İl Sağlık Müdürlüğüne, ....Valiliğine ve sağlık sektöründe saygınlığa haiz olan ve etkili olduklarını düşündükleri ....na gönderdikleri isimsiz ve imzasız mektupların iftira niteliğinde olduğunu, bu nedenle kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalılar, iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, her ne kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bağlayıcı delil niteliğinde olmasa da, davalıların davacı ... ’un başhemşire yardımcısı olarak görevlendirilmesinden rahatsızlık duydukları ve ceza davasına konu mektupları ilgili birimlere göndermiş oldukları, mektupların gönderildikleri tarihte davacıların evli oldukları ve aynı hastanede çalıştıkları, gönderilen mektupların içerikleri incelendiğinde, davacıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle, manevi tazminata yönelik istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
a gönderdiği yazıyı kendisine de gönderdiğini, davalının bu yazılarla kendisine iftiralar attığını, hakaret ettiğini, bu sözlerin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının bir makam sahibi olduğunu, taleplerinin tümünü makamdan istediğini, isteklerinin kişisel olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, sözlerin içerik olarak davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu yazıların içeriğinde kullanılan ve mahkemece tazminat verilmesine gerekçe sayılan ifadeler, eleştiri niteliğinde olup davalının değer yargısını içermektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da değer yargılarının kısıtlanamayacağına vurgu yapılmaktadır. Yazıların bütünü değerlendirildiğinde kullanılan sözler, kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemez....
aleyhine 04/07/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/05/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından etmyiz edilmiştir. Davalılar vekili sıfatıyla Avukat ... tarafından kararın temyiz edildiği, temyiz eden avukata temyiz eden davalılar adına verilmiş usulüne uygun vekaletnamesinin ise dava dosyası arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalılar tarafından Avukat ...'e verilen vekaletnamenin dosyasına eklenmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 03/12/2009 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine ve davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... tarafından davacı-karşı davalı ... aleyhine 25/12/2009 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
İlk Derece Mahkemesince, davalı tarafından dava konusu yayında kullanılan söz ve ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, kişisel değer yargısı ve yorum niteliğindeki beyanların ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırları içerisinde kaldığı, manevi tazminat davasının koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın esastan reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı ... tarafından, 12/11/2016 tarihinde dava dışı ... adlı televizyon kanalında yayınlanan “...” adlı tv programı ile 13/11/2016 tarihli ......
Davacının somut olaydaki manevi tazminatın isteminin dayanağı 4721 Sayılı TMK.nun 24 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 58. maddeleridir. 4721 sayılı TMK.nun 24. maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Yine BK.nun 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi uğradığı manevi zarara karşılık, manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceği'' düzenlemesi bulunmaktadır. Manevi tazminat davası, kişilik hakkına saldırı teşkil eden bir olay veya bir acı, üzüntü sonucunu doğuran bir olay sonucu ortaya çıkabilir....
Aksi hâlde davanın hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı ve dava edilenin kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır. 37....
Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık davalının gönderdiği e-postaların davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı, gönderdiği e-postalar ile şirketin zarar edişinin ve kötü gidişin nedenlerini açıklamaya, şirketin iyi yönetilmediğini ve davacının atandığı göreve niçin getirildiğini kendince ifade etmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkeme ve Dairemiz çoğunluğu tarafından elektronik postalar farklı yorumlanmak suretiyle davacının kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca davanın tümden reddi yerine, kısmen kabulü kararının bozulması gerektiği görüş ve kanaatindeyiz. Diğer yandan; kabule göre de, olayın oluş şekli nazara alındığında hükmedilen tazminat miktarı fazladır. Bu nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken onanması yerinde olmadığından karara katılmıyoruz.14/12/2015...
A.. aleyhine 14/10/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava basın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişikindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne ilişkin verilen 01/07/2010 tarihli karar Dairemizin 01/02/2012 tarih ve 2010/13462 esas, 2012/1237 karar sayılı ilamıyla özetle; dava konusu yayının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı ve davanın reddi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, 09/10/2012 tarih, 2012/282 esas, 2012/340 karar sayılı hükümle önceki kararda direnilmesine ve istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
O'nun ayrıcalığı rüşvet toplama merkezinin başkanı olmasıdır." şeklindeki sözlerin eleştiri niteliğinde olmayıp doğrudan olgu isnadı içerdiği, bu haliyle davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, bu nedenle uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 23/10/2017...