E. 2024/..l Karar Sayılı İlamı) Somut olayda; davanın sebebi ZMMS poliçesi kaynaklı olmayıp aracın değer kaybına ilişkin ödemenin geç yapılmış olması nedeniyle munzam zararın tazminine ilişkin açılan bağımsız nitelikte yeni borç mahiyetindeki TBK 122. maddesine dayalı açılan tazminat davasıdır. Dolayısıyla eldeki dava, yukarıda açıklanan mutlak ticari davalardan değildir. Yine davacı asil tacir olmadığından nispi ticari davanın şartları da somut olayda oluşmamıştır. Dava; asıl borçtan tamamen bağımsız (yani TTK da düzenlenen sigorta hükümlerine dayanan poliçeye dayalı tazminat talebinden tamamen bağımsız) TBK 122. maddesine dayanan yeni bir borç niteliğindeki bağımsız nitelikte munzam zarar iddiasına dayalı açılan tazminat davası olduğundan uyuşmazlıkta TBK 122....
Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (..., ... : 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
Davacının parasının değerlendirilememesine yönelik iddiasına istinaden mahkemece hesaplanan miktar davacının munzam zararıdır. Munzam zarar yükümlülüğü, asıl borç ve temerrüt faizi ödeme yükümlülüğünden farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan ve asıl borcun ifasına kadar geçen zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur. Munzam zarar borcunun hukuki nedeni asıl alacağın temerrüde uğramasıdır. Alacağın temerrüde uğraması, esas alacağın kaynaklandığı hukuki işlem ve olaydan ayrı ve farklı bir hukuki sebep teşkil etmektedir. Munzam zarara dayalı talep hakkı, esas itibariyle bir alacak hakkıdır. (Dairemizin 2001/5381 E-2001/8432 K. sayılı kararı) TBK’nın 122. maddesinde düzenlenen munzam (aşkın) zarar, borçlunun mütemerrit olması durumunda, alacaklının, temerrüt faiziyle karşılanmayan ve temerrüt faizini aşan zararıdır ve faizden ayrı talep edilebilir....
Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır.Bu itibarla davacı tarafından ileri sürülen, ülkemizdeki belirli dönemlerde mevcut olan ekonomik olumsuzluklardan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı aşkın (munzam) zarar talebi, zarar olgusunun delili olarak kabul edilemez. Zira ülkemizdeki belirli dönemlerde var olan ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, tek başına davacının temerrüt faizi dışında bir zararının varlığının ispatı değildir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, munzam zarar iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir. Benzer mahiyetteki uyuşmazlığa ilişkin, Yargıtay 4. HD'nin 28/02/2008 gün ve 2007/6844 E.-2008/2421 K. sayılı kararında özetle, "...Mahkemece, döviz, mevduat, tefe, tüfe ve devlet iç borçlanma senedi yıllık ortalama artış oranı baz alınarak ortalaması üzerinden munzam zarara hükmedilmiştir. Davacı, açtığı idari yargı davası ile zararının yasal faizi ile birlikte tahsili yönünde karar almış ve zararını tamamen karşılamıştır. Munzam zarar, faizi aşan zarar olup davacı, yasal faizi aşan bir zararı bulunduğunu ve bundan davalının sorumlu olduğunu somut delillerle kanıtlamış değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; 16/07/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacının hak kazandığı maddi tazminatın geç ödenmesi iddiasına dayalı munzam zarar istemine ilişkindir. Davacı vekilinin 23/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, ıslah dilekçesinin beyan dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122.maddesinin 1.fıkrası; ''Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür." şeklinde düzenlenmiştir. Davacının iddiası, maddi tazminatın geç ödenmesi ve bu süreçte paranın değer kaybetmiş olması sebebiyle munzam zararın gerçekleştiğine yöneliktir....
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin ------ uyuşmazlık hakem kararı neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zarar söz konusu olmayıp bakiye tazminat borcu kalmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe teminat limitiyle sınırlı olduğunu, Aşkın zarar ise müvekkil şirketin düzenlediği ZMMS poliçesi teminatı kapsamında yer almadığını, müvekkil şirket işbu talebin muhatabı olmadığını, nitekim davacı taraf munzam zarara ilişkin iddiasını da ispatlayamadığını, davacının aracında meydana gelen hem maddi hasar hem de değer kaybı zararları karşılanmış ve ------ tarafından verilen hüküm kesin nitelikte olduğundan kesin hüküm itirazında bulunduklarını, müvekkil sigorta şirketi tarafından davacının taleplerine ilişkin olarak 15.04.2019 tarihinde 4.500,00-TL maddi tazminat, 18.04.2022 tarihinde 2.236,73-TL ------ kararına istinaden değer kaybı ve maddi hasara ilişkin tazminat, 08.11.2019 tarihinde ise...
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin ------ uyuşmazlık hakem kararı neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zarar söz konusu olmayıp bakiye tazminat borcu kalmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe teminat limitiyle sınırlı olduğunu, Aşkın zarar ise müvekkil şirketin düzenlediği ZMMS poliçesi teminatı kapsamında yer almadığını, müvekkil şirket işbu talebin muhatabı olmadığını, nitekim davacı taraf munzam zarara ilişkin iddiasını da ispatlayamadığını, davacının aracında meydana gelen hem maddi hasar hem de değer kaybı zararları karşılanmış ve ------ tarafından verilen hüküm kesin nitelikte olduğundan kesin hüküm itirazında bulunduklarını, müvekkil sigorta şirketi tarafından davacının taleplerine ilişkin olarak 15.04.2019 tarihinde 4.500,00-TL maddi tazminat, 18.04.2022 tarihinde 2.236,73-TL ------ kararına istinaden değer kaybı ve maddi hasara ilişkin tazminat, 08.11.2019 tarihinde ise...
Türk Borçlar Kanununu 122. maddesinde, zararın temerrüt faizinden fazla olduğu takdirde munzam zarar talep edilebileceğinin düzenlendiği, Yargıtayın yerleşik kararlarına göre, munzam zararın olası bir zarar olmadığı, davacının iddia ve talep ettiği gibi muhtemel kar ya da karşılanan kısmı aşan zarar varsa bu husus inandırıcı bir biçimde kanıtlanabilirse ve de davalının kusuru/temerrüdü ile zarar arasında illiyet bağı kurulabilirse, bu koşullarda munzam zarar talep edilebileceğinin hüküm altına alındığı, davacının da somut bir zarardan söz etmediği, davacının muhtemel kar mahrumiyetine dayandığı, bu hususun munzam zarar kapsamı dışında olduğu, salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK nun 122. maddesi kapsamında munzam zararın kanıtı olarak ileri süremeyeceği ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzlukların alacaklı zararı...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; 29/04/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacının hak kazandığı maddi tazminatın geç ödenmesi iddiasına dayalı munzam zarar istemine ilişkindir. Davacı vekilinin 23/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, ıslah dilekçesinin beyan dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122.maddesinin 1.fıkrası; ''Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür." şeklinde düzenlenmiştir. Davacının iddiası, maddi tazminatın geç ödenmesi ve bu süreçte paranın değer kaybetmiş olması sebebiyle munzam zararın gerçekleştiğine yöneliktir....