Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davalı bakanlığın yasa ile kendisine verilmiş bulunan görevlerinin gereği gibi yerine getirilmemesi sebebiyle zarar meydana geldiği ileri sürülmüştür. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Mahkemece, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasının çözümlenmesi, usul ve yasaya mutlak aykırılık oluşturmaktır. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 29/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Dairemizin 28.11.2017 tarih ve 2016/23822 Esas 2017/14748 Karar sayılı ilamı ile takibe dayanak senet aslının gönderilmesi istenilmiş ise de, Dairemiz ilamının yerine getirilmediği ve sebebinin de bildirilmediği anlaşılmıştır. Dairemiz ilamının yerine getirilmemesi işin uzamasına neden olduğu gibi, sorumluluk da doğurabileceğinden, takibin dayanağı olan bono aslının en kısa sürede gönderilmesi, gönderilemiyorsa sebebinin açık bir şekilde bildirilmesi için dosyanın yeniden mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      - K A R A R - Davacılar, davalı ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmeden kaynaklı edimlerin davalı tarafça süresinde yerine getirilmemesi üzerine 11.02.2010 tarihli taahhütnamenin taraflarına verildiğini, bu taahhütnamede, eksikliklerin süresinde yerine getirilmemesi durumunda aylık 20.000,00 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ayrıca eksik işler bulunduğunu ileri sürerek, 12.04.2010-06.03.2011 arası 200.000,00 TL kira tazminatının davalıdan tahsili ile eksik işlerin giderilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kısmen aynı konu ile ilgili derdest dava bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

        Ancak; İcra ve İflas Yasasının 30. maddesinde bir işin yapılmasına (yerine getirilmesine) ilişkin ilamların ne şekilde infaz edileceği açıkça hükme bağlanmış olup; somut olayda mahkemece, davalıya verilen süre içinde projeye aykırılıkların projeye uygun eski haline getirilmesiyle yetinilmesi gerekirken, kararda "davalı tarafça yerine getirilmemesi halinde bu işlemlerin davacı tarafça yerine getirilmesine ve davacıya 8 günlük süre verilmesine, bu işlemlerin yapılıp eski hale getirilmesi işlemlerinin davacı tarafça yapılması halinde makul ve belgelenebilen masrafların davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" denilmek suretiyle infaz aşamasında yapılacak işleri de kapsar biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkemekararının hüküm fıkrasının (1) nolu bendindeki "davalı tarafça yerine getirilmemesi halinde bu işlemlerin davacı tarafça yerine getirilmesine ve davacıya 8 günlük süre verilmesine, bu işlemlerin...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Dairemizin 18.01.2018 tarih ve 2016/26318 Esas, 2018/303 Karar sayılı ilamıyla; takip dayanağı ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının da gönderilmesi istendiği halde Dairemiz kararının bu kısmının mahalli mahkemece yerine getirilmediği görülmektedir. Dairemiz ilamının kısmen yerine getirilmemesi sorumluluk doğurabileceği gibi, işin uzamasına da neden olduğundan Dairemiz ilamında belirtildiği üzere, borçlu Seis ... ... Tar. Hayv. İnş. Ve Taah. Ltd. Şti.'...

