Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabülüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline sigortalı iş yerinde çatıdan su sızması nedeni ile iş yerinde hasar meydana geldiğini, bu hasar nedeni ile sigortalıya 106.631,33 TL ödendiğini, davalının ise sigortalı iş yerinin maliki ve kiralayanı olarak zarardan sorumlu olduğunu açıklayıp ödenenin rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 106.631,33 TL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, iş yeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline sigortalı işyerinin tavanından geçen pis su tesisatındaki tıkanıklık sebebi ile işyerinde su sirayetine bağlı olarak hasar meydana geldiğini, davalının taşınmaz maliki olarak zarardan sorumlu olduğunu açıklayıp sigortalıya ödenen 6.838,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 6.688,07 TL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir....

      İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları, 2. Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ait davaları, 3. Taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaları, 4. (Değişik: 9/1/2003 - 4787/9 md.) Borçlar Kanununun 91, 92 nci maddelerinde mahkeme veya hakime verilen işleri, 5. (Mülga: 9/1/2003-4787/9 md.) 6. Mirascılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarını, III – Bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hakimlerini görevlendirdiği dava ve işleri, görür.” hükmü öngörülmüştür. 8....

        Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesine göre kiralanan İl Özel İdaresine ait binanın terası ve çatısıdır. Kiralanan yer musakkaf olmayıp, 6570 sayılı yasaya tabi yerlerden değildir. Buna göre taraflar arasındaki kira ilişkisi Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olup, mahkemenin görevi HUMK.nun 1. maddesindeki genel kurala (uyuşmazlığın değerine) göre belirlenir. HGK.nun 13.05.1994 tarih ve 1994/3-174 E.- 1994/336 K. sayılı ilamında ifade edildiği üzere dava HUMK.nun 8. maddesinde anılan kira sözleşmesine dayanan bir kira tesbit davası olarak nitelendirilemez. Davada tesbiti istenilen yıllık kira parası 2009 yılı görev sınırının üzerinde olup davaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Taraflar arasında kira ilişkisi olsa da uyuşmazlık, yapı malikinin sorumluluğuna dayalı olarak açılmış rücuen tazminat istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK.nin 1472. (6762 sayılı TTK.nin 1301.) maddesi uyarınca davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Mahkemece görev hususu re'sen gözetileceğinden, sigortalı ve davalı arasında kira ilişkisi bulunmasına ve uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanıyor olmasına göre, 6100 sayılı HMK’nun 4. maddesi (1086 s....

              HUMK'nun 8/2.maddesinde; yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit (kira tespiti) davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Açıklanan niteliği ve dayanağı itibariyle bu dava ve talep ise anılan madde kapsamına girmemektedir. Davada, baz istasyonunun kaldırılması talep edildiğine göre, baz istasyonunun değeri belirlenmek suretiyle mahkemenin görevli olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmadan, yazılı şekilde karar verilmesi ... görülmemiştir....

                HUMK.’un 8/II/1. maddesine göre kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar Sulh Mahkemesinde görülür.Açılan davada tahliye isteğinin bulunmaması durumunda görev HUMK.’un 2. maddesine göre müddeabihin dava tarihindeki değerine göre belirlenir. Olayımızda davacı vekili davasında yalnızca borçlunun takibe vaki itirazının iptalini istemiş, tahliye isteğinde bulunmamıştır. Bu durumda görevli mahkeme HUMK.’un 2. maddesi uyarınca dava değerine göre asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  nin görev hususunu düzenleyen 8. maddesinin II/1 bendinde ... ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda ise, davaya konu bağımsız bölümün bulunduğu 6730 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti yahut kat irtifakı kurulmadığı ve arsanın da halihazırda davacı adına kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı, bu taşınmazı ihbar olunan ...'tan kiraladığını beyan ederek kira sözleşmesini ibraz etmiş ise de, bu şahsın kooperatif üyeliğinden 30.05.2009 tarihinde çıkarıldığı anlaşılmaktadır....

                    Müdürlüğüne başvurarak 2005-2009 yılları arasında doğrudan gelir desteğinden yararlandığı ve bu şekilde haksız menfaat temin ederek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanık savunması ve tüm dosya kapsamından sanığın, bahse konu tarlalarda tarımsal faaliyet yapıp yapmadığı ve bu arazinin başkasına ait olup olmadığı ile ilgili idarenin denetimini ortadan kaldıracak hileli bir davranışının olmadığı, ilgili kişiler ölmüş olsa bile bahse konu kira sözleşmesinin onlar hayatta iken yapıldığı, kira sözleşmesine konu tarlalarda sanığın tarımsal faaliyette bulunduğu, bu konu ile ilgili ölen kişilerin mirasçılarının bir itirazının olmadığı ve kira sözleşmesinin zımnen de olsa devam ettiği, bu nedenle sanığın suç kastının bulunmadığı ve nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu