Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle mahkemenin görevi 1086 Sayılı HUMK'na göre belirlenmelidir. 1086 Sayılı HUMK'nun 8/2 maddesine göre İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar dava değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesi tarafından görülür. Davacı, sadece kira alacağına yönelik yapılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş olmasına göre mahkemenin görevi yönünden HUMK'un 8/2 maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemenin görevi HUMK'un 8/I maddesi gereğince müdeabihin değerine göre belirlenmelidir. Talep edilen alacak miktarı 444.396,00 TL olup, dava tarihi itibariyle HUMK'un 8/I ve Ek4 maddesi gereğince dava değeri 7.780,00 TL ye kadar olan uyuşmazlıklarda Sulh hukuk mahkemesi görevlidir....

    Anılan yasanın göreve ilişkin 8/II-1 maddesinde; kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi, yahut tespit davaları bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi görevli kılınmıştır. Somut olayda uyuşmazlık; kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına ilişkindir. Davacının talepleri arasında akdin feshi, tahliye ve tespit istemi bulunmamaktadır. Mahkemenin görevi, dava dilekçesindeki talepler esas alınmak suretiyle dava değerine göre belirlenecektir. Dava değeri itibariyle davaya bakma görevi HUMK.'nun 1-8 maddeleri gereği Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kira sözleşmesine dayanan alacak istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 6.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 28.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK.nin 1472 (6762 sayılı TTK.nin 1301) maddesi uyarınca davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Mahkemece görev hususu re'sen gözetileceğinden, sigortalı ve davalı arasında kira ilişkisi bulunmasına ve uyumazlığın bu ilişkiden kaynaklanıyor olmasına göre 6100 sayılı HMK.nin 4. maddesi (1086 s....

          GEREKÇE : Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine dayalı olarak, işçi alacaklarının ödenmesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında hizmet alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu ve dava dışı işçinin iş akdinin feshedilmesi nedeniyle işçilik alacaklarının davacı tarafından ödendiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunan taraflar arasındaki ödenen bedelin rücuen tahsiline ilişkin açılan davada hangi mahkemenin görevli olduğu hususundadır. İlk derece mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş akdinden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2010/4930 Esas, 2011/15989 Karar sayılı ilamı nazara alındığında, bir uyuşmazlığın İş Mahkemesinin görevi alanına girebilmesi için işçi ile işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya iş kanununa dayanan bir hakkın ve talebin bulunması gerekir....

          Fakat, kira sözleşmesine dayanan bu davaların diğer yetki kurallarına (m. 6, 8, 10 vb hükümlerine) göre taşınmazın bulunduğu yerde açılması da mümkündür. Özellikle, taşınmazın bulunduğu yer kira sözleşmesinin ifa edileceği (yerine getirileceği, icra olunacağı) yerdir. Bu nedenle, kira sözleşmesine dayanan bir dava sözleşmenin ifa olunacağı yer olan taşınmazın bulunduğu yerde açılabilir (m. 10). Bundan başka, taraflar kira sözleşmesine koyacakları bir yetki şartı ve ayrı bir yetki sözleşmesi (bkz. m. 17) ile başka bir yer mahkemesinin yetkili olduğunu kararlaştırabilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, 6100 sayılı Kanun ile getirilen bu yeni düzenlemede yetki sözleşmesinin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabilecek olmasıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine, birleşen davalar ise trafik kazasından kaynaklanan cismani zararların tazmini, tedavi giderlerinin tazmini talepleri ile kasko sigortasına dayalı rücuen alacağın tahsili amacıyla açılan icra takiplerine itirazin iptali istemlerine ilişkin olup, olayda taşıma ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 18.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              O halde mahkemece, ....... arasında var olduğu iddia edilen kira sözlemesinin 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, ibraz edilen sözleşme yükümlülüklerinin kim tarafından yerine getirildiği, gerektiğinde araç maliki ile kiralayan şirketin varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat, cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, işletenlik sıfatının halen ...olup olmadığı hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/446 Esas KARAR NO : 2021/489 DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) DAVA TARİHİ : 25/06/2021 KARAR TARİHİ : 01/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ... numaralı Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı ... plakalı aracın seyir halindeyken alt kısımlarını rögar kapağına çarpması sonucu hasar meydana geldiğini, davalı kurumun bu hasardan sorumlu olduğunu, olay nedeni ile müvekkili sigorta şirketinin yaptırılan ekspertiz sonucu ... plakalı araçta 132.000,00 TL hasarın tespit edildiğini ve hasar miktarının müvekkili şirket tarafından 02.11.2020 tarihinde 389,00 TL prim borcunun düşülerek sigortalısına 131.611,00 TL olarak ödendiğini, dava konusu olayla ilgili arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmazlıkla sonuçlandığını beyanla 30.492,00 TL tazminatın ödenme tarihi olan 02.11.2020...

                  Somut olayda, davacı ... olup davalılardan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalılar ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu