PMF 1931 Hayat Tablosu Yargıtay kararları ile hukuk hayatımıza girmiş olup TRH 2010 Hayat Tablosunun Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile yürürlüğe girmesinden sonra da hukuk hayatımızdan çıkmıştır. PMF 1931 Hayat Tablosunun hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin 2918 sayılı KTK hakkında verdiği kararından sonra da PMF 1931 Hayat Tablosunun hukuken geçerlilik kazanması ancak yasal düzenleme ya da ilgili yönetmeliklerde düzenleme yapılması ile mümkün olacaktır. Yukarıda da açıkladığımız gibi TRH 2010 Hayat Tablosunun hukuki dayanakları varlığını korumakta olduğu için uygulanmaktan vazgeçilmesi şu aşamada mümkün olmadığı gibi bunun aksi şekilde yorumlanması durumunda da PMF 1931 Hayat Tablosunun kendiliğinden işlerlik kazanması da mümkün değildir. Çünkü PMF 1931 Hayat Tablosunun kanun ya da yönetmelik şeklinde bir yasal dayanağı bulunmamaktadır....
Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 6762 sayılı TTK.nun 1269. maddesi (6102 sayılı TTK'nun 1453. maddesi) uyarınca malı rehin alan kimse o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı yasanın 1270. maddesi (6102 sayılı TTK'nun 1406. maddesi) uyarınca bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Somut olayda, davaya konu hayat sigortası poliçesinde, dava dışı bankanın dain mürtehin sıfatı ile hak sahibi olduğu görülmüştür. Davacının sigorta poliçesine dayanarak tazminat talebinde bulunabilmesi için dain ve mürtehinin bu konuda açık muvafakatının olması gerekmektedir. Bu durumda Hakem Heyeti'nce, dain mürtehin sıfatı bulunan dava dışı bankadan davaya muvafakatinin olup olmadığı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bankaya sorulmadan doğrudan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, muris ... 10/08/2011 tarihinde kredi kullandığını, aynı tarih başlangıçlı olarak da davalı taraf olan şirkette ...Tüketici Kredisi ... Kredi Hayat Sigortası Katılım Sertifikası ile hayat sigortalı olduğunu, murisin 19/10/2013 tarihinde vefat ettiğini, ölüm sebebinin kalp yetmezliği olduğunu, ölümün sigortalılık süresi çerisinde gerçekleştiğini ancak sigorta şirketinin vefat tazminatını ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 13.500,00 TL'nin 27/11/2013 tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 1487/1. maddesi; "hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'in 30/05/2014 günü vefat ettiğini, müteveffa ...'e .... Bankası ... .... Şubesince toplam 15.000 TL. bedelli Tüketici Kredisi kullandırıldığını, bu krediyi teminat altına almak için Hayat Sigortası Poliçesi düzenlendiğini, ölüm sonrası ...'in varisi ...'un 07/07/2014 tarihinde bankaya başvurusunun reddedildiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL. hayat sigortası tazminatının temerrüt tarihinden itibaren reeskont avansı faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
Şirketi vekili, poliçenin vade tarihinin 09/11/2001 olduğunu, dava tarihi itibari ile zamanaşımına uğradığını, Hayat Sigortasının bir zarar sigortası değil bir meblağ sigortası olduğunu, 30 yıllık sürede ödenen paranın 27.600,00 TL olduğunu, bunun da yeni para ile 0,027 kuruş olduğunu, beş yılda bir yapılmış olan kar payının ilavesi ile toplam 3,70 TL'ye ulaştığını, kendisine bu paranın ödeneceğinin davacıya belirtildiğini, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, bu kabul edilmediği takdirde hukuken hak ettiği 3.70 TL'yi ödemeyi kabul ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda davalı taraf, davacının hayat sigortasını yapan sigorta şirketidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigortasından kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili; davacıların murisi ...'ın 11.08.2010 tarihinde aniden rahatsızlanması ile kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, ...'ın davalı şirkette 17.03.2009 başlangıç tarihli Bireysel Emellilik Sigortası ile Uzun Süreli Hayat Sigortası yaptırdığını, murisin bu tarihte bilinen bir hastalığının da bulunmadığını, 23.09.2010 tarihinde davacıların davalı şirkete başvurmasına rağmen davalının poliçe kapsamında ödeme yapmaktan kaçındığını ileri sürerek 70.000,00 TL tazminatın vefat tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 08.08.2012 tarihinde vefat eden murisi ..'in ölümünden önce dava dışı ......dan tüketici kredisi kullandığını, bu krediyle ilgili olarak davalı tarafından hayat sigortası yapıldığını, bunun dışında murisin 15.09.2010 tarihli ayrı bir hayat sigortası daha bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin hayat sigortası poliçesinin yapıldığı tarihte murisin kanser hastası olduğu ve beyan yükümlülüğüne yerine getirmedi gerekçesiyle ölüm tazminatını ödemediğini ileri sürerek, fazlaya ilşkin hakları saklı kalmak kaydıyla 16.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili; müteveffa....’nın,vefatı ile ilgili olan kendisinde mevcut olan hastalıklarını bildirmediğini, bu durumda Hayat Sigortası Genel Şartlarında yer alan beyan yükümlülüğünün kasten ihlal edildiğini ve sigorta bedelinin tanzim edilemeyeceğini beyanla,davanın reddini savunmuştur....
olarak toplam 10.771,66 TL alacağın istemi ile 30/04/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, murisin takip tarihinden önce ölmüş olması nedeni ile takibin durdurulduğu, alacaklı tarafın bu kez mirasçılardan murisin eşi Kerime Şentürk aleyhine 30/07/2015 tarihinde yeniden ödeme emri gönderdiği, takibin borçlu yönünden kesinleştiği, evine iki kez haciz işlemi yapıldığı, maaşı ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğu, davaya konu bireysel kredilerle bağlantılı hayat sigortasına ilişkin bilgiler formunun matbu olarak düzenlendiği, altında sadece Hasan Şentürk'ün imzasının bulunduğu, bilgilendirme formunda hayat sigortası için muafiyetlerin hayat sigortası, ferdi kaza genel sigortası T6 a.ş poliçe özel şartlarına ilişkin düzenleneceğinin beyan edilerek muris tarafından el yazısı ile "okudum, anladım, müzakere ettim" şeklinde genel beyanları içeren yazının yazılarak altında imzasının alınmış olduğu, hayat sigortası kapsamına göre ürüne ait genel ve özel şartlar bölümünde sözleşmenin...