Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın maddi tazminat istemi yönünden kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacıya tripleks bina satan dava dışı ...'nin kullandığı kredinin teminatı olarak 27.12.2006 günü dava konusu 10 nolu tripleks villanın tapu kaydına ... lehine 500.000,00.-TL. ipotek konulduğu, ipoteğin 04.05.2007 tarihinde nedensiz olarak terkin edildiği ve davacı binayı ipoteksiz olarak 06.09.2007 günü satın aldıktan sonra, Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından ipoteğin sehven silindiği anlaşıldığından bahisle, bu villanın tapu kaydına yeniden ipotek kaydı konulduğu, ilgili şirket borcunu ödeyemeyince, banka tarafından .... İcra Müdürlüğünün 2009/3061 esas sayılı dosyası ile takibe geçildiği, takip kesinleştirilerek dava konusu binanın icra yoluyla 03.09.2010 tarihinde dava dışı ...’e satılması üzerine, davacı tarafından tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır....

    numarasında kayıtlı olduğunu, kuruluş kaydının----- 31.12.2004 tarih ve 6.210 sayısında yayınlandığını, davac---- bankalara olan 5.578.628.26 TL borcu nedeniyle müşterek ve müteselsil borçlu olduğu konkordatoya bu kefalet borcu nedeniyle başvurduğu borçlu şirketin konkordatosunun başarıya ulaşması ihtimalinin olmadığı, bu nedenle------konkordatosunun başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı, ---- kişisel varlıklarının toplamının 5.606.870,62 TL , kişisel borçlarının 6.093.971,26 TL olduğu, kişisel borcunun kişisel varlığından 487.100,64 TL fazla olduğu, borca batık olduğu, ----- 30.09.2022 tarihli mali verilere göre net varlıklar ( Aktif) toplamının 1.455.463.13 TL, borçlar toplamının 628.381,91 TL olup, kaydı değerlere göre öz varlığının 827.081,22 TL olduğu ve işletmenin kaydı değerlere göre borca batık olmadığı bildirilmiştir.Kefalet yükümlülüklerinin borca batıklık hesabında dikkate alınıp alınmayacağı inceleme konusu yapılmıştır.Şirketin ticari defterlerinde ve finansal tablolarında...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/206 ESAS, 2021/127 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapunun haksız ele geçirilmesi nedenli) KARAR : Anamur 3....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, davacının kredi alacağı nedeniyle borçluya ait taşınmazın tapu kaydı üzerine dava dışı Ziraat bankası tarafından konulan ipoteğin sehven işlenmemesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın 38. maddesi "kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir” hükmünü; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ise "tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.” hükmünü içermektedir. Davacı vekilinin istinaf nedenleri yönünden; 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat davalarında davanın niteliği gereği alacağa sadece yasal faiz hükmedilmesi gerekmesi karşısında (Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2013/6195 Esas 2013/12649 Karar, 20....

      Hukuk Dairesince de onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK.nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Bu nedenle, somut olayda 4721 sayılı Yasanın 1007.maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220.maddesinde kişisel mallar sayılmıştır. Kanun gereğince kişisel malların birincisi eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, ikincisi mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, üçüncüsü manevi tazminat alacakları, dördüncüsü ise kişisel mallar yerine geçen değerlerdir....

        Devlet tapu sicil kaydındaki şerhin tesisini sağlayarak kaydın bu hali ile değerlendirilmesi gerektiği hususunu aleniyete intikal ettirmiştir. 4721 sayılı Kanun'un 1020 nci maddesinin, "Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez." hükmü nazara alındığında tapunun beyanlar hanesine şerh işlendikten sonra bu şerhi tapuda görmesine rağmen taşınmazı devralan davacının iyi niyetli olduğundan ve 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca dürüst davrandığından söz edilemez....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin iken ıslah dilekçesi ile 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasına dönüşmüştür. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine 16/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

            Somut olayda da; tapu kaydına işlenen haciz şerhinin dayanağı saptanamamış, kimlerin yararına konulduğu belirlenememiş bu nedenle de tapu sicil müdürlüğü tarafından davacının istemi karşılanamamış ve sorunun dava yoluyla giderilmesi istenmiştir. Hukuki dayanağı saptanamayan ve artık yolsuz kayıt niteliğini kazanan şerhlerin terkininde hak lehtarı aramak çözüm yeri olan mahkemelerde iş ve işlemleri çıkmaza sokma anlamına geleceğinden davacının eldeki davayı açmada hukuki yararının varlığının kabulü gerekir. Bu nedenle davacının dava açmada hukuki yararının bulunmadığından davanın reddine karar verilmesine ilişkin karar düzeltme istemi yerinde değildir. Ne var ki; Tapu kayıtlarının düzenli tutulmasından tapu sicil müdürlüğü sorumludur. Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi hükmü uyarınca da tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan da devlet sorumludur....

              Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesidir. Haksız saldırı, kişinin psikolojik varlığı üzerinde etki doğurur. Uğradığı saldırı nedeniyle fiziki ya da manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini yitiren kişi manevi tazminat isteyebilir. Herkesin, içinde yaşadığı toplumda ve ilişkiler kurduğu çevresinde kişisel bir onuru ve saygınlığı vardır. Kişiyi yanlış tanıtmak, küçük düşürmek, kişilik haklarının ihlali sayılır. Manevi tazminat hukuki kurum olarak, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve manevi tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Davacının ileri sürdüğü ve mahkemece kabul edildiği şekli ile somut olayın oluş biçiminde, TMK.'...

                UYAP Entegrasyonu