Mahkemece, icra takibinin itiraz üzerine durduğu, itirazın hükümden düşürülmesi için bir dava açılmadığı gibi menfi tespit davası da açılmadığı, davacı ile dava dışı tapu malikinin aynı konutta oturduğu, icra takibinin yöneticilik sözleşmesinden kaynaklandığı, sadece icra takibi yapılmasının kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, davacının takip konusu alacağın borçlusu olmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, takibin haksız olduğu anlaşılmış olmasına göre, TBK'nun 58. maddesi uyarınca davacının kişilik haklarının ihlal edildiğinden lehine uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki alış veriş neticesinde dosyaya ibraz edilen çek ve bonoların toplamının 9.695,00 TL olduğu, icra dosyasında yapılan ihale sonucunda, davacının 3. şahıs şirketteki 200/2250 hissesinin 17.500,00 TL bedelle alacağına mahsuben alacaklı vekiline ihale edildiğini, toplam borcun 9.695,00 TL olduğu kabul edildiğinden, davacının 7.805,00 TL istirdat etmesi gereken ödediği paranın bulunduğunu ve icra dosyasında ise 7.805,00 TL borcunun bulunmadığı, davacının davalının kötüniyetli icra takibi yaptığı yönünde dosyaya yeterli delil sunamadığı, manevi tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya icra takibi nedeniyle 17.805,00 TL borçlu olmadığının tespitine 7805.00 TL’nin istirdadına, şartları oluşmadığından tazminat ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ....'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle, sözleşme kapsamında davalı lehine tesis edilen ipoteklerin kaldırılması, teminat senedinin iadesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının davacının açmış olduğu istirdat davası sonucu tespit edildiği ancak davalının bu tespit öncesinde, alacağını tahsil için icra takibi başlatmakta ve haciz işlemi yapmakta kusurlu sayılamayacağı bu haliyle manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı aleyhine yapılan haciz işleminin haksız olduğu iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir....
alınan senedin vekalet sözleşmesi uyarınca takip ettiği dosyadaki vekalet ücreti karşılığı alındığını, davacının iddialarının kişilik haklarına zarar verdiğini ileri sürerek karşı dava ile manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
zararının sözleşmenin zamanında ifa edilmemesinden kaynaklandığını ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili şekilde feshine, şimdilik 500,00 TL menfi zarar, 500,00 TL cezai şart alacağı ile her bir davacı için 5.000,00 er TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Çeki de tüm menfi tespit davalarından haberdar olmasına karşılık aynı yolla tahsil ettiğini, müvekkilinin ciddi anlamda maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin ödediği bedellerin istirdadı için takiplerden önce açılmış menfi tespit ve çek iptali davası bulunduğundan ve vaki ödemeler ile bu davaların istirdat davasına dönüştüğünden ödenmiş bulunan bedellerin bu davada istirdadı , derdesti rüyet olmaması bakımından talep edilmediği, davanın konusunun haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebi olduğu, davalının haksız takipleri nedeniyle ödemiş olduğu tüm bedellerin faizleri ile birlikte istirdatına ilişkin haklarının saklı olduğunu, İİK 259/1 maddesi gereğince alacaklının koydurmuş olduğu haciz kararlarının haksız olması sebebiyle borçlu ve üçüncü kişinin iş bu ihtiyati haciz sebebiyle uğrayacakları tüm zararlardan sorumlu tutulması gerektiğini, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 27.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat dahil toplam...
Hukuk Dairesinin 2014/5192 Esas, 2015/2235 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; haksız takibe dayalı maddi tazminat istemlerinde, takibin haksız olduğunun sabit olması yeterli olup davalının tazminat ile sorumlu tutulması için kötüniyetli olması gerekmemektedir. Öte yandan, menfi tespit davasına konu olan kötüniyet tazminatı, icra hukukuna özgü götürü bir tazminat niteliğinde olup, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş olması, genel hükümlere dayanılarak açılan, gerçek zararın tazminine yönelik davalar yönünden engel oluşturmamaktadır. Somut olayda davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı tespit edildiğine ve buna ilişkin karar kesinleştiğine göre; yapılan takibin haksız olduğu sübuta ermiştir. Yargıtay kararlarıyla haksız haciz/takip dosyalarında manevi tazminat için benimsenen kötüniyet koşulunun maddi tazminat için de aranması uygun değildir....
Davacı vekili 11/05/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 40.157,65 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili, davacıya ait aracının üzerindeki başkaca hacizler nedeniyle muhafazasının devam ettiğini, davacının maddi ve manevi zarara yönelik iddiasını belgelendirmediğini, kabul etmemekle birlikte manevi tazminat olarak talep edilen tutarın da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; manevi tazminat talebi yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığı, maddi tazminat talebi yönünden ise davacı her ne kadar temerrüt faizini aşar nitelikte maddi zararı olduğunu iddia etmiş ise de; bu zararı somut bir şekilde ortaya koyup, maddi zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebi yönünden karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; Uyuşmazlık sözleşmenin feshi nedeniyle davacının müspet zarar, menfi zarar, kar kaybı ve denkleştirme tazminatı ile manevi tazminat alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında sözleşmenin feshedildiği noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında imzalanan ...tarihli sözleşmenin 1-h ve 8....