--kayıtlarının celbinin gerektiğini, Müvekkil hekimin herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi, zarar ve tedavi arasında illiyet bağının bulunmadığını, Davacının müvekil hekime l8. haftada geldiğini, bu süreç ve doğumdan önceki şüreç ve doğum sürecindeki tıbben takip, test ve tetkikler yaptırıp yaptırmadığının davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, Davacı küçükte mevcut olduğu iddia edilen down sendromunun genetik bir bozukluk olup, hekim/hastanenin neden olamayacağının bilimsel bir gerçek olduğunu, 18. haftalık gebe iken tedavi amaçlı gelen, test sürelerini geçiren müvekkile yaşının genç olmasına rağmen bir çok hekim tarafından bu süreçte yaptırılmayan dörtlü tarama testinin yaptırıldığını, sonuçlarının risksiz bulunduğu dikkate alındığında, müvekkil hekime atfedilec DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....
--kayıtlarının celbinin gerektiğini, Müvekkil hekimin herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi, zarar ve tedavi arasında illiyet bağının bulunmadığını, Davacının müvekil hekime l8. haftada geldiğini, bu süreç ve doğumdan önceki şüreç ve doğum sürecindeki tıbben takip, test ve tetkikler yaptırıp yaptırmadığının davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, Davacı küçükte mevcut olduğu iddia edilen down sendromunun genetik bir bozukluk olup, hekim/hastanenin neden olamayacağının bilimsel bir gerçek olduğunu, 18. haftalık gebe iken tedavi amaçlı gelen, test sürelerini geçiren müvekkile yaşının genç olmasına rağmen bir çok hekim tarafından bu süreçte yaptırılmayan dörtlü tarama testinin yaptırıldığını, sonuçlarının risksiz bulunduğu dikkate alındığında, müvekkil hekime atfedilec DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....
Yargılama sırasında alınan Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu’nun 10.09.2008 günlü raporunda;”…8.8.2006 tarihinde akut batın tablosunun oluştuğu, bu durumun hastanın muayene ve tetkiklerinden anlaşıldığı ve hastaya yatış önerilmesinin tıbben doğru olduğu…” belirtilmekle hekim hatası bulunmadığı mütalaa edilmiş; Mahkemece, alınan bilirkişi kurulu raporu benimsenmek suretiyle, davacının tedavisinde hekim hatası bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda davacı, 7.8.2006 tarihinde ateş, kusma, şiddetli karın ağrısı şikayetleri ile davalıya başvurduğunu, teşhis ve tedavide gerekli özenin gösterilmediğini, ertesi gün ise akut batın tablosunun oluşmasına sebebiyet verildiğini ileri sürmüş olup, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda bu hususlarda doyurucu bir açıklama bulunmamaktadır....
hekimlerin yaptığı işlemlerin neden olmadığını, hekimlerin Tıbbi Uygulama hataları olmadığı için ortaya çıkan sonuçtan sorumlu olmalarını gerektiren neden sonuç ilişkisi kurulmadığından tazminat talep edilemeyeceğini, gebelik takibine sigortalı hekim de dahil toplam 11 hekimin katıldığını, Sigortalı hekimin sırası ile ; 1-) 25/11/2015 tarihli muayenede gebelik tanısı koyduğunu, gebelik haftası itibariyle Down Sendromuna ilişkin bu aşamada tespit yapılmasının mümkün olmadığını, 2-) Sigortalı hekimin gebeliğin 7 hafta 5 günlük iken (08/12/2015 tarihinde) sorumlu hekim olması nedeniyle müdahalesi olmuş, bu aşamada Down Sendromunun belirlenmesi için test yapılması aşaması olmadığını, sadece Ultrason ile rutin gebelik takibi yapıldığı, idrar kültürü sigortalı hekim tarafından yapılmış bu incelemenin sonucu 09/12/2015 tarihinde Dr.... tarafından değerlendirildiğini, 3-)Sonraki değerlendirme 02/02/2016 tarihinde danışman hekim olan sigortalı hekim tarafından yapılmış, 4-) 23/03/2016 tarihinde...
hekimlerin yaptığı işlemlerin neden olmadığını, hekimlerin Tıbbi Uygulama hataları olmadığı için ortaya çıkan sonuçtan sorumlu olmalarını gerektiren neden sonuç ilişkisi kurulmadığından tazminat talep edilemeyeceğini, gebelik takibine sigortalı hekim de dahil toplam 11 hekimin katıldığını, Sigortalı hekimin sırası ile ; 1-) 25/11/2015 tarihli muayenede gebelik tanısı koyduğunu, gebelik haftası itibariyle Down Sendromuna ilişkin bu aşamada tespit yapılmasının mümkün olmadığını, 2-) Sigortalı hekimin gebeliğin 7 hafta 5 günlük iken (08/12/2015 tarihinde) sorumlu hekim olması nedeniyle müdahalesi olmuş, bu aşamada Down Sendromunun belirlenmesi için test yapılması aşaması olmadığını, sadece Ultrason ile rutin gebelik takibi yapıldığı, idrar kültürü sigortalı hekim tarafından yapılmış bu incelemenin sonucu 09/12/2015 tarihinde Dr.... tarafından değerlendirildiğini, 3-)Sonraki değerlendirme 02/02/2016 tarihinde danışman hekim olan sigortalı hekim tarafından yapılmış, 4-) 23/03/2016 tarihinde...
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, hasta ile hekim arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklı, tedavi hizmetinin hatalı uygulandığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlidir. Davacı vekili; davacının rızası ve talebi bulunmamasına rağmen davalı hekim tarafından burun ucu kaldırtılmak suretiyle estetik uygulandığını, bunun neticesinde burun ile üst dudak birleşim bölgesinden fazla doku alındığını ve üst dudak bölgesinde kalkıklık oluştuğunu, davacının yapılan operasyon ve sonuçlarıyla ilgili yeterli şekilde aydınlatılmadığını ve bilgilendirilmediğini iddia ederek şimdilik 500,00 TL maddi ve 200.000,00 TL'de manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, davalıların eylemlerinin haksız rekabet yarattığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece haksız rekabet eyleminin gerçekleştiği, ancak davacının zararını ispat edemediği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı, tanınmış bir hekim olduğunu ve davalılar tarafından bilgisi ve izni dışında adı kullanılmak suretiyle alan adı alınarak davalı şirketin işlettiği özel hastanenin sitesine yönlendirme yapıldığını, bu şekilde ünvanı ve iş potansiyelinden haksız yararlanıldığını iddia etmektedir....
TBK 56.maddesinde manevi tazminat düzenlenmiş olup, bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde bulundurularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Aynı maddenin 2.fıkrasında ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar gören yahut ölenin yakınlarına da uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenebileceği kabul edilmiştir. Manevi tazminat takdir edilirken bu bedelin taraflar açısından bir ceza ve zenginleşme aracı olmadığı, her olaya özel olarak değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınmıştır. Somut olayda ...'...
ve manevi tazminat talebine ilişkindir....
Hacettepe Üniversitesi'nden davacı tarafın başvurusu üzerine Adli Tıp Anabilim Dalından iki adli tıp uzmanı ve bir genel cerrahi uzmanından oluşan heyetten alınan mütalaada tıbbi uygulama hatası olduğu belirtilmiştir. Dava, hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır (TBK 502- 506 md). Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranma zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafifte olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir....