinde bulunduğunun anlaşıldığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ye karşı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davada devir ve temliklerin muvazaalı olması sebebiyle davanın kabulüne karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle alınan bilirkişi ek raporu doğrultusunda tazminat isteğinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2. İstinaf Nedenleri 2.1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak Muğla İli Datça İlçesinde bulunan 811 parsel sayılı taşınmazdaki 23 numaralı bağımsız bölümün tapusunun iptaliyle mirasçılar adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, muris muvazaası nedenine dayalı davaların HUMK.'nun 13.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu mahal mahkemesinde açılabileceği gerekçesiyle, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda yetkisizlik kararı verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, mahkemece dava konusu taşınmazın HUMK.'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline karşı ikame edilmiş bulunan dava dilekçesinin muğlak olduğunu, davanın nedeninin muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescili mi, yoksa tenkis veya denkleştirme talebi mi olduğunun anlaşılamadığını, öncelikle dava dilekçesinin davacı tarafa açıklanması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açıldığı varsayıldığında; işbu davaların, miras bırakanının taşınmazı devrettiği kişi veya onun mirasçısı ya da kötü niyetli olarak taşınmazı devralan kişiler aleyhine açılabileceğini, dava konusu taşınmazın 2005 yılında müvekkili tarafından dava dışı 3. şahıştan satın alındığını, tarafların murisi tarafından devir söz konusu olmadığından muris muvazaası söz konusu olmadığını, müvekkilinin söz konusu taşınmazı düğün takıları ve teyzesinden aldığı 5.000,00TL borç ve annesinin arsa satarak davacı ve davalı arasında bölüştürdüğü parayı birleştirerek...
Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır. Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda HMK'nun 190. maddesi ve TMK'nun 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Somut olayda, dava konusu, Kadıköy, Tuğlacıbaşı Mah., 144 pafta 604 ada 7 parselde bulunan 2....
Bilindiği üzere; muris muvazaasına dayalı davalarda sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaşılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Oysa, somut olayda, davacı mirasçılar, miras bırakanın kendilerinden mal kaçırmak amacıyla, çekişmeli taşınmazın aslında bağış olmasına karşın satış biçiminde temlik edildiği iddiasını ileri sürmemiş, murisin kiracısının tahliyesini sağlamak üzere devir yapıldığını bildirmişlerdir. İddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine değil, inançlı işlem (taraf muvazaası) nedenine dayalı olduğu açıktır....
KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, bir kısım parseller açısından tazminat, birleştirilen dava ise tazminat isteklerine ilişkin olup mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş olması doğrudur....
Somut olayda, davacı tarafın isteğinin itirazın iptali ve tazminata ilişkin olduğu, talep konusunun para alacağı olduğu ve bu alacağın dayanağı olarak da muris muvazaası nedenine dayanıldığı gözetilerek, talep konusu alacağın hukuki nedeni olan muris muvazaası incelenerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, talebin taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve ilamsız icra takibine konu olamacağı belirtilerek, davanın reddilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirildiği halde HMK’nin 353/b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmeksizin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, talep konusu alacağın hukuki nedeni olan muris muvazaası incelenerek işin esasına girilmesi ve hasıl olacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
Miras bırakanın yaptığı temliki tasarruflardan zarar gören mirasçılar, tenkis davası ile birlikte kademeli olarak veya tenkis davası açtıktan sonra ayrı bir dilekçe ile muris muvazaası nedenine dayalı iptal ve tescil davası açabilirler (22.5.1987 tarih ve 4/5 sayılı İBK). Ayrıca muris taşınmazı yararına mal kaçırmak istediği mirasçına doğrudan temlik etmeyip aracı emanetçi kullanmak suretiyle de devretmek isteyebilir. Bu durumda da dava açılarak muvazaa her türlü delille ispat edilebilir. Ayrıca muris muvazaası iddiasına dayalı davalar terekeye karşı yapılan haksız fiil nedeniyle yolsuz tescil niteliğinde olduğundan zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi değildir. Zira bu muvazaalı işlemin hükümsüz olmasının doğal sonucudur. Bu tür uyuşmazlıklarda miras bırakanın asıl irade ve amacının tespiti gereklidir....
O hâlde; muris muvazaası iddiasında bulunulması durumunda, 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusudur....