Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden; davacı ile dava dışı 3. kişi arasında görülen Kat Mülkiyeti Yasasının 25. maddesinden kaynaklanan davanın yargılaması sırasında o davanın ve eldeki davanın davacısı tarafından mahkemeye sunulan 24.4.2002 günlü dilekçede eldeki davadaki davalının müvekkili dava dışı 3. kişi hakkında ".............. Davalının annesi önceki malik Mahide ve davalı yıllardır hiç yönetim gideri ödememiş Yönetimi icralarda mahkemelerde süründürmekten ve başkalarına zarar vermekten haz duyan zevk alan birisi olup İstanbul'da ki çok sayıda gayrimenkulleri ile ilgili yönetim giderlerini de ödemediklerini İstanbul Kadıköy Hukuk Mahkemelerin de, örneğin Altıncı Sulh Hukuk Mahkemesi 2000/1007 E sayılı dosya ile yönetim giderlerini ödemediklerinden dolayı açılan davanın devam etmesi bunlardan bir tanesidir. .........

    Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, davacının ekonomik geleceğinin tehlikeye düşmesinden dolayı uğradığı zarar nedeniile açtığı tazminat davasının ispat edilememesi nedeni ile reddine karar verilmiştir. Sigortalının davalı şirketin işçisi olduğu, olay günü otomobil pres makinasından bilyeyi çekiç ve keski yardımı ile çıkarmaya çalışırken bilyenin parçalanması sonucu çelik parçalardan birinin gözüne isabet ettiği, olayın Kurum tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, dava konusu olay nedeniyle sigortalıda % 43,2 oranında sürekli iş göremezlik derecesi tespit edildiği ve sigortalıya iş kazası sigorta kolundan gelir bağlandığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık sigortalıda sürekli iş göremezliğe neden olan olayın iş kazası olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....

      Kurumuna başvuruda bulunmaları giderek Kurum aleyhine dava açması için önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre gelir bağlanır ise hesap edilen zarar miktarlarından davacı eş ve çocuklara bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısmının indirilmesi suretiyle karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Küçük bir zarar doğmuş olsa dahi, gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmelidir. Bu özellik TMK’nun 737. maddesi ile 738. maddesi arasındaki önemli farklardan biridir. Öteki önemli fark ise; genellikle TMK’nun 737. maddesine göre zarar meydana geldikten sonra dava açılır....

          Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanıkların katılanlara ait Salıpazarı ilçesindeki villaya girerek kasayı çaldıkları, kasayı alıp Samsun'a gittikleri, burada bulunan ormanlık alanda kasayı murç ve balyozla kırarak açtıkları ve içerisindeki değerli eşyalar ile silahı aldıkları olayda; sanıklar tarafından hırsızlık eylemini gerçekleştikten sonra çaldıkları malın aynına zarar vermekten ibaret eylemleri nedeniyle ayrıca mala zarar verme suçundan ceza verilemeyeceği gözetilmeden, TCK.nun 151. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi, Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

            Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

            Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

            UYAP Entegrasyonu