Alb. ...’ nun görüp Başaran’ı ve bölük komutanı olan davacıyı odasına çağırıp "Bu asker nasıl bu kadar cesaretli bu kadar rahat olabiliyor,sen bu adamdan para mı alıyorsun yüzbaşım" diyerek kendisine suç isnadında bulunduğunu, kişilik haklarına yapılan bu onur kırıcı saldırı nedeniyle zarara uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının yargılamaya konu sözleri ile davacının yanında astı olduğu halde onun onurunu rencide ederek, amirlik nüfuzunu kırdığını, astının yanında onu küçük düşürdüğü, bu suretle davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan bu eylemi nedeniyle manevi zararın oluştuğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının kendisine karşı davalı tarafından söylediği ileri sürülen sözler; askerlik hizmetinin bir disipline bağlı olduğunu belirten ve davacının disiplini sağlayamamasını eleştirir nitelikte söylenmiş ifadelerdir....
Bir kişinin fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerlerine iradesi dışı saldırma sonucu meydana gelen eksilme ve kayıplar manevi zararı oluşturur. Bu tür kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Yasalarımız manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi, isme saldırı, nişan bozulması, evlenmenin feshi, babalığın benimsenmemesi, bedensel zarar ve öldürmedir. Dosya kapsamından açılan babalık davasının sonuçlanmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça, davalının babalığı benimsemediği ve baba olarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemesi nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşıldığına göre, babalık davasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Yukarıda açıklanan biçimde verilen haberle, olayla ilgisi bulunmayan davacıların, çete üyesi, vurguncu olarak gösterilmiş olmaları, onların kişilik hakkına saldırı oluşturur. Gerçekliği kanıtlanamadığından hukuka aykırı olduğu anlaşılan bu yayın nedeniyle davacıların kişilik hakları zarar görmüştür. Kural olarak bir kimsenin fotoğrafının izinsiz yayınlanması da hukuka aykırı olup kişilik haklarına saldırı oluşturur.Bu nedenle davacıların, fotoğraflarının altına ayrıca isimlerinin yazılmamış olmasının sonuca etkisi yoktur. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacılar yararına olaya uygun düşecek bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarına hukuka aykırı saldırının varlığı da gereklidir. Somut olayda yayın konusu yapılan haberin dayanağı olan davalı ...' in .. ilişkiniz mi oldu o dönem? sorusuna " .. " şeklindeki sözlerinin, haberde -günlük, .. ile zaten şey olmaz şeklinde aktarılması kişilik değerlerine saldırı mahiyetinde olmadığından davanın bütünüyle reddi gerektiği düşüncesiyle, kısmen kabul kararının onanmasına yönelik çoğunluk görüşüne katılmıyorum.04/04/2016...
b) Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... yönünden istemin reddine, davalı şirket yönünden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılardan ... tarafından yazılıp diğer davalı tarafından basılan ““Bi’ Ermeni var” Hrant Dink Operasyonunun Şifreleri” adlı kitabın son sayfasına eklenen şemada davacının organize çete ilişkili polis olarak gösterildiğini, kitabın içerisinde de bu hususun işlendiğini, gerçeğe aykırı bu ifadelerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın davalı ... yönünden reddine, davalı şirket yönünden dava konusu yazının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Görüldüğü üzere TBK'nın 58. maddesi gereğince kişilik hakları zarara uğrayanların manevi tazminat isteme hakları vardır..."...
Manevi zarar,kişilik değerlerinde oluşan manevi zarar,kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Objektik eksilmeden ise,sadece o kişi için değil;toplumdaki diğer bireylerin de aynı zarara (duruma) düşmeleri anlaşılmaktadır. Yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlandırmıştır. Bunlar,kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar (TCK 125 ), kişilik değerlerinin zedelenmesi (MK 24.md), isme saldırı (TMK 26.md), nişan bozulması (TMK 121 .md), evlenmenin feshi (TMK 174), babalığın benimsenmemesi (MK 286 ), bedensel zarar ve öldürme (BK 56) ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 58). TMK 24 ve TBK 58. maddelerde belirtilen kişisel çıkarlar; kişilik haklarıdır. Kişilik hakkı ise kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekir (TMK m. 174/2.) Somut olayda erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte değildir....
Ne var ki mahkemece belirlenen bu kusur tek başına davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Bunun dışında, davalıdan kaynaklanan davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir olay da mahkemece belirlenmemiştir. O halde, davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken bu husus nazara alınmadan davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.09.2016 (Salı)...
Karşı davada davacı, asıl davaya konu açıklamanın, davacının 25.11.2012 günü TBMM de yaptığı konuşmada kendisi ve ailesi hakkında alenen haksız ve mesnetsiz iddialarda bulunmasından sonra cevap mahiyetinde yapıldığını, davacının gerçeğe aykırı beyanları ve hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmayan yolsuzluk suçlamasının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması nedeni ile manevi tazminat ödetilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı, davalının TBMM nin 20.12.2011 günlü oturumunda kendisi hakkında yaptığı açıklamanın kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmasından dolayı manevi tazminat ödetilmesi isteminde bulunmuştur....