Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait araç ticari değil hususi kullanıma tahsis edilmiş bir araç olduğundan davanın ticari dava niteliği taşımadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davanın mahiyeti itibarı ile belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97.maddesinde düzenlenen sigortacıya başvuru şartı yerine getirilmeden dava yoluna başvurulduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taleplerin genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğunu, davacı tarafın munzam zararını somut bir şekilde ispat edemediğini, Yargıtayın istikrarlı kararlarının munzam zararın objektif değil sübjektif bir zarar olduğu ve enflasyon, kur artışı vb. genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğu, sigorta hukuk prensibi itibarı ile davalı şirketin sorumluluğunun mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olup munzam zarar kavramı ile sorumluluk sigortası...

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/51 Esas KARAR NO : 2022/969 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 25/01/2021 KARAR TARİHİ : 28/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şoförün kusuruyla meydana gelen kaza nedeniyle müvekkili ...'un malul kaldığını, bu sebeple geçici kalıcı iş görmezlik, tedavi giderleri ile yol ve sgk tarafından karşılanmayan masrafları ve manevi zararlarının tazmini gerektiğini; diğer müvekkili ...'in ise aracının zarar gördüğünü sigorta şirketi tarafından verilen tutarı yeterli olmadığını bu sebeple hasar bedeli, ikame araç bedeli ve munzam zararlarının tahsili gerektiğini öne sürmüştür. Davalılar davanın reddini talep etmiştir. Ara buluculuk dava şartının yerine getirildiği görülmüştür. Alınan kusur raporuna göre kazada davacı ...'un %15 davalı ...'...

      engellediği için müvekkilinin uğradığı munzam zararı karşılamakla yükümlü olduğunu , ------kararında ayrıntılı anlatıldığı üzere ------ gücünün düşmesi durumu göz önüne alınarak müvekkili yararına munzam zarar olduğuna, bu zararın hesaplanması amacıyla dosyaya bilirkişi atanmasına, haklı davanın kabulüne , müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik ----- davalıdan avans faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde trafik kazasından kaynaklı olarak davacının alacağının geç ödendiği iddiasından kaynaklı munzam zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu ve bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı ile sorumlu ise sorumluluk miktarının ne olduğu noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, TBKnın 122.maddesine dayalı munzam zarar istemine ilişkindir. Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)'nun 49. Maddesindeki "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER:-------tarafların son tescil bilgileri celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır. -------karar numaralı dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır....

          Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır....

            Munzam (aşkın) zarar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122/1. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Munzam zarar istemine ilişkindir. ----- sayılı takip dosyası ----- üzerinden celp edilmiştir. Hasar dosyası celp edilmiştir. Davaya konu araçların tramer kayıtları ------ celp edilmiştir. ------ sayılı dosyasının bir sureti celp edilmiştir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Munzam zarar istemine ilişkindir. ----- sayılı takip dosyası ----- üzerinden celp edilmiştir. Hasar dosyası celp edilmiştir. Davaya konu araçların tramer kayıtları ------ celp edilmiştir. ------ sayılı dosyasının bir sureti celp edilmiştir....

                  Munzam zarar bu hukuki niteliği ve karakteri itibariyla, asıl alacak ve faizleri yönünden icra takibinde bulunulması veya dava açılmasıyla sonuç ermeyeceği gibi, icra takibi veya dava açılması sırasında asıl alacak ve temerrüt faizi yanında talep edilmemiş olması halinde dahi (BK'nın 105/2) takip veya davanın konusuna dahil bir borç olarak da kabul edilemez. Hâl böyle olunca, asıl alacağın faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibinde veya davada munzam zarar hakkının saklı tutulduğunu gösteren bir ihtirazî kayıt dermeyanına da gerek bulunmamaktadır. Ayrı bir dava ile on yıllık zaman aşamı süresi içerisinde her zaman istenmesi mümkündür. Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. BK'nın 105. maddesi kusur karinesini benimsemiştir. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz....

                    Munzam zarar, borçlunun para borcunu ifada gecikmesi nedeniyle faizin alacaklının gecikmeden kaynaklanan zararını karşılayamaması halinde söz konusu olabilir. Munzam zarar , Kira sözleşmesinin yapıldığı 29.07.2003 tarih ve Mahkememizin 2019/384 Esas sayılı davası açıldığı 30/09/2005 tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 105. Maddesinde düzenlenmiş iken 01/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 122/1 maddesinde düzenlenmiştir. Görev dava şartı olup, 6100 sayılı HMK ' nın 114/1-c maddesine göre yargılamanın her safhasında resen incelenmesi gerekmektedir. TTK' nın 4. Ve 5. Maddeleri gereğince yapılan incelemede munzam zarar alacağı TTK nun 4/1. Maddesinde sayılan mutlak ticari dava türlerinden değildir. Davacı tacir ise de davalı tacir değildir. 6102 sayıl TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır....

                      UYAP Entegrasyonu