Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı Visus Şirketi ile davalı arasında alım - satım sözleşmesi kurulduğu, Visus Şirketi tarafından malların yurt dışından temin edilerek davalıya teslim edildiği, davalı ile davacı arasında MR cihaz satımı ile ilgili sözleşme bulunmadığı, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin protokol ile belirlendiği üzere cihazın kurulumunun yapılıp hasta kabul edilecek düzeyde çalışmasını sağlamak olduğu, davalı şirketin cihaz borcundan dolayı yapacağı ödemeyi, davacı şirketin, Visus şirketinden olan alacağından düşeceği, davacının belirlenen bu alacağı talep edebilmesi için cihazın hasta kabul edebilecek şekilde çalışması gerektiği, ancak bilirkişi raporları ile cihazın kurulumunun tamamlanmadığı hasta kabul edecek şekilde çalışmadığının tespit edildiği, sözleşmede belirlenen sürelerin geçtiği, protokolde belirlenen koşulun gerçekleşmediği, davacı taraf kendi edimini yerine getirmediğinden, cihaz...

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 26/09/2019 NUMARASI: 2016/1442 Esas - 2019/989 Karar DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2022 Davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacılar vekili, müvekkili ...'nın diğer müvekkillerinin müşterek çocuğu olduğunu, davalının, kadın doğum uzmanı Dr. ...'ın tıbbi kötü uygulamaya ilişkin mali sorumluluk sigortası poliçesini tanzim ederek limit dahilinde maddi ve manevi tazminat sorumluluğunu üstlendiğini, davacı ...'...

      vekili cevap dilekçesinde özetle: Estetik ameliyatlar bakımından, özel muayenehanesinde serbest meslek icrasında bulunarak ve anlaşmalı olduğu hastanelerde ameliyathanelerini kullanarak hastalarını ameliyat eden hekim ile hasta arasında eser sözleşmesinin, hastane ile hasta arasında ise karma sözleşme niteliğinde Bölünmüş Hastaneye Kabul Sözleşmesinin bulunduğunun aşikar olduğu, hekimin , eser sözleşmesi ile hastaya karşı taahhüt ettiği eserin meydana getirilmesi yükümü altına girmekte, hastane ise bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesi ile, teknik hizmet, bakım ve sair otel hizmetlerini ifa yükümü altına girdiğini, bu sebeple, serbest meslek icrasında bulunan hekim tarafından yerine getirilen tıbbi hizmet ve tedavilerde bir kusurun bulunması veya ayıplı bir ifanın söz konusu olması durumunda, hastanenin tıbbi hizmetlere yönelik herhangi bir ifa yükümü olmaması sebebiyle istihdam eden sıfatıyla sorumluluğu bulunmadığını, Yargıtay 13.HD. 22.02.1999, 384- 1128 sayılı kararında; ameliyathanesini...

      O halde Bölge Adliye Mahkemesince, davacının talepleri ayrı ayrı belirlenerek tüm talepler hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken, yasanın emredici hükmüne uyulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. 3-Davacının, sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı Kurum tarafından 30/12/2014 tarihli işlem ile, davacıya ait eczaneye ilişkin yapılan soruşturmada, davacı aleyhine ayrıca hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçeteler tespit edildiğinden 2012 yılı Eczane protokolünün 4.3.6. ve 5.3.5. maddesi uyarınca cezai işlem uygulandığı görülmektedir. 2012 yılı protokolünün 5.3.5 maddesi; “Hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 6 (altı) ay süre ile sözleşme yapılmaz....

        Maddesine, iç hukukun parçası haline gelen Avrupa Biyotıp Sözleşmesi'ne, Hasta Hakları Yönetmeliği ve diğer mevzuata uygun şekilde hastanın aydınlatıldığını, rızasının alındığını, bu nedenle dava dilekçesinde onamın etik kurallarına uygun olmadığı, geçersiz olduğu yönündeki iddiaları kabulün mümkün olmadığını, maddi tazminat talepleri yönünden; Borçlar Kanunu'nun ilgili maddelerinde düzenlendiği üzere hukuka aykırılık, zarar, illiyet bağı gibi tazminat koşullarının mevcut olmadığını, dava dilekçesindeki isnadları kabul manasına gelmemek kaydı ile müvekkili hekimin eylemlerindeki kusuru ispat etmesi gereken davacı taraf olduğunu, ancak bunların ispatının, hukuka aykırılık ve illiyet bağının, tazminat borcunun olduğu anlaşıldıktan sonra dava dilekçesinde beyan edilen zararların ispatı safhasına geçileceğini, davacı eşinin maddi tazminat hakkına ilişkin yasada herhangi bir düzenlemenin bulunmadığını, maddi tazminat taleplerinin reddini talep ettiklerini, manevi tazminat talepleri yönünden...