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Davalı ... ana sözleşmesi gereğince üyelik yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyeler hakkında üyelik yükümlülüklerinin neler olduğu, aidat asıl borçları ve varsa gecikme borcu belirlenerek borçların ana sözleşmenin 14. maddesi gereğince 30 gün geciktirilmesi üzerine yönetim kurulunca yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi üzerine aynı kurulca ikinci ihtarın yapılacağı, ikinci ihtarla da 30 gün içinde yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde ihraç kararı verilebileceği hükmü olduğu görülmüştür. Ancak Kooperatifler Kanununun 27. maddesinde ihraç öncesi ikinci ihtarnamede yükümlülüklerin yerine getirilmesi bakımından verilecek süre bir ay olduğundan üstün norm olan yasa hükümlerinin uygulanacağı, yükümlülüklerin yerine getirilmesi için en az bir aylık sürenin verilmesi gerekmektedir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Davalı yapı kooperatifi ana sözleşmesi gereğince üyelik yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyeler hakkında üyelik yükümlülüklerinin neler olduğu, aidat asıl borçları ve varsa gecikme borcu belirlenerek borçların ana sözleşmenin 14. maddesi gereğince 30 gün geciktirilmesi üzerine yönetim kurulunca yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi üzerine aynı kurulca ikinci ihtarın yapılacağı, ikinci ihtarla da 30 gün içinde yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde ihraç kararı verilebileceği hükmü olduğu görülmüştür. Ancak Kooperatifler Kanununun 27. maddesinde ihraç öncesi ikinci ihtarnamede yükümlülüklerin yerine getirilmesi bakımından verilecek süre bir ay olduğundan üstün norm olan yasa hükümlerinin uygulanacağı, yükümlülüklerin yerine getirilmesi için en az bir aylık sürenin verilmesi gerekmektedir....

              ye yapmış olduğu ameliyat nedeniyle yaşanan olumsuzluklar üzerine adı geçen şahıs tarafından davacı doktor aleyhine, eser sözleşmesinin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle açmış olduğu davada davacı aleyhine 17.750,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminat ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsiline hükmolunduğu; verilen hükme istinaden davacı aleyhine, alacaklının İzmir 6. İcra Müd. 2017/15714 esas sayılı dosyasında asıl alacak ve ferileri yönünden takip başlatması üzerine, davacı tarafından takip dosyasına 73.173,41-TL ödenmesi nedeniyle dosyanın kapatıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda; İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/302 Esas ve 2017/404 karar sayılı dosyası ve İzmir 6....

                İcra Müd. 2017/15714 esas sayılı dosya kapsamına göre; davalı vekili, müvekkili şirketin daha önce yapılan operasyonun ardından düzeltme amaçlı yapılan estetik operasyondan kaynaklı poliçeden doğan sorumluluğu bulunmadığı yönünde itirazda bulunmuş ise de, davacı doktor tarafından dava dışı kişinin göğüs küçültme ve karın germe amacıyla 16/05/2009 tarihinde ameliyata alındığı, dava dışı Seçil Kocatepe' nin ameliyat sonrası şikayetlerinin sürmesi ve yaralarının iyileşme sürecinin uzaması üzerine 25/07/2009 tarihinde ikinci bir ameliyatın yine davacı doktor tarafından gerçekleştirildiği; dolayısıyla ilk ameliyatın yapılmasından sonra ameliyattan kaynaklı olarak zararın meydana geldiği, sonraki ameliyatın ise düzeltme amacıyla değil, oluşan zararın giderilebilmesi amacıyla yapıldığı; sigortalı davacı doktor tarafından eser sözleşmesinin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle oluşan zararın sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu, gerçekleşen rizikonun poliçe teminat süresi içerisinde...

                Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “...davalının ölünceye kadar bakma akdinin düzenlenmesinden önce de bakım alacaklısı ... ile aynı evde yaşadığı, dolayısıyla davalının ...’e baktığı, akit düzenlendikten sonra da bakmayı sürdürdüğü, ancak davalının eşinin kanser hastalığına yakalanması üzerine eşinin tedavisi ile ilgilenmesinden dolayı bakım borcunu yerine getiremediği hem davacı hem de davalı tanık ifadeleri ile sabittir. Bu durumda bakım borcunun yerine getirilmemesi davalının kusurundan kaynaklı bir husus olmayıp, mücbir sebebe dayalıdır. Böylesi durumlarda, TBK 617/2. maddesi uyarınca bakım alacaklısına irat tahsis edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki, davacı yargılama aşamasında öldüğünden artık irat tahsisi de imkansız hale gelmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu