Ancak; Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 56,09 m2'lik kısmın kullanılamaz hale geldiğinden bahisle bedeline hükmedildiğinden, bu kısmın davacı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken tescil yönünde hüküm kurulmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendindeki (terkinine,) kelimesinden sonra gelmek üzere (kamulaştırmadan arta kalan 56,09 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-Kamulaştırma evrakı ve planına göre, dava konusu 3799 parsel kamulaştırmadan önce 525,16 m² olup kamulaştırma sebebiyle ifraz edilerek 316,21 m² lik 3799 sayılı parselin kamulaştırıldığı, geriye 208,95 m² kaldığı; dava konusu 3801 parsel kamulaştırmadan önce 508,64 m² olup kamulaştırma nedeniyle ifraz edilerek 282,95 m² lik 3799 sayılı parselin kamulaştırıldığı, geriye 225,69 m² kaldığı; her iki parselden geriye kalan bölümlerin gerek yüzölçümü gerekse konumu ve geometrik durumu itibariyle kaçınılmaz olan değer kaybına hükmedilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması, 2-Dava konusu taşınmazın konumu, Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde, köy yerleşim ve gelişme alanında kalması, yol ve ulaşım sorununun bulunmaması, etrafının meskun olması, belediye alt yapı hizmetlerinden yararlanması ile bilirkişi raporlarında belirtilen özellikleri nedeniyle tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde objektif artışa neden olabileceği düşünülmeden bu artışı uygulamayan rapor...
Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 2013 yılında meydana gelen ani ısı düşüklüğü sebebiyle verimde azalma olduğu bilirkişi raporunda açıklandığından, ilçe tarım müdürlüğünün zeytin için bildirdiği 2011-2012-2013 yılları verim, fiyat ve üretim giderlerinin ortalaması alınmak suretiyle zeytinin bulunduğu arazinin m² değerinin belirlenmesi gerekirken, zeytinin verimini 580 kg, satış fiyatını 3,00 TL, masrafını ise 696 TL üzerinden hesaplayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi, 2-Dava konusu taşınmazların bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen objektif değer artışına etki eden hususlar dikkate alındığında, %125 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken, %70 objektif artış veren bilirkişi raporunun hükme esas alınması, 3-Dava konusu taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan kalan kısımda herhangi bir değer kaybı olmayacağı düşünülmeden, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda kamulaştırmadan...
Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerlendirme yapılırken ekonomik olarak değer ifade eden ilk ürününün (yaş üzümün) son üç yıla ait (2011-2012-2013 yılları) verim, üretim gideri ve ortalama satış fiyatlarının gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilerek bunların ortalaması alınmak suretiyle değer tespiti gerekirken, işleme tabi tutulduktan sonra elde edilen kuru üzüm üretimine göre değerlendirme yapılması, 2-Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen objektif değer artışına etki eden hususlar dikkate alındığında %150 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken, %40 oranında objektif artış veren bilirkişi raporunun hükme esas alınması, 3-Dava konusu taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan kalan bölümde en fazla %10 değer kaybı olacağı düşünülmeden, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda kamulaştırmadan kalan...
Ancak; 1-Dosyada mevcut bilirkişi raporlarında 10 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünün yapılaşmaya uygun olmadığı ve yapılaşmada kısıtlama meydana geleceği gerekçesiyle arta kalan bölümde %25 oranında değer kaybı oluşacağı kabul edilmiştir. Taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünün imar durumunda değişiklik olup olmayacağı, yapılaşma yönünden müstakil imar hakkı verilip verilmeyeceği ilgili belediye başkanlığından sorulup, sonucuna göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2-Hükme esas alınan ikinci bilirkişi kurulu raporu ve ek raporunda yapı bedelinin maddi hata sonucu eksik hesaplanarak sonuç itibariyle az bedele hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Şöyle ki; Dava konusu taşınmazlardan 851 parsel kısmen kamulaştırıldığından, kamulaştırılan kısmın terkini, kamulaştırmadan arta kalan ve bedeline hükmedilen kısmının ise davacı idare adına tescil edilmesi gerekirken tamamının terkinine hükmedilmesi, Doğru değilse de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının terkine ilişkin dördüncü paragrafının başından (taşınmazların) kelimesinin çıkartılmasına, yerine (11.09.2012 tarihli fen bilirkişi raporuna göre, dava konusu 593 ve 845 parsel numaralı taşınmazların tüm, 851 parsel numaralı taşınmazın 186,19 m2 kısmının) ibaresinin yazılmasına, aynı bendin sonuna (dava konusu 851 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve bedeline hükmedilen 383,81 m2 kısmının tapusunun iptali ile davacı idare adına tesciline) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının...
arta kalan 198,21 m2'lik kısımlarında inşaat izni verilip verilmeyeceği ve verilebilir ise kamulaştırmadan önceki duruma göre herhangi bir kısıtlılık olup olmayacağının ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
MAHKEME KARARI Mahkemenin 13.12.2016 tarihli ve 2015/462 Esas, 2016/434 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı işyerinde 28.08.2013-24.03.2015 tarihleri arasında çalıştığı, kıdem tazminatı dava açıldıktan sonra ödendiğinden talebin konusuz kaldığı, bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat bakımından ise davacı tarafça belirli süreli ... sözleşmesi ile çalıştığı iddia edilmiş ise de işin ifa edildiği ...’in faaliyetlerinin kapsamı dikkate alındığında güvenlik, tesisin işletilmesi ve araçların sevk ile idaresi işlerinden sorumlu olan davacının yaptığı işin belirli süreli sayılmasını gerektirir objektif ve nesnel koşulların bulunmadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki ... sözleşmesinin belirli süreli ... sözleşmesi niteliğini haiz olmadığı, bu nedenle bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle bakiye süresi ücretinden kaynaklı tazminat talebinin reddine, kıdem tazminatı bakımından ise ödenmesi sebebi ile talebin esası hakkında karar verilmesine yer...
Ağır Ceza Mahkemesinin, 2014/181 Esas - 2015/145 Karar sayılı dosyasına ilişkin davacı tarafından beraat tarihinden önce ödenen vekalet ücretinin maddi zarar kapsamında değerlendirilebileceği, ancak bu zararın serbest meslek makbuzu ya da muadili bir belge ile ispatlanması gerektiği, yine ispata dayalı vekalet ücreti olarak maddi tazminat kapsamına dahil edilen miktardan, davacının beraat etmiş olması sebebiyle kendisine ödenen vekalet ücretinin çıkartılması gerektiği hususları gözetilmeden, vekalet ücreti olarak ödendiği belirtilen 15.052,69 TL'nin maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması, 3-Davacının, bir üst rütbeye emsallerinden geç terfi etmesi nedeniyle meydana gelen maaş farkının, kıta komutanlığı emrine atanamamaktan kaynaklı muhtemel kayıpları ile OYAK üyesi olan davacının emeklilik yardımı ve konut ön birikim fonundan kaynaklı kayıplarının maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınamayacağının gözetilmemesi, 4- Dairemizin yerleşik uygulamaları kapsamında, davacının tutuklu...
Davacı asil 13/03/2021 tarihli celsede alınan beyanında, davalıdan 350.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir....