Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirketin 2004 yılında kurulduğunu, otomotiv serisi madeni yağ ürettiğini ve bu alanda tescil edilmiş markaları bulunduğunu, piyasadaki genel ekonomik kriz ve durgunluk, hammadde fiyatlarının artması, kurlardaki dalgalanmalar, bürokrasideki gecikmelerden kaynaklanan tahsilât sorunları, yapılan yeni yatırımların getirisini uzun vadede sağlayacak olmasına dayalı sermaye kaybı nedeniyle darboğaza girildiğini, iflas erteleme tedbirleri sayesinde bir yıl içinde borca batıklıktan kurtulabileceklerini ileri sürerek iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.” Bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı hafriyat veya inşaat nedeniyle komşusunun taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

    Davalı vekili, kaza tutanağının polis tarafından tutulmadığını, kazaya ilişkin belgeleri vermekten imtina edildiğini, usulüne uygun olmayan ve yetersiz ekspertiz raporuna dayanılarak hasar tazminatı talep edilemeyeceğini, davacının zararı azaltıcı önlemler alınmasını engellediğini, talebe ilişkin zamanaşımı definde bulunduklarını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar ve değer kaybı maddi tazminat taleplerine ilişkindir....

      Ceza Dairesinin 23.10.2018 tarihli ve 2017/5991 esas, 2018/11470 karar sayılı ilamında yer alan "... suça konu kabloların hırsızlık yapmak amacıyla zorunlu olarak kesmek suretiyle malın aynına zarar vermekten ibaret eylemlerinin bir bütün halinde hırsızlık suçunu oluşturacağı ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağının gözetilmemesi,...BOZULMASINA..." şeklindeki açıklamalar karşısında; sanıkların kameraları çalmak amacıyla kameraların bağlı olduğu kabloları da kesmelerinden ibaret somut olayda; sanıklar hakkında hırsızlık suçunun yanı sıra ayrıca mala zarar verme suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, suç konusunun aynı olması ve korunan hukuki yararın tek olması karşısında ayrıca mala zarar verme suçundan ceza verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek ......

        Maluliyet Daire Başkanlığı raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik oranın % 9.1 olduğunun belirtildiği, ..Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, 21.06.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 60, davacı işçinin % 40 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....

          Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, 14.04.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 80, davacı işçinin % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.10.2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 12.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, komşuluk hukukuna aykırılık sebebiyle tazminat isteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabül kısmen reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davası kişiye zarar verecek nitelikte ise kişinin o taşınmazda fiili hakimiyetinin bulunmasının gerektiği görüşü kabul edilmektedir....

              Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus, bu tür davalarda, gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesinde, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olayda, davacının 01/09/2002 tarihinde geçirdiği iş kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebinin arttırılmasına yönelik 26/05/2014 tarihli ıslah talebinin 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dile getirildiği ve davalı tarafın süresinde zamanaşımı def'i'nde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece zamanaşımı nedeniyle ıslahla arttırılan maddi tazminat kısmının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin maliki olduğu araca, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları aracın çarparak hasar verdiğini ileri sürerek, şimdilik 3.610-YTL'nin, olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı-karşı davacılar vekili, olayda davacının tam kusurlu olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, kendi araçlarında meydana gelen 7.577-YTL zarar bedelinin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan tahsilini talep ederek karşılık dava açmıştır. Davalı ......

                  nın sorumlu olacağına (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK'nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan 01.05.2013 tarihli bilirkişi raporunda 18 yaşında vefat eden ...'nun askere gideceği dönemin, bu dönemde gelir elde etmeyecek olması nedeniyle tazminat hesabına esas alınan sürede dikkate alınmaması gerekirken, destek ... sanki askere gitmeyerek hiç kesintisiz çalışacakmış gibi kabul edilerek hesaplama yapılmış olması isabetsiz olmuş, bozma sebebi yapılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu