- K A R A R - Davacı-birleşen dava davalısı vekili, davalıya mal satışı nedeniyle kur farkından kaynaklanan 8.364.94.-TL.nin faturanın vade tarihi olan 18.12.2008 tarihinden itibaren % 5 üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-birleşen dava davacısı, fatura bedelinin tamamen ödenmesine rağmen davacıya verilen teminat mektubunun iade edilmediğini ve kur farkı bedeli adı altında para istendiğini bildirerek teminat mektubunun iptaline ve müvekkiline iadesine, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında imzalanan sipariş formu ile satış sözleşmesinin gerçekleştiği, sipariş formunda davalıya satılan sacların tutarı olarak 22.373.69....
nin davacı şirketten aldıkları mallar karşılığı verdikleri bonoların ödenmemesi üzerine taraflar arasında 26.05.2005 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, sözleşme gereği borç karşılığı davalıların verdikleri senetlerin vade tarihlerinin geçtiğini, bu nedenle aylık %2,5 oranı üzerinden hesaplanan 26.354,00 TL vade farkının tahsili için davalı şirketler ile şirketlerin sahipleri olan ... ve ... aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların itirazlarının iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, icra takibinde talep edilen faizin fahiş olduğunu, vade farkından kaynaklanan alacağın faiz niteliğinde olduğunu bu nedenle icra inkar tazminatı talebinde bulunulamayacağını, davalılardan ... ve ...nun diğer davalılara kefil oldukları ve sorumluluklarının kefalet miktarıyla sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili, müvekkiline teslim edilen mal bedellerinin tamamının ödendiğini, icra takibine konu edilen alacağın vade farkından kaynaklandığını, vade farkı talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre; vade farkı isteminin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
vade farkı alacağı ----- olabileceği, " şeklinde rapor sunulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/558 Esas KARAR NO : 2024/31 DAVA : Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/08/2022 KARAR TARİHİ : 16/01/2024 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vade Farkından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davaya konu vade farkı faturasının içeriğini kabul etmediklerini, teslimi gerçekleşmeyen faturayı iade etmek ve teminat mektubuna konu bedelin kendilerine iadesinin gerçekleştirilmesi amacıyla davalı tarafa 13.01.2022 tarihinde ihtarname gönderildiğini, vade farkı faturasının düzenlenerek tahsil edilebilmesi için şirketin temerrüde düşmüş olması gerekmesine rağmen kendilerinin davalı tarafından temerrüde de düşürmediğini, davaya konu fatura içeriğinde, hangi satış faturasının/faturalarının ne zaman ödendiği ve dolayısıyla ne zamana kadar ve ne tutarda vade farkına hak kazanıldığı belirtilmediğini, teminat mektubu haksız şekilde tazmin edilerek davalı tarafça tahsilat...
Şirketine devir ve temlik ettiğini, davalı faktoring şirketinin 24.01.2018 tarihinde müvekkilin ... ... ... numaralı hesabına 50.000,00 Euro’yu 1 Euro=4,52 TL’den olmak üzere 226.000,00 TL’ye çevirerek işlem süresi boyunca işlemesi gereken faizi de düştükten sonra 205.819,53 TL olarak gönderdiğini, faturanın TL ödeme aracı çekin ise Euro çeki olduğunu, çekin vade tarihi olan 29.06.2018 tarihinde ise TCMB döviz alış 1 Euro=5,3092 TL olduğunu ve 265.460,00 TL’ye denk geldiğini, aradaki 265.460,00 – 226.000,00 = 39.460,00 TL’lik farkın müvekkile iade edilmediğini, müvekkilin döviz artışından kaynaklı kur farkının iadesini talep ettiğini, henüz doğup doğmayacağı belli olmayan bir haktan feragat ettiğine dair 24.01.2018 tarihinde Faktoring Sözleşmesi imzalanırken müvekkilinden taahhüt başlığı altında vazgeçme beyanını içerir yazı alındığına dair bilgi verdiklerini ve iade yapmadıklarını, doğmamış haktan feragat edilemeyeceğini, kaldı ki davalının kur farkından dolayı haksız kazanç elde ettiğini...
Alım Satım ve Ekipman Kira Sözleşmesi kapsamında takibe konu edilen faturalardan dolayı davacının davalıdan 76246,82 TL alacağının bulunduğu, davacı her ne kadar takiple vade farkından kaynaklanan alacağını da talep etmiş ise de, vade farkı talep edilebilmesi için sözleşmede hüküm veya devam eden bir uygulama bulunması gerektiği, vade farkı talep edilebilmesine dayanak sağlayan şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile .... İcra Dairesinin 2013/11739 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 76.246,82 TL üzerinden devamına, asıl alacak 76.246,82 TL'nin %20 si oranında icra inkar tazminatı olan 15249,36 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin vade farkına ilişkin alacak talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davası olup, dava kısmen kabul edilmiştir....
Mahkemece, itirazın iptali davalarının takibe dayanak belgelere göre inceleneceği, takipte 20.636,30 TL miktarlı vade farkı faturasından açıkça bahsedilmediği, dolayısıyla vade farkı alacağı hakkında değerlendirme yapılamayacağı belirtilerek, bu fatura yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacı takipte cari hesap ekstresine dayanmış, cari hesap ekstresi içinde de vade farkından kaynaklanan fatura bedellerini de göstermiştir. Vade farkı faturaları cari hesap içerisinde yer aldığından bununla ilgili itirazın iptali davası açabilir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2014/12371-17137) Ayrıca bilirkişi raporunda diğer siparişlere ait formların ibrazı halinde değerlendirileceğinin belirtilmiş olmasına ve davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin ekinde, diğer sipariş formlarının eklenmiş olmasına rağmen itiraz değerlendirilmemiştir. Dosyaya sunulan sipariş formlarında vade farkı ve koşulları düzenlenmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda sözleşmenin ifa yeri itibari ile davalının yetki itirazının haksız olduğu, ayrıca taraflar arasındaki uyuşmazlığın vade farkından kaynaklandığı taraflar arasında vade farkı hususunda bir defa uygulama bulunduğu, bu nedenle de vade farkı talebinin yerinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı aleyhine girişilen icra takibinde hem borca, hem de icra dairesi ile mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Mahkemece kendi yetkisine yönelik itiraz incelenmiş olmasına rağmen icra takibine yönelik itiraz hususunda değerlendirme yapılmamıştır. Hal böyle olunca İİK.’ nun 50. maddesi uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik davalı itirazı değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
Davalı savunmasında, uyuşmazlığın vade farkına ilişkin olduğunu ve davacı ile aralarında vade farkı anlaşması bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle taraflar arasında düzenlenmiş olan satış sözleşmesi hükümleri gözetilerek davacının vade farkından doğan alacağına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 12.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....