Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu olayda, davacının bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere hizmet döküm cetvelinde belirtilen tarihler arasında davalı T4 hizmet alım sözleşmesi karşılığı iş alan firmalar nezdinde çalıştığı, davalı T4 hizmet alım sözleşmesi karşılığı firmalara hasta bakımını ihale ettiği, davacının ihaleyi alan şirketler bünyesinde hasta bakıcı olarak çalıştığı, ihale alan şirketler değişse bile yeni ihale alan şirket elemanı olarak Ankara Üniversitesinde çalışmaya devam ettiği , hasta bakım işinin yardımcı işlerden olduğu , bu durumda davalı Üniversite ile dava dışı taşeron şirketler arasında asıl - alt işveren ilişkisinin kurulduğu,4857 sayılı İş Kanununun 2/6. Maddesi gereğince davalı Üniversitenin asıl işveren sıfatıyla işçilik alacaklarından dava dışı alt işverenle birlikte sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır....

İstinaf Sebepleri 1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili yararına nafakaya hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin ... olmadığını, kadının nafaka taleplerinin reddi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile kadın yararına hükmolunan nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. 2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin ... olmadığını, nafakaların az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....

    Bu nedenle davacının maddi tazminat talebinin yanında manevi tazminat talebi de poliçe ile teminat altına alınmıştır....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; feshin haklı nedene dayandığı sebepler ile manevi tazminat talebine ilişkin sebeplerin aynı olduğunu, tanık beyanları ile de manevi tazminat nedenlerinin varlığının beyan edildiğini, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tazminat alabilmek amacıyla mağduriyet yaratmaya çalıştığını, davacının iş sözleşmesini haksız feshettiğini ve kıdem tazminatına hak kazanmadığını, fesih tarihinde davacı hasta olmadığı halde rapor alarak noter aracığı ile ihtarname tanzim etmeye gittiğini, buna göre davacının fesih tarihinde gerçekten hasta olmadığını, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, yıllık izinlerini kullandığını ve alacak taleplerinin yersiz olduğunu ileri sürmüştür....

      Yapılacak iş, davacının özellikle 28/08/2007 ve 28/12/2007 tarihlerinde hastanelere yaptığı başvurular dikkate alınarak, ilgili sağlık kuruluşlarından hasta hikayesi, tanı, teşhis ve tedavi şeklini içerecek şekilde davacıya ait hasta dosyasını temin etmek, yine davacının 06/10/2008 tarihinden önce karıştığı maddi hasarlı veya yaralamalı trafik kazası bulunup bulunmadığını kolluk birimlerinden sormak; varsa buna ilişkin soruşturma evraklarını istenmek; davacıya ait hasta dosyası, dosyada yer alan röntgen ve grafileri içeren CD ve varsa trafik kazasına ilişkin soruşturma evrakları eklenmek sureti ile Adli Tıp Kurumu'nun ilgili İhtisas Dairesi'nden, önceden yaşandığı iddia edilen trafik kazasının davacının mevcut sürekli iş göremezlik derecesine etkisi olup olmadığı hususunda rapor almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

        Mahkemece davalı tanığı yeninden dinlenerek işten çıkarılmayan bu kişilerin kim olduklarının tespiti ile bu işçilere ilişkin bilgi ve belgelerin istenerek tüm delillerle birlikte değerlendirilip hüküm kurulması gerekmektedir. 3.Dosya kapsamına göre davacı işçinin iş akdi hasta alt bakım temizliğinin yapılmaması nedeniyle hakkında tutulan tutanaklardan dolayı feshedilmiş ve dinlenen davacı tanıklarından ... “Burada özellikle yatan hastaların alt bakımlarını sadece hasta bakıcılar tarafından yapılacağı belirtiliyordu. Öncesinde bunu hasta bakıcılar ve hemşireler birlikte yapıyorlarmış. Ben bunu hasta bakıcılara tebliğ ettim. İlk başta hasta bakıcılar bunu kabul etmediler. Bu sebeple hasta bakım personelleri hakkında tutanak tutuldu. Sonra tutanak ilgili birimlere tebliğ edildi. Bizim sonradan öğrendiğimiz kadarıyla Firma yetkilileri hasta bakım personelerine bu iş sizin işiniz değil yapmayın diye tebliğde bulunmuşlar....

          Davalı davacılar ile imzalanan sözleşmenin geçerli olduğunu, davacıların gerekli izni almadıkları için çalışamadıklarını, diş ünitesinin noksansız olarak davacılara teslim edildiğini savunarak davanın reddini, karşı dava olarak da; davacı-karşı davalıların ruhsat almadan hasta kabulüne başlamaları ve işi bırakmaları nedeniyle tedavisi yarım kalan hastalara yaptıkları ödemeler, akdin haksız feshi nedeniyle beş aylık kira bedeli ve ticari itibarlarının sarsılması nedeniyle manevi tazminat toplamı 21.135 YTL nın faizi ile davalılardan alınmasını istemiştir....

            Sayfasında Engelli Araçları Klozu Başlığı ile "...Özel tertibatlı olarak imal, tadil veya teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanan hasta veya engelli kişilerin H Sınıfı sürücü belgesine sahip olması ile diğer hallerde birinci dereceye kadar yakınları veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanıldığına dair belge ibrazı şartı aranır. Aksi halde tazminat ödenmez." düzenlemesine yer verildiği, dava konusu hasarın meydana geldiği esnada aracı sevk ve idaresinde bulunduran dava dışı sürücü ... ile davacı arasında birinci derecede bir akrabalık bağının bulunmadığı, bu nedenle poliçe hükümleri uyarınca davalı ... şirketinin araçta oluşan hasar bedelini ödemekle yükümlü olmadığının anlaşıldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü girişim, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir....

                Bu itibarla, Bölge İdare Mahkemesi kararının, manevi tazminat istemlerinin reddine yönelik İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır. Öte yandan, işbu bozma kararı üzerine manevi tazminat istemleri bakımından yeniden bir karar verileceğinden, davalı idarenin vekâlet ücreti yönünden yapmış olduğu temyiz başvurusunun bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davacıların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2....

                  UYAP Entegrasyonu