        Kattaki kaşılama bankosundaki kişinin hasta dilfuruz demiral olduğunu söyleyebilirim, ayrıca diğer kamera görüntüsündeki hastanenin girişinde olan kişininde hasta dilfuruz olduğunuda söyleyebilirim, diğer kamera görüntüsünün b blok 1. Katta geçtiğini bir odadan çıkıp koridorda telefonla konuşan kişinin davacı olduğunu söyleyebilirim, bana izlettiğimiz kamera kayıtlarında davacının telefon görüşmesinden sonra tekrar odaya girdiğini gördüm ancak kamera kayıtlarında bana izlettiğiniz görüntülerde odadan davacının ve hasta dilfuruzun birlikte çıkmasına ilişkin görüntü yoktu daha önce olay sonrasında bizim iş yeerinde izlediğimiz kamera görüntülerinde odadan davacının ve hasta dilfuruzun birlikte çıktıklarına dair kamera görüntüsünün olup olmadığını olayın üzerinden çok zaman geçmiş olması nedeni ile hatırlayamıyorum " şeklinde anlatımlarda bulundukları anlaşılmaktadır....

        DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : KAYSERİ 1....

        Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü girişim, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir. Acil durumlar ile, hastanın reşit olmaması veya bilincinin kapalı olduğu ya da karar veremeyeceği durumlarda yasal temsilcisinin izni alınır..." kuralına yer verilmiştir. 01/08/1998 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hasta Hakları Yönetmeliği'nin davacıya tıbbi müdahale yapıldığı tarih itibarıyla yürürlükte bulunan haliyle 15. maddesinde, “Hasta; sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi istemek hakkına sahiptir......

          Davacı vekili 12/12/2016 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 26.582,60 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiş, ancak 18/10/2017 tarihli dilekçesi ile de maddi tazminat yönünden taraflar arasında anlaşma sağlandığını ve bu nedenle maddi tazminat talebinden feragat ettiklerini ayrıca bu talep yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Davalı ... vekili söz konusu davanın idari yargı alanına girdiğini bu nedenle dava şartı yokluğundan usulen red kararı verilmesi gerektiğini, bununla beraber davanın süresinde de açılmadığını, zira atıf yapılan TBK ilgili hükümlerine göre maddi ve manevi tazminat taleplerinin 1 yıllık süre şartına tabi olduğunu, esas bakımından ise idarenin tazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını zira müvekkil idarenin personel alımına uygun özellikleri taşıyan sürücüleri çalıştırdığını, aracın ......

            Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 uzun yıllar Küçükçekmece bölgesinde eczane sahibi ve mesul müdürü olarak mesleki faaliyet yürüttüğünü, E-40815654- 030.03- 44292228 sayı ve 20.04.2022 tarihli yazı ile müvekkili tarafından vefat eden hasta üzerine reçete düzenlendiği iddiasıyla yargıtay içtihatlarına aykırı olarak cezai şart uygulandığını, SGK ile müvekkilinin sahibi olduğu eczane arasında ilaç teminine ilişkin sözleşme özel hukuk sözleşmesi olduğundan görevli mahkemenin genel hukuk mahkemeleri olduğunu, müvekkili eczanenin reçete düzenleme yetkisi olmadığını, pandemi döneminde davalı kurumca alınan karar gereği hasta ve/veya hasta yakınının talebi üzerine hekime başvurmadan 3 aylık ilaçların karşılandığını, somut olayda vefat eden hastanın yatalak bir hasta olduğunu, ilaçlarını düzenli olarak müvekkilinin eczanesinden oğlu aracılığıyla aldığını, hasta yakınının talebi doğrultusunda hastanın yatalak ve yaşlı olması nedeniyle ihtiyata binaen kullandığı ilaçların reçete...

            UYAP Entegrasyonu