ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/187 Esas KARAR NO : 2018/250 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/03/2018 KARAR TARİHİ : 26/03/2018 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan ... A.Ş ile birlikte ortak olarak diğer davalılar ... ve ... ile ... İli ... İlçesi ... ada ... nolu parselde bulunan gayrimenkul ile ilgili olarak ... Noterliğinin ... tarih ve ... yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, müvekkilinin yaptığı sözleşmeye dayalı olarak da gayrimenkulde hissesi bulunan diğer davalı ... ile de ... Noterliğinin ... tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmede de dayanak olarak ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/354 Esas sayılı davası ile 21/03/2007 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ve 16/03/2012 tarihli Ek sözleşmenin feshi ile taşınmaza müdahaleye son verilmesi için dava açıldığını, müvekkilinin davalı T23 T24nin 49 numaralı üyesi olduğunu, her ne kadar kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri feshedilmişse de Yargıtay 23....
KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir....
Davalı kendisine yüklenebilecek kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece; 08.03.2013 tarihli eser sözleşmesinin feshine, koşulları oluşmadığından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Yasalarda sözleşmenin feshinin bazı koşullara bağlı tutulduğu istisnalar dışında, sözleşmeden dönme (fesih), mahkeme kararına gerek olmaksızın ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı geri alınması mümkün bulunmayan bozucu yenilik doğuran tek taraflı irade beyanıdır. Genel kural bu olsa da kat karşılığı inşaat sözleşmesi, kira sözleşmesi, iş sözleşmesi gibi bazı sözleşmeler yönünden yasalarda öngörülen sınırlayıcı kurallardan doğan istisnalar da mevcuttur. Nakit bedel karşılığı eser sözleşmeleri yönünden ise sınırlayıcı istisnai bir kural bulunmadığından mahkeme kararına gerek olmaksızın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönme mümkündür....
-K A R A R- Davacı vekili, davalılar hakkında açtığı iki ayrı davada, müvekkili kooperatif ile davalı arsa sahipleri ... ile ... ve diğer dava dışı arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalılara bir kısım ödemeler yapıldığını ancak davalıların satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerini hükümsüz ve neticesiz bırakmak için dava konusu taşınmazdaki hisselerini 14.05.2007 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve satış vaadi düzenlediği müteahhit davalı ...'a muvazaalı olarak 16.12.2009 tarihinde sattığını belirterek yapılan muvazaalı satış işleminin iptali ile tapunun davalılar adına tescilini talep etmişlerdir. Davalı ... vekili, müvekkilinin davacı ile davalılar arasındaki ilişkiden haberdar olmadığını, satış sırasında tapuda herhangi bir sınırlamanın olmadığını, davalıların paylarını raiç bedel ödeyerek satın aldığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Köyü, pafta no 28-J-2, ada 331, parsel no: 2 üzerinde kat karşılığı inşaat yapılması konusunda dava dışı arsa sahibi ... ile yüklenici ... arasında 17.02.2004 tarihinde adi yazılı gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olup anılan sözleşme gereği arsa sahibine isabet eden 12 numaralı bağımsız bölümün önce ...’e, bilahare ...’ya ondanda davacı ...’a devredildiği, davacı ...’ın da daha sonradan 1/2 payı diğer davacı ...’a devrettiği anlaşılmakta, temyiz incelemesine konu davada ise anılan sözleşmeye dayalı olarak gecikme tazminatı talep edilmektedir. Yukarıda izah edildiği üzere davacılar ile davalı arasında herhangi bir akdî ilişki bulunmamaktadır. Yine davacılar ile arsa sahibi arasında, arsa sahibinin sözleşmeden kaynaklanan haklarına halef olduklarına dair de herhangi bir kanıt ibraz edilmemiştir. Mevcut hali ile davacıların aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı ortadadır....
Somut uyuşmazlığımızda da, davacı-birleşen dosya davacısı yüklenici devir sözleşmesi ile davalı-birleşen dosya davalısı arsa sahibi ile imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olma sıfatını kaybetmiştir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi yani dava hakkı kural olarak o hakkın sahibine ait olup, usul hukukunda bu durum aktif dava ehliyeti olarak adlandırılmaktadır. Davacı-birleşen dosya davacısı yüklenici kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini davalı devralan yükleniciye devretmekle sözleşmenin tarafı olmaktan çıkmış olup sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca sözleşmeden kaynaklanan haklarını kaybettiği için bunun usul hukukuna yansıması olan aktif dava ehliyetini de kaybettiğinden davalı-birleşen dosya davalısı arsa sahibine karşı dava açamaz....
İleri ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde kendilerine düşen dairelerden birisini davacıya bila tarihli sözleşme ile satmış olup, taraflar arasında yapılan bu sözleşme geçerlidir. Davalı müteahhitlerin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmedikleri açıktır. Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Somut olayda arsa sahibi ile davalı müteahhitler arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 29.12.1999 tarihinde feshedildiği anlaşılmakla, bu tarihte sözleşmenin ifası imkansız hale gelmiştir. Satış sözleşmesinde, dairenin bedeli 2.700 YTL kararlaştırılmasına rağmen, davacı bu bedelin 1.950 YTL’sini ödediğini yasaya uygun delillerle kanıtlamıştır....
DELİLLER: İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme ve eksik iş nedeniyle tazminat, tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Davacı birleşen dosya davalısının talebi mahkemenin ara kararı ile konulan tedbir kararının kaldırılması, davalılar birleşen dosya davacıların talebi ise mahkemenin ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin talebin reddine dair ara kararın kaldırılması ve tedbir kararının uygulanmasına ilişkindir. Davacı İmdat Erdoğan ile davalı Muharrem Kök arasında 15.08.2011 tarihli Melikgazi İlçesi Mimarsinan Mahallesi 5568 ve 5569 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl ve birleşen maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Asıl davada davacı vekili, dava dışı arsa sahiplerinden ... ile yüklenici... arasında ....04.1995 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yüklenicinin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerini ....01.1997 tarihinde dava dışı ...'e, .....in ise ....06.1999 tarihinde davalı ......'e devrettiğini, diğer davalı ...'ın ise davalı yüklenicinin ortağı olduğunu, müvekkilinin ...'...