Özellikle, taşınmazın bulunduğu yer kira sözleşmesinin ifa edileceği (yerine getirileceği, icra olunacağı) yerdir. Bu nedenle, kira sözleşmesine dayanan bir dava sözleşmenin ifa olunacağı yer olan taşınmazın bulunduğu yerde açılabilir (m. 10). Bundan başka, taraflar kira sözleşmesine koyacakları bir yetki şartı ve ayrı bir yetki sözleşmesi (bkz. m. 17) ile başka bir yer mahkemesinin yetkili olduğunu kararlaştırabilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, 6100 sayılı Kanun ile getirilen bu yeni düzenlemede yetki sözleşmesinin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabilecek olmasıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 322. maddesine göre ; alt kira, konut ve çatılı iş yeri kiralarında kiraya verenin yazılı izni ile kiracının kiralananı üçüncü bir kişiye kiralaması olarak tanımlanabilir....
Somut olayda; davacı, davaya konu gayrimenkulün davalı tarafından kiralandığını, davalının kira bedelini ödemediğini, ödenmeyen kira paralarının tahsili ve tahliye istemiyle davalı hakkında .... İcra Dairesinde icra takibi başlattığını ancak davalının 30 günlük sürede ödeme yapmaması sebebiyle "..." adresinde bulunan taşınmazında kiracı olarak bulunan davalının tahliyesini talep ve dava etmiştir. Kiralanan taşınmazlardan kaynaklı açılan herhangi bir dava; taşınmaz üzerindeki bir aynî hakka ilişkin bulunmadığı için, bu davalar taşınmazın aynının bulunduğu yer mahkemesinde açılmak zorunda değildir. Diğer bir ifadeyle, kesin yetkiyi düzenleyen HMK'nın 12. maddesi hükmüne tâbi değildir. Fakat, kira sözleşmesine dayanan bu davaların diğer yetki kurallarına (m. 6, 8, 10 vb hükümlerine) göre taşınmazın bulunduğu yerde açılması da mümkündür. Özellikle, taşınmazın bulunduğu yer kira sözleşmesinin ifa edileceği (yerine getirileceği, icra olunacağı) yerdir....
Bu nedenle dava dışı sigortalı şirket ile davalı ... ... arasındaki temel hukuki ilişki kira sözleşmesine dayanmaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık kira ilişkisinden doğduğuna göre; davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesindedir. Bu nedenle sigortacı tarafından halefiyet yoluyla açılan davanın da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği nazara alınarak, HMK 4 ve 114/1-C maddeleri gereğince mahkemenin görevli olmaması nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-)Bozma neden ve şekline göre davalı vekili ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
KTK'nun 95. maddesinde "Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir" hükmüne yer verilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.b maddesinde ise; tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana gelmesi halinde, sigortacının işletene kusur oranında rücu edebileceği belirtilmiştir....
Davalı vekili; açılan davanın haksız ve hukuksuz olduğunu, aracın kaza sırasında ...isimli bir şahsa aylık 300,00 TL karşılığında bir yıl süreli kiraya verildiğini, kira sözleşmesine göre aracı kiralayan, aracın zilyeti olan ve teşebbüs sahibi kişinin aracın her türlü hak ve borçlarını, işleten sorumluluğunu üstlendiğini, davalı firmanın sözleşmeye ve yasalara göre pasif husumet ehliyetinin olmadığını ve zamanaşımı itirazının olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, pasif husumet ehliyet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... 1-Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/11/2014 NUMARASI : 2014/483-2014/457 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline konut sigortası ile sigortalı konutun aşırı yağış sonucu davalıya ait logar kapaklarından taşan suyun konuta zarar vermesi sonucu hasarlandığını, hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini belirterek 4.977,76 TL'nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, her iki taraf tacir olduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, konut sigorta sözleşmesine dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete ......
HUMK. 8.maddesinin 2.fıkrası 1.bendinde “Dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın İİK.nun onuncu babında yer ... 269 ve 272 ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların” Sulh Hukuk Mahkemesinde 2007/7810-14135 görüleceği belirtilmiştir. Davanın konusunu oluşturan sözleşme sadece kira sözleşmesi olmayıp, karma nitelikte bir sözleşme olup, davacı sözleşmenin feshinin yanında inşa edilen tesislerin aidiyetine ve mahrum kalınan kar payının da ödetilmesini talep ettiğine göre, bu davaya bakmaya davanın değerine göre, Sulh Hukuk Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek işin esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İcra Müdürlüğünün 2007/3908 sayılı dosyası ile aleyhine tahliye ve kira alacağı istemli takip yaptığı ancak alacağın tahsili sonucunda mecurun kullanılmaya devam edildiği ileri sürülerek sözleşmenin sözlü olarak yenilendiğinin ve kiracılığın tespiti ile tahliyenin durdurulması talep ve dava edilmiştir. Davalı, belediye olmaları nedeniyle zımni olarak kira sözleşmesinin kurulmasının söz konusu olamayacağı nedeniyle davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasında B.K.’nun 262 maddesinden kaynaklanan ihtilaf bulunduğu ve davacının kira sözleşmesinin süresiz olarak devam ettiğinin tespitini isteyemeyeceği gerekçesi ile sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir.HUMK'nın 8/2. fıkrasında değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi içinde kalacağı belirtilmiştir....
Her ne kadar davalı ile sigortalı arasında işyerinin kiralanması hususunda kira akdi imzalamışsa da dava haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat davası olup, tarafların tacir olduğu, davanın TMK ' nın 4/1 maddesi uyarınca ticari dava olduğundan uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